Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz.
Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz.
Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Amin ecmain inşaallah.Rabbim Üstadımızın ahlakıyla ahlaklanmak nasip eylesin..
Üstad'ımız tabiri caiz ise aşmış biri. Diyecek birşey bulamıyorum. Öyle konuşuyor ki sanki mevcudat yaratılırken şahit olmuş gibi. Allah'u alem
uzun zamandan sonra devam inşallah...
hakkınızı helal edin kardeşler..
Eski Florasanlar ne işe yarar?
Bir bayram öncesiydi.Kendisi çok sevdiği tabiat kitabını okumak için kıra çıkmış,talebelerinede evde temizlik yapmalarını tenbih etmişti.
Zübeyir Gündüzalp ,her yanı tertemiz etmiş,bir köşede uzun zamnadır bekleyen eski ve bozuk florasanlarıda artık bir işe yaramazlar diye kırıp çöpe atmıştı.
Bediüzzaman eve geldiğinde florasanları sordu:
‘Ne yaptınız onları?’
Has ve halis talebesi Zübeyir Gündüzalp ,Bediüzzamanın hassasiyetini bildiği için ,yapılanı gerekçesiyle birlikte açıkladı:
‘Üstadım , onlar iki üç senedir öylece bekliyordu.Bozuldular.Tamirleride mümkün değil.Bu yüzden bizde onları kırıp attık’.
Bediüzzaman bu kırmayı bile hoş görmedi:
‘Fesuphanallah,bu insanoğlunun ruhundada kırma ve yıkma meyli varmış!’
Onun dünyasında tahrip yok,tamir var..
Daima yapıcılık oldu işi…
Bir gönül yapmak…
Gönüller gönül olsun diye imanla sulamak…
Gönülleri imanla oldurmak,olgunlaştırmak ve hamlıktan kurtarmaktı işi…
Başkasının Günahına Ağlayan Adam'dan
Öyle bir ders ki,anlayıp tatbik edilse tüm Ümmet-i Muhammed(s.a.v) düştüğü vartadan kurtarabilir.
Allah razı olsun.
Baki selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...
tahrip kolay,tamir zor...
Allah bizi ıslah edenlerden, imar edenlerden eylesin...Amin...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?
ıçi Boş Yumurta Kabuğuna Bile Kıyamaz
Bediüzzaman,tahribin her türlüsüne karşıydı.Helede tabiatta bulunan hiç bir şey bozulmamalı,kırılmamalı,dağılmamalı idi.Çünkü onlar Allahın bin bir hikmetle yarattığı harika sanatlarıdır.
Bu haysiyeti o kadar ileri derecede idi ki,görevini yapmış,artık kıymeti kalmamış görünen yumurta kabuğunu bile kırmazdı.Tepesini minicik deler,içindeki gıdayı aldıktan sonra,içi boş yumurta kabuğunu olduğu gibi muhafaza ederdi.
BU şEKıLDE YAPAR VE '2KALBıM KIRMAYA ALIşMASIN'' DERDı...
''Ruhumda büyük bir boşluk hissederek,okuycak kitap ararken,Risalei Nuru okudugum zaman elimde olmayarak ondan ayrılamadım.Kalbimdeki o büyük ihtiyacı karşıladıgını hissettim....'' Zübeyir GÜNDÜZALP
masaallah, ne güzel bir baslik böyle..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"
şanslı Fare
Bediüzzamanı Afyon hapishanesinde tanıyıp hizmetinde bulunan Hasan Akyol anlatıyor:
''Üstad yatıyordu.Birde baktım ki koynuna fare girmiş...Sakince uyandı bende aval aval bakıyordum.Fareye 'kışt' demek gelmiyor aklıma Üsatd da birşey demiyor.Elbisesi bol olduğu için fare koynundan koluna doğru yürümeye başladı.Dirseğine kadar geldi. Üstad hayvana ne dedi biliyormusunuz?
-''Hey,çık mübarek hayvan çık!''
Fare sanki bu emri bekliyormuş gibi kolunun geniş yerinden çıkıverdi.Orada dikildi kaldı.Elinden aşağıya inmiyor.
Ben ise şaşkın şaşkın bakıyorum.
Üstad bana:
''Ya kardeş,şu yere bir lokma ekmek koyuverm.mübarek hayvan ekmek istiyor''dedi
Bende yere ekmek koydum.fare elinden yere indi.Ekmeği yedi sonrada çekip gitti.''
başkasının günahına ağayan adam'dan
biz olsak kim bilir ne yapardık :cry: :cry: :cry:
Çığlık atmaktan başka birşey aklımıza gelir mi ki..?
İmânın emâneti bu olsa gerek ki; hiçbir hâdise karşısında telaş göstermiyor.