Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

23.02.2004, 21:07

Gençlik gidecek

Gençlik gidecek

“Gençlik, hayatın sonunda olmalıydı, ondan ancak o zaman yararlanırdık.” :cry:

(Sr. Thomas Beecham)


Gençlik, akıp giden zamanın şafak vakti... Tan yerinin ağarması kadar yeni, güneşin ilk doğuşu kadar genç... Ve coşan, galeyana gelen, suların en köpüklü kısmı...

Yokuş yukarı giden bir yol gençlik... Bazan dikleşip yorulacak, bazan düşecek, sürünecek, bazan elleri kanayacak, ancak yine de ömrün en güzel yılları diye addedilecek. Fakat bir ân-ı seyyale kadar kısadır vakti... Tâ ki, ayrılınca kıymeti anlaşılan hazinelerden en kıymetlisi.

An gelir, bendesine sığmayan taşkın sulara benzer, çağlar. Zaman olur, rüzgâr, kasırga, tufan olur önüne ne gelirse devirir. Bir rüzgârın savurduğu gül yaprağının arkasından koşar. Bu dünyalara sığmayan fakat engel tanımayan yürek... Öyle yükselir ki, gökleri delercesine... Ancak, ufak bir zelzeleyle yıkılan, bir lokmada, bir kelimede, bir danede, bir lem’ada, bir işarette, bir öpmekte batar gider. Dünyayı yutacak o büyük lâtifelerini, duygularını onda batırır. Bazan “bir pire için yorgan yakar”, ancak unutur... Çok küçük şeyler var çok büyükleri yutar.

Ve bazan öyle bir halet yaşar ki, gençlik dünyaya yerleşemez, zindanda boğazı sıkılmış adam gibi “of of” deyip dünyadan daha geniş bir yer ister.1

Ve, o an fıtrattan bir ses gelir. Ebed!.. Ebed!.. Aşk-ı bekâdan gelen ağlamaların tercümanıdır bu ses...

Eğer fıtratına uygun cereyanı bulamazsa, her esen rüzgârla sallanan yapraklara benzer... Çünkü, gençlik akıldan ziyade hissiyatı dinler. Unutur ki, his ve heves kördür, akıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih ettirir.2 Hem dünyada, hem ahirette sahibinin başına belâ olur.

Büyük bir nimet olan gençlik, eğer aklı başında ve kalbi yerinde bulunan,—yani mü’minlerde olsa—ibadete ve hayra, uhrevî ticarete harcansa, en kuvvetli ticaret, güzel ve şirin bir hayır vesilesi olur. Ve gençlik, dinin emirlerine göre yaşansa, su-i istimal edilmezse, kıymettar, zevkli bir nimet-i ılâhiye olur.3

Evet eğer bu gençlik nimeti, istikametle, itaatle, şükür görürse; hem ziyadeleşir, hem bakileşir, hem lezzetlenir... Bu şükrü görmezse; hem belâlı olur, hem elemli, gamlı, kâbuslu olur, gider. Sadece sahibine değil, akrabasına, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçirmeye sebebiyet verir.4

Bu hayatın baharı olan gençlik yaşanırken, en güzel yıllar geçerken ve zikzaklı vadilerin kenarından geçilirken... En büyük ve tek gerçek olan ölüm karşısına dikilir. O zaman haram lezzetlerin acılığı hissedilir. Eğer hayat helâl dairesinde yaşanmışsa, o zaman da Kur’ân’ın nuru imdada yetişir...

Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz meşrû dairede kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getirecek. Eğer ıslâm terbiyesiyle o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak...”5


Kaynaklar:

1- Nursî, Said, Mesnevî-i Nuriye s. 157.

2- Nursî, Said, Sözler, s. 154.

3- Nursî, Said, Lem’alar, s. 223.

4- Nursî, Said, Lem’alar, s. 223.

5- Nursî, Said, Sözler, s. 150.

Saadet BAYRı

07.01.2004


http://www.yeniasya.com.tr/2004/01/07/gorus/default.htm
Ruhumda büyük bir boşluk hissederek,okuyacak kitap ararken,Risale-i Nur'u okuduğum zaman elimde olmayarak ondan ayrılamadım.Kalbimdeki o büyük ihtiyacı karşıladığını hissettim.ılmî ve imanî şüphelerden kurtaran aklî ve imanî ispatları onda buldum.Z.G.

2

24.02.2004, 00:37

Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz meşrû dairede kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getirecek. Eğer ıslâm terbiyesiyle o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak...”

Bir anlayabilseydik su azim hakikati..... bugün nice genclerimiz batakliklarda zayi olmazdi...

3

08.07.2009, 11:01

Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir