Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

02.09.2006, 16:48

okumaya giden hristiyan olmuş bir gencin mektubu !

Bu mektubu okudugunuz zaman üzüleceginizi biliyorum. Aylardan beri sustuğum icin de üzülüyordunuz. Ama ne yapalım başka türlüsü elimden gelmiyordu. Beni affedeceğinizi, mazur göreceğinizi umarım. Anneciğim ve Babacığım, Ben artık islam dinini terk ederek hiristiyan oldum. Eğer böyle yaptığım icin bir günah işlemişsem bilin ki, bu günah tamamen size aittir. Çünkü siz, bana dinimi öğretmemiştiniz. Ben, adımın müslüman olduğunu biliyordum o kadar... Fakat, Müslümanlık nedir? Nasıl olur? Peygamberim kimdir? Nasıl bir zattır? Kur’an nasıl bir kitaptır, nelerden bahseder? Müslümanlıkta nasıl ve niçin ibadet edilir? ışte bütün bunlar bence bilinmeyen şeylerdi. Bana anlatmadınız, öğretmediniz. Buraya geldiğim zaman, çogu Fransızların dindar olduklarını gördüm. Hemen her evde birkac ısa ve Meryem’e ait resim vardı. Yemeğe oturdukları zaman dua okuyorlardı. Ben ise onlara alık alık bakıp durmaktan başka birşey yapamıyordum. Din, iman Allah. Peygamber, Kur’an ve ibadet hakkında bana bir çok sorular sorarlardı. Ama ben hiçbirine cevap veremiyordum. Siz, bana bunları öğretmemiştiniz. Hatta benim memleketimde dindarlık ayıptı. Mesela lisede derse giren bazı hocalar dindarlığın, yobazlık, gericilik olduğunu anlatırlar, ondan sonra derse başlarlardı. ıçimizden birisi dinden bahsedecek olsa, öğretmenler olsun, öğrenciler olsun hemen alay ederlerdi... ”Hey yobaz, kaçıncı asırdasın?“ derlerdi. Oruç tutmak bir suç, namaz kılmak ise bir ayıptı... Burada ise, durum tam tersine. ne kadar aldanmışız? Ne kadar aldatılmışız? Avrupanın dinsiz olduğunu zannederdik. Dinsizliği ilerilik, dindarlığı gerilik sayardık. Halbuki ne kadar yanılmışız, burada herkes dinden, imandan, ısa’dan bahsediyor. Dinsizler ise pek sevilmiyor. çogu kimsenin cebinde incil var. Bütün bunların karşısında içimde bir boşluk duydum. Hıristiyanların çoğu ibadet ediyordu. Ben ise ne kendi dinimden, ne de onların dininden birşey bilmiyordum... Yavaş yavaş hıristiyanlığı öğrenmek icin bir merak sardı beni... Öğrendim ve nihayet işte hıristiyan oldum. Artık tahsil masraflarımı kilise üzerine aldı. Bundan sonra bana, ister mektup gönderin, ister göndermeyin. Siz bilirsiniz, ama tekrar ediyorum. Eğer dinimi terk edip günahkar olmuşsam, bu günah tamamen size aittir. Allah sizi affetsin...

NOT: Bu mektup, Fransa'ya okumaya giden bir gencin ailesine yazdığı gerçek mektuptur...

2

02.09.2006, 17:02

:cry: :cry: :cry: ..

Gerçekten çok üzücü bir mektup..

ışte ailelere çok büyük görev düşüyor... hakiki imanı elde etmek için,faziletli nesiller yetiştirmek için ailelerin çok dikkatli olması gerek..Önce anne babanın iman hakikatlerinde yükselmesi lazım bunu da yaşayışı ile evlatlarına göstermesi lazım..Sözle hiç bir şey olmayacağı kanaatindeyim.en önemli şey yaşayarak bazı şeyleri göstermektir.

Bu tarz olaylar inanın sadece fransaya yani yurt dışına çıkarak gerçekleşmiyor..Ülkemizdede evlatlar böyle ziyan oluyor işte..Üni okusun adam olsun yeter felsefesiyle yaşayan aile çocuğndan elini çekiyor..çocuk özgürüm ailemden uzağım diyip sapıtıyor..nekadar üzücü bir durum oysa hakiki iman olsa o evlatta gerçek lezzetin neyde olduğunu bulacak..Tabi sonuç olarak yine çocuğu yetiştirmeye geliyor mesele..

inşallah Rabbim yaşayışımızla evlatlarımıza örnek olmak nasip etsin.Her birimiz ewlerimizi medrese-i yusufiyeye çevirsek o evlatlar nasıl olur kimbilir..ahhhh..

selametle kardeşlerim..

3

03.09.2006, 15:37

Risale-i Nur'un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta, masum çocuklardır. Çünkü bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda ıslamiyet ve imanın erkanlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı müslim birisinin ıslamiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur. Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur: "Neden imanımı terbiye-i ıslamiye ile kurtarmadınız

emirdağ lahikası

4

03.09.2006, 16:07

"O şefkatli valide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. "Oğlum paşa olsun" diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa’ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor. Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor. Fıtrî şefkatin tam zıddı olarak, o mâsum çocuğunu, âhirette şefaatçi olmak lâzım gelirken dâvâcı ediyor. O çocuk, "Niçin benim imanımı takviye etmeden bu helâketime sebebiyet verdin?" diye şekvâ edecek. Dünyada da, terbiye-i ıslâmiyeyi tam almadığı için, validesinin harika şefkatinin hakkına karşı lâyıkıyla mukabele edemez, belki de çok kusur eder."

Yirmi Dördüncü Lem´a, sf: 201

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

5

03.09.2006, 16:13

gerçekten birisi çocuklukta iman derslerini almazsa sonra çok zor namaz kılıyor, dinin emirlerini yerine getiriyor...

Alıntı

Adeta gayr-ı müslim birisinin ıslamiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir.

gerçekten üstad çok iyi teşhis etmiş...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir