Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

21.08.2006, 15:38

miracda olanlar neler neler...

Hz. Enes (radıyallahu anh) Malik ıbnu Sa'saa (radıyallahu anh)'dan naklen anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara, Mirac'a götürüldüğü geceden anlatarak demiştir ki,"Ben Ka'be'nin avlusundan Hatim kısmında -belki de Hıcr'da demişti- yatıyordum, -bir rivayette şu ziyade var: Uyku ile uyanıklık arasında idim- Derken bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı. -Bu sözüyle boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı kasdetti.- Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi imanla [ve hikmetle] dolu, altından bir kap getirildi. Kalbim [çıkarılıp su ve zemzem ile] yıkandı. Sonra içerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu. Sonra merkepten büyük katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak'tı. Ön ayağını gözünün gittiği en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibril aleyhisselam beni götürdü. Dünya semasına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi."Gelen kim?" denildi."Cibril!" dedi."Beraberindeki kim?" denildi.

"Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)!" dedi."O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi."Evet!" dedi."Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!" denildi.Derken kapı açıldı. Kapıdan geçince, orada Hz. Adem aleyhiselam'ı gördüm."Bu babanız Adem'dir! Selam ver O'na!" dendi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra bana:"Salih evlad hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yükseltti ve ikinci semaya geldik. Kapıyı çaldı."Bu gelen kim?" denildi."Ben Cibril'im!" dedi."Beraberindeki kim?" denildi."Muhammed!" dedi."O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi."Evet!" dedi."Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Derken bize kapı açıldı. ıçeri girince, Hz. Yahya ve Hz. ısa aleyhimasselam ile karşılaştım. Onlar teyze oğullarıydı. Hz Cebrail:"Bunlar Hz. Yahya ve Hz. ısa'dırlar, onlara selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Onlar da selamıma mukabelede bulundular. Sonra:"Hoş geldin salih kardeş, hoş geldin salih peygamber" dediler. Sonra Cebrail beni üçüncü semaya çıkardı. Kapıyı çaldı."Bu gelen kim?" denildi."Cibril'im!" dedi."Yanındaki kim?" denildi."Muhammed'dir!" dedi."O'na Mirac daveti gitti mi?" denildi."Evet!" dedi."Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı bize açıldı. ıçeri girince

Hz. Yusuf aleyhiselam'la karşılaştık. Cebrail:"Bu Yusuf'tur! O'na selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra:"Salih kardeş hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi.Sonra Cebrail beni dördüncü semaya çıkardı. Kapıyı çaldı."Bu gelen kim?" denildi."Cibril'im!" dedi."Beraberindeki kim?" denildi."Muhammed!" dedi."Ona Mirac davetiyesi indi mi?" denildi."Evet!" dedi."Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Kapı açıldı. ıçeri girdiğimizde, Hz. ıdris aleyhisselam ile karşılaştık. Hz. Cebrail:"Bu ıdris'tir, O'na selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra bana:"Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yükseltti. Beşinci semaya geldik. Kapıyı çaldı."Kim bu gelen?" denildi."Ben Cibril'im!" dedi."Beraberindeki kim?" denildi."Muhammed!" dedi."O'na Mirac daveti indirildi mi?" denildi."Evet!" dedi."Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı açıldı. ıçeri girince, Harun aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail aleyhisselam:"Bu Harun aleyhisselam'dır. O'na selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu ve:"Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Cebrail beni yükseltti ve altıncı semaya geldik. Kapıyı çaldı."Bu gelen kim?" denildi.

"Ben Cibril!" dedi."Beraberindeki kim?" denildi."Muhammed!" dedi."O'na Mirac daveti indirildi mi?" denildi."Evet!" dedi."Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. ıçeri girince, Hz. ıbrahim aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail:"Bu baban ıbrahim'dir, O'na aselam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra:"Salih oğlum hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dediSonra Sidretü'l-Münteha'ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen'in) hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrail aleyhisselam bana:"ışte bu Sidretü'l-Münteha'dır!" dedi.Burada dört nehir vardır: ıkisi batınî nehir, ikisi zahirî nehir."Bunlar nedir, ey Cibril?" diye sordum. Hz. Cebrail:

"şu iki batınî nehir cennetin iki nehridir. Zahirî olanların biri Nil, diğeri Fırat'tır!" dedi. Sonra bana el-Beytü'l-Ma'mur yükseltildi. Sonra bana bir kapta şarap, bir kapta süt, bir kapta da bal getirildi. Ben sütü aldım. Cebrail aleyhisselam:"Bu (aldığın), fıtrat(a uygun olan)dır, sen ve ümmetin bu fıtrat (yaratılış) üzeresiniz!" dedi.Resulullah devamla dedi ki: "Sonra bana, her günde elli vakit olmak üzere namaz farz kılındı. Oradan geri döndüm. Hz. Musa aleyhisselam'a uğradım. Bana:"Ne ile emrolundun?" dedi."Gece ve gündüzde elli vakit namazla!" dedim."Ümmetin, her gün elli vakit namaza muktedir olamaz. Vallahi ben, senden önce insanları tecrübe ettim. Benî ısrail'e muamelelerin en şiddetlisini uyguladım (muvaffak olamadım). Sen çabuk Rabbine dön, bunda ümmetine hafifletme talep et!" dedi. Ben de hemen döndüm (hafifletme istedim, Rabbim) benden on vakit namaz indirdi. Musa aleyhisselam'a tekrar uğradım. Yine:"Ne ile emrolundum?" dedi."Benden on vakit namazı kaldırdı!" dedim."Rabbine dön! Ümmetin için daha da azaltmasını iste!" dedi. Ben döndüm. Rabbim benden on vakit daha kaldırdı. Dönüşte yine Musa aleyhisselam'a uğradım. Aynı şeyi söyledi. Ben, beş vakitle emrolunmama kadar bu şekilde Hz. Musa ile Rabbim arasında gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa'ya uğradım. Yine:"Ne ile emredildin?" dedi."Her gün beş vakit namazla!" dedim."Senin ümmetin her gün beş vakit namaza da takat getiremez. Rabbine dön, hafifletme talep et!" dedi."Rabbimden çok istedim. Artık utanıyorum, daha da hafifletmesini isteyemem! Ben beş vakte razıyım. Allah'ın emrine teslim oluyorum!" dedim. Musa aleyhisselam'ı geçer geçmez bir münadi (Allah adına) nida etti: "Farzını kesinleştirdim, kullarımdan hafiflettim de!"

Bir rivayette şu ziyade geldi: "Namazlar (günde) beştir. Ve onlar ellidir de. ındimde hüküm değişmez artık!

2

21.08.2006, 15:39

Mirac işitildiği zaman Mekke'de müşrikler arasında "böyle şey olur mu?" "Bir gecede Mescid-i Aksa'ya gidilip gelinebilir mi?" diye ciddi bir vaveyla ve istihza havası hasıl edilir. ıbnu Abbas'ın bir rivayetinde bu açık olarak görülür. şöyle ki: "Resulullah'ın Miraca gittiği gecenin sabahında Ebu Cehil, Aleyhissalâtu vesselâm'a uğrayarak:"Yeni bir şey var mı?" diye sorar."Evet, bu gece Mescid-i Aksa'ya götürüldüm" cevabını alınca, müstehziyane sorar: "Sonra da aramızda oldun!""Evet!"
"Kavmini çağırsam bu hikâyeni onlara da anlatır mısın?""Evet!"Ebu Cehil, şamata ve tehzil için fırsatı yakalamıştır. Benî Ka'b ıbnu Lüey'i hemen çağırıp Resulullah'a kıssayı anlattırır:

Duyduklarından şaşkına dönerler:"Bize Mescid'i tavsif edebilir misin?" derler. Resulullah bu teklif karşısında son derece sıkılır ise de 5570 numaralı hadiste geçtiği üzere, Cenab-ı Hak Beytu'l-Makdis'i gözünün önüne tecelli ettirir, o da teker teker hususiyetlerini anlatır.Bu hadisenin Hz. Ebu Bekr'i ilgilendiren bir kıssası şöyle: "Mirac hadisesiyle iyice şamata yapan müşriklerden bir grup Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh)'e gelip, onu da kendi istihzalarına çekme ümidiyle meseleyi anlatırlar. Fakat o:"Ben şehadet ederim ki, o sadıktır, doğru sözlüdür!" der."Yani, sen bir gecede O'nun şam'a gidip sonra Mekke'ye geri geldiğine inanıyor, tasdik ediyor musun?" derler."Evet der, ben O'nun bundan daha öte söylediklerini zaten kabul etmişim, ben O'nun semavi haberini kabul ettim, (bunu niye kabul etmeyeyim?)" buyurur. Bu hadise üzerine Hz. Ebu Bekr "es-Sıddîk" ünvanını alır.

3

10.08.2007, 21:35

Allah razı olsun
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir