Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

30.08.2006, 17:04

Google ile Karun

Google ile Karun

şimdi demişsinizdir, ne alaka bu, Hansel’le Gratel gibi bişey mi? Yok, öyle ayrılmaz ikili kardeşler değil.

Google arama motorunu kuran iki yazılımcı, kendi halinde adamlardı. Yaşadıkları yerin yaşam standartlarına göre zengin bile sayılmazlardı.

Gelgelelim, bu proje çok tuttu, insanların çok işini gördü, sonuçta site, daha doğrusu bu şirket, bu holding git gide büyüdü. Geçen senelerde halka açıldı hisseleri.

O iki yazılımcı, şimdi milyardolarlar ile oynuyor.


Karun ile ne alakası mı var?

Karun, Hz. Musa’nın akrabası, Benî ısrailden, Allah’a inanan bir zat idi. Sonradan kimya ilmini öğrendi ve serveti katlanarak arttı. Öyle ki, hazinelerinin sadece anahtarlarını, güçlü kuvvetli insanlar, yük hayvanları ile taşıyordu.

Sonra Hz. Musa aleyhisselâm, Allah’ın emriyle, O’na zekât vermesini emretti. Karun ise çıkıştı:

“Ne zekâtı? Bunu bana Allah mı verdi ki? Ben bunu ilmim ile kazandım.”

Sonra ne mi oldu? Allah onu da, mülkünü de, yerin dibine geçirdi.

Demeyin ki, çalışmanın, emeğin, alınterinin düşmanı olarak yazdım bunu :) Hatırlatmak istedim ki, hepimizin nefsinde, bir Fir’avn, bir Nemrut, bir Karun potansiyeli var. Kur’an’da adı geçen bu mel’unlar, bunun en uç noktaları, ibretlik olmaktansa, ibret almak ne güzel.

Kasas Suresi

76. şüphesiz Kârûn, Mûsâ'nın kavmindendi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz ona, anahtarlarını (bile taşımak) güçlü bir topluluğa ağır gelecek hazineler verdik. Hani, kavmi kendisine şöyle demişti: "Böbürlenme! Çünkü Allah böbürlenip şımaranları sevmez."

77. "Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez."

78. Kârûn, "Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir" dedi. O, Allah'ın kendinden önceki nesillerden, ondan daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseleri helak etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Suçlulukları kesinleşmiş olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü Allah hepsini bilir).

79. Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, "Keşke Kârûn'a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. şüphesiz o büyük bir servet sahibidir" dediler.

80. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, "Yazıklar olsun size! ıman edip de iyi işler yapanlara Allah'ın vereceği mükafat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur" dediler.

81. Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah'a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi!

82. Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, "Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış. Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak" demeye başladılar.

83. ışte ahiret yurdu. Biz onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız. Sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.

84. Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse, bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına çarptırılırlar.

85. Kur'an'ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: "Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir."

86. Sen, bu kitabın sana verileceğini ummuyordun. Ancak o Rabbinden bir rahmet olarak sana verildi. Öyle ise kafirlere sakın arka çıkma.

87. Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra, sakın seni onlardan çevirmesinler. Rabbin'e çağır ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!

88. Sen Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet etme. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Onun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve kesinlikle O'na döndürüleceksiniz.




Ee, ne demişler, Hayy'dan gelen 'ya gider. Demek öngörülemeyen sürprizler (!) olabiliyormuş. Zenginlik de, fakirlik de...

Not: Yazılarımda mavi renklendirme görüyorsanız ve üzerine gelince altında çizgi çıkıyor ve tıklanabiliyorsa, muhakkak linktir :) Tıklamanız için koydum.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

2

30.08.2006, 17:12

Allah razı olsun :) ewet ibretlik olmaktansa, ibret almak ne güzel..

Böyle herşeyden hissemizi alabilsek devamlı ne güzel olur...



ey nefis! boyle ebleh olmamak istersen : allah namina ver, allah namina al, allah namina basla, allah namina isle, vesselam.

sozler | birinci soz | 18




ey nefis, aklın varsa bütün o muhabbetleri topla, hakiki sahibine ver, şu belalardan kurtul. şu nihayetsiz muhabbetler, nihayetsiz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur; ne vakit hakiki sahibine verdin, o vakit bütün eşyayı onun namiyle ve onun aynası olduğu cihetle ızdırapsız sevebilirsin.

sözler | yirmi dördüncü söz | 322



Mülk Allahındır..Bizler emanetciyiz..Mülkü kendimize mal etmek de neyin nesi!!

YA RAB! kusurumuzu affet bizi kendine kul kabul et. Emenetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. AMıN..

dua ile..

3

30.08.2006, 17:23

Alıntı sahibi ""nuraşığı""


ey nefis, aklın varsa bütün o muhabbetleri topla, hakiki sahibine ver, şu belalardan kurtul. şu nihayetsiz muhabbetler, nihayetsiz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur; ne vakit hakiki sahibine verdin, o vakit bütün eşyayı onun namiyle ve onun aynası olduğu cihetle ızdırapsız sevebilirsin.

sözler | yirmi dördüncü söz | 322




Her şeyin muhabbetinden kolay kurtulursun da, aşk-ı mecazîden kolay kurtulamazsın. Belki musîbetlerle, aşk-ı hakikîye inkılab eder.

Âl-i ımran
186. Andolsun, mallarınız ve canlarınız* konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer) azmi gerektiren işlerdendir.

Not:*Canlarınız yazan kısmın orjinalinde, Arapça metninde, enfüseküm yazıyor. Yani nefisleriniz. Yani buna bedenle yapılan ibadetler veya diğer â'mal da dahildir, Allahu â'lem bissavab.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

4

30.08.2006, 17:50

başlığı görünce aklıma google'a bişey olduğu geldi...hani bu kadar parayı kazananların başına Karunumsu bişey geldiği :)

''innema utiytu ala ilmu'' ben kendi ilmimle kazandım, ben yaptım gibi sözlerden bizleri korusun Rabbim....biz ne yapabiliriz ki ancak aciz kullarız... herşeyi yapan O...mülk O'nun...yetesarrafu fiy mülkihi men yeşa''...

Dünya ise, bütün şâşaasıyla, âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir..

şu perişan dünyada, âvâre nev-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta, sahipsiz, hâmisiz bir surette, âciz, miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder? ışte bu âvâre nev-i beşer içinde, bu perişan, fâni dünyada, insan sahibini tanımazsa, mâlikini bulmazsa, ne kadar biçare sergerdan olduğunu herkes anlar.

yalan dünya vesselam...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

5

30.08.2006, 18:01

20.Mektupdaki bu kısmı okuyunca bugün dedim,
yahu bütün dünyanın hükümdarı olsam, yine benden bişey olmaz,
çünkü her insan gibi, yer, içer, uyurum, sonra da ölürüm, malların ve evlatların fayda etmediği haşir sabahına da kalkarım.

Hem diğer insanları öldüren şeyler beni de öldürebilir, insanların ölümüne yol açacak esbap ise çok, hem hükümdar olsam, suikast riski çok daha fazla, böyle paranoyakça nasıl yaşayacağım.

Anladım ki, mal, mülk büyük fitne.

Ne demiş Yunus Emre:

Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?

Hiç ölmeyecek gibisin değil mi,
Senden evvelkilker de öyleydi.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir