ınsan hayatını sever,dostlarını sever,enbiyayı ,Allah dostlarını sever. Baharı, güzel şeyleri sever. Parayı sever,dünyayı sever. Anayı sever evladı sever. Karşı cinsi sever.
Lakin, şirk bu sevgilerde ince bir Sırat köprüsüdür.
Bunları bunları mecburen sever.Ama irade ile bunlara duyulan sevginin yüzü bir sevgiliden diğerine dönebilir.
şimdi ,bu sayılanları sevme, dendiğinde bir muhal ortaya çıkarki insan fıtratına aykırıdır. Söz odur ki bu sayılanları Cenab-ı Hak hesabına sev, demektir.
Mesela, lezzetli yemekleri, güzel meyveleri, Cenab-ı Hakkın ihsanı ve o Rahman-ı Rahimin yardımı yönünde sevmek, Rahman ve Mün'im isimlerini sevmektir. Hem manevi bir şükürdür. şu muhabbet, yalnız nefis hesabına olmadığını ve Rahman namına olduğunu gösteren, meşru dairesinde kanaatkarane kazanmak ve tefekkür ile teşekkür ederek yemektir.
Hem, baba ve anneyi şefkat ile donatan ve seni onların merhametli elleriyle terbiye ettiren hikmet ve rahmet hesabına onlara hürmet ve muhabbet, Cenab-ı Hakkın muhabbetine aittir. O muhabbet ve hürmet, şefkat, Allah rızası için olduğuna alameti şudur ki: Onlar ihtiyar oldukları ve sana hiçbir faydaları kalmadığı ve seni zahmet ve meşakkate attıkları zaman daha çok muhabbet ve merhamet ve şefkat etmektir.
Ve evlatlarını, o Zat-ı Rahim-i Kerimin hediyeleri olduğu için tam bir şefkat ve merhamet ile onları sevmek ve korumak, yine Hakka aittir. Ve o sevgi ise, Cenab-ı Hakkın hesabına olduğunu gösteren alamet ise, ölümlerinde sabır ile şükürdür, ümitsizce feryad etmemektir. "Halıkımın, bana emanet olarak verdiği, sevimli bir mahluku idi, bir mülkü idi. şimdi hikmeti gerektirdi, benden aldı, daha iyi bir yere götürdü. Benim o mülkte evlatta bir görünür bir hissem varsa, hakiki bin hisse onun Halıkına âittir. "hüküm Allah'ındır"", deyip, teslim olmaktı. ışte şirk ortadan kalkmıştır.
Hem enbiya ve evliyayı sevmek, Cenab-ı Hakkın makbul ibadı olmak yönü ile, Cenab-ı Hakkın adına, hesabınadır ve o bakış açısından Ona aittir. şirk değildir.
Özetle, dünyayı ve ondaki mahlukları mana-i harfiyle sev, mana-i ismiyle sevme; "Ne kadar güzel yapılmış" de, "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin içine başka sevgilerin girmesine meydan verme. Çünkü, kalbin içi Samed olan Allah'ın aynasıdır ve Ona özeldir."Allah'ım, bize sevgini ve bizi Sana yaklaştıracak şeylerin sevgisini nasip eyle", de. ışte bu şirk değildir.
ışte, bütün yukarda sayılan ve sayılmayan sevgiler, eğer bu suretle olsa, hem acısız bir lezzet verir, hem sonuda ayrılık olmayan bir kavuşmaktır, o sevilen şeyler Baki olur, hem Allah sevgisini artırır, hem meşru bir muhabbettir, hem lezzetin ta kendisine bir şükürdür, hem muhabbetin ta kendisi bir fikirdir.
ışte anladın ki şirk Allah adına sevmemektir. Yukarıda yazılan ayetlerin tehdidi benim yazdığım gibi Hak adına sevenlere yönelik değil, ifrata girerek, Allah adına değil nefsi hesabına sevenleredir. Yani sadece bağlı bulunduğu mürşide ifratla duyulan sevgide şirk yoktur. Evlat sevgisinde, anne,mal,dünya,eş vs sevgilerinde dahi şirk gizlidir. Nasıl evlat sevgisinde bir şirk tehlikesi var, onu sevme denemez, evliyada, peygamberde dahi bir şirk tehlikesi var ona tabi olma denemez. Hem "Dünyanın sinek kanadı kadar değeri olsaydı..." hadisi dünyayı küçümsememekte sadece onu bir amaç yapanları, ölmiyecek gibi ona bağlanıp Allah'ı unutarak şirke girenleri tehdit ederek hakaret etmektedir. Yoksa dünyanın Allah'a bakan yüzü müstesnadır. O dahi Allah hesabına haktır ve caizdir. şirk ise asla yoktur
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...