Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

11.06.2006, 13:17

şimdi dua zamanı

Maalesef, şimdilerde dünyanın dört bucağında kan seylâpları akıyor; dökülen gözyaşlarının haddi hesabı yok.

Göklere yükselen âh u efgânı tartacak bir kantar mevcut değil yeryüzünde. En nezih milletlerin içinde bile kendilerine yer bulabilmiş zalimler insan haklarını çiğniyor, evrensel değerleri ayaklar altına alıyor ve âdeta mazlumlara kan kusturuyorlar. Vicdanı ölmemiş bir insanı ızdıraptan kıvrım kıvrım kıvrandıracak her türlü kötülük sıradanmış gibi işleniyor ve bir yönüyle yeryüzünde tarihte eşine az rastlanır bir zulüm sürüp gidiyor. Bu açıdan, nazım geçse ve gücüm yetseydi, sesimi en ücra yerlere ulaşacak kadar yükseltir ve “Allah aşkına, gelin bir de duanın gücünü kullanalım; gönülden Allah'a yalvaralım!” derdim. Milletimizi ve bütün Müslümanları Hakk'ın kapısında tazarru ve niyazda bulunmaya davet ederdim.

Evet, gelin şöyle altı ay, bir sene dişimizi sıkıp her gece teheccüde kalkalım. Kadın-erkek hepimiz önce gecenin karanlığını birkaç rek'at namazla aydınlatalım. Sonra da bütün samimiyetimizle dergâh-ı ilahîye yönelelim; büyük-küçük acı ve ızdıraplarımızı, arzu ve isteklerimizi bir bir Cenâb-ı Hakk'a açalım. Bizi gören, soluklarımızı duyan, içimizden geçenleri bilen ve iniltilerimizi değerlendiren, her şeye Kâdir, her şeye Hâkim, istediğini istediği gibi yapan, yaptığı her şeyde farklı hikmetler gözeten Mevlâ’mızın varlığını düşünelim; O'nun merhameti, iradesi, meşieti sayesinde her şeyin üstesinden gelebileceğimiz inancıyla gerilip bir kez daha O'nun kapısının tokmağına dokunarak inleyelim...

Her birimiz önem verdiğimiz ve gönlümüze uygun bulduğumuz bir duayla başlayalım. şâh-ı Nakşibend'in evrâd-ı kudsiyesi, Ahmed Rufaî Hazretleri’nin tazarruları, Abdülkadir Geylânî'nin kudsi virdleri ya da ımâm-ı Rabbânî, Hâce-i Ahrar, Ebu'l-Hasen Harakânî, Mevlâna Hâlid ve Hazreti Bediüzzaman gibi Hak dostlarının hususî niyazları ile Yüce Dergâh'a yönelelim. Resûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz'den şerefsudûr olmuş münacâtları ve Cevşen-i Kebîr gibi meşhur duaları kendi arzu ve isteklerimize şefaatçi yapalım. Bu virdleri müteakiben, dertlerimize bir derman göndermesini, yaralarımızı tedavi etmesini ve Müslümanları mazlumiyetten, mağduriyetten, mağlubiyetten kurtarmasını Cenâb-ı Hak'tan dilenelim.

2

11.06.2006, 17:58

şâh-ı Nakşibend'in evrâd-ı kudsiyesi, Ahmed Rufaî Hazretleri’nin tazarruları, Abdülkadir Geylânî'nin kudsi virdleri ya da ımâm-ı Rabbânî, Hâce-i Ahrar, Ebu'l-Hasen Harakânî, Mevlâna Hâlid ve Hazreti Bediüzzaman gibi Hak dostlarının hususî niyazları ile Yüce Dergâh'a yönelelim.


ınşaallah,inşaallah.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir