Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

30.08.2006, 12:11

munafık hakkında

Bir hadis-i şerifte münafığın alâmetleri, “Konuşunca yalan söyler. Söz verince sözünü tutmaz. Kendine itimat edilince ihanet eder.” şeklinde belirtilir. Buna göre, mesela, yalan söyleyen insan münafık mı olur?

Bu hadis-i şerifte büyük bir terbiye metodu saklı. Her Müslüman çok iyi bilir ki, yalan söylemek, sözünde durmamak, emanete hıyanet etmek insanı kafir etmez. Yine hepimiz biliriz ki, münafık kâfirden daha alçaktır. Çünkü, münafık gerçekte kâfir olduğu halde, küfrünü gizleyen, Müslüman görünen kimsedir. Bu adam ıslâm’ın gizli düşmanıdır ve açık düşmandan daha tehlikelidir. Sizi ne zaman ve nasıl vuracağı bilinmez.

şimdi, yalan söyleyen bir Müslümanın böyle sinsi ve gizli bir kâfirden daha aşağı olduğunu söylemek elbette mümkün değil.

O halde hadis-i şerifteki inceliği şöyle anlayacağız.
Resulûllah Efendimiz (as.m) bu sözüyle müminlere şöyle bir ihtarda bulunuyor: “Sakın şu günahlara yaklaşmayınız! Çünkü onlar kâfirden daha alçak olan münafığın sıfatlarıdır.”

Bu fevkalâde tesirli bir ikaz, bir sakındırma metodudur. Bu inceliği sezmeyerek, söz konusu günahları işleyen bir mümini nifaka girmekle itham etmek, tekfir gibi büyük bir cinayet ve dehşetli bir su-i zandır.

Maalesef bugün, günahkâr müminlerin her sözünü ve her hareketini bin bir bahane ile küfre yoran insanlara çokça rastlıyoruz. Âlimlerimiz, âriflerimiz, önderlerimiz böyle mi yapıyorlardı!?..

Bugün top yekûn ıslâm âlemi, bilgili, fâziletli ve günahkârlara bir şefkatli baba gibi üzülen gayretli Müslüman tipine son derece muhtaç...

Islah nedir bilmeyen, hastaya sövmeyi tedavi sanan, sevimsiz, muhakemesiz, şefkatsiz ve hırçın tipler ıslâm’ı temsil edemezler...

Bu noktada şu hadis-i şerif bütün müminler için ne büyük bir irşattır!.. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor:
Resûlullah’a (asm.), “Ey Allah’ın resûlü! Müşriklere beddua et, onları lânetle!” denilmişti.

şu cevabı verdi:
“Ben rahmet olarak gönderildim, lânetleyici olarak değil!”









Okunma Sayısı : 500

Alaaddin Başar (Prof.Dr.)

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir