Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

11.05.2006, 17:01

hadisler ve ayetler(istifade etmemiz duasıyla...)

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri şöyle demiştir: "Ben kimin iki sevdiğini almışsam ve o da sevabını umarak sabretmişse, ona cennet dışında bir mükafaat vermeye razı olmam."
(Tirmizi, Zühd 58, (2403); Buhari, Marza 7 / Ravi : Ebu Hüreyre)

Resulullah (sav) buyurdular ki: "ışittiği şeyin verdiği ezaya aziz ve celil olan Allah'tan daha sabırlı kimse yoktur. Çünkü O'na şirk koşulur, evladlar nisbet edilir. O, yine de onlara afiyet ve rızık vermeye devam eder."
(Buhari, Edeb 71, Tevhid 3; Müslim, Sıfatu'l-Münafıkin 49, (2803) / Ravi : Ebu Musa)

Ne (her) iyilik, ne de (her) kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel yol ne ise onunla önle. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile, sanki yakın dost(un olmuş)tur. Bu (en güzel haslete), sabredenlerden başkası kavuşturulmaz. Buna büyük bir hisseye malik olandan gayrisi eriştirilmez (Fussilet, 34-35) ayetiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: "(Ayette kastedilen en iyi yol) öfke anındaki sabır, kötülüğe maruz kalındığı andaki aftır. ınsanlar bunları yaptıkları takdirde, Allah onları korur, düşmanları da kendilerine eğilir. Sanki samimi dost olur."
(Kütüb-ü Sitte / Hadis No : 0767)

Resulullah (sav), (ölen) çocuğu için ağlamakta olan bir kadına rastlamıştı: "Allah'tan kork ve sabret" buyurdu. Kadın (izdırabından kendisine hitab edenin kim olduğuna bile bakmadan): "Benim başıma gelenden sana ne?" dedi. Resulullah (sav) uzaklaşınca,kadına: "Bu Resulullah idi!" dendi. Bunun üzerine, kadın çocuğun ölümü kadar da söylediği sözden dolayı (utanıp) üzüldü. (Özür dilemek için) doğru Aleyhissalatu vesselamın kapısına koştu. Ama kapıda bekleyen kapıcılar görmedi, doğrudan huzuruna çıktı ve: "Ey Allah'ın Resulü, (o yakışıksız sözü) sizi tanımadan sarfettim (bağışlayın)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Makbul sabır, musibetle karşılaştığın ilk andakidir" buyurdu.
(Kütüb-ü Sitte / Hadis No : 3220)

Ensar (ra)'dan bazı kimseler, Resulullah (sav)'dan bir şeyler talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini verdi. Sonra yine istediler, o isteklerini yine verdi. Yanında mevcut olan şey bitmişti; şöyle buyurdular: "Yanımda bir mal olsa, bunu sizden ayrı olarak (kendim için) biriktirecek değilim. Kim iffetli davranır (istemezse), Allah onu iffetli kılar.Kim istiğna gösterirse Allah da onu gani kılar. Kim sabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır."
(Kütüb-ü Sitte / Hadis No : 4844)




Enfâl 46
Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.



Enfâl 66
şimdi ise Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.



Lokman 17
“Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. ıyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.”



Asr Suresi
Asr'a andolsun ki, insan şüphesiz ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna (Onlar ziyanda değillerdir).





"Sabır zehiri yudum yudum içmektir" denilse de; gerçekten inanan bizler için "sabır, PANzehiri yudumlamak" diye düşünülmelidir !

şunu da unutmayalım ki; sabredilmelidir; fakat Allah'tan sabır istenmemelidir. Bir hadiste Peygamberimiz'e (s.a.v) Allah'a dua et de bana sabır versin, denildiğinde; O (s.a.v) : Sen Allah'tan bela mı istiyorsun, buyuruyor.

Başımıza her gelen musibette (ki bunlar, bize musibet gibi görünür...) sonuna kadar SABRI terketmemeliyiz ki "herşey üst üste geldi" cümlesini kullanmayalım ! ılk gelene gereken tepkiyi veremezsek, ardından başka bir deneme muhakkak gelir; çünkü insana bir defa değil, binlerce defa imtihan fırsatı verilir, elhm.

Ve yine unutmayalım ki;
Belalar, önce peygamberlere sonra velilere sonra da derece derece Rahman'a yakın olanlara verilir !


Huzurlu ve verimli çalışmalar...

Mesajlar: 3

Konum: konya

Meslek: bilgisayarcı

Hobiler: bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

2

27.05.2006, 11:51

allah razı olsun kardeş ellerine sağlık selametle

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

3

15.06.2006, 23:09



Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her gece Rabbimiz gecenin son üçte biri girince, dünya semasına iner ve: "Kim bana dua ediyorsa ona icabet edeyim. Kim benden bir şey istemişse onu vereyim, kim bana istiğfarda bulunursa ona mağfirette bulunayım" der."
Kaynak: Buhari, Tevhid 35, Teheccüd 14, Da'avat 13; Müslim, Salatu'l-Müsafirin 166, (758); Muvatta, Kur'

Derdi ki: "Ey Allah'ın Resulü! En ziyade dinlenmeye (ve kabule) mazhar olan dua hangisidir?" "Gecenin sonunda yapılan dua ile farz namazların ardından yapılan dualardır!" diye cevap verdi."

Kaynak: Tirmizi, Da'avat 80

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ezanla kaamet arasında yapılan dua reddedilmez (mutlaka kabule mazhar olur)." "Öyleyse," dendi, "ey Allah'ın Resulü, nasıl dua edelim?" "Allah'tan," dedi, "dünya ve ahiret için afiyet isteyin!"

Kaynak: Ebu Davud, Salat 36, (521); Tirmizi, Salat 46, (216), Da'avat 138, (3588, 3589)


Resulullah (sav) anlatıyor: "(Allah'ın kabul ettiği) üç müstecab dua vardır, bunların icabete mazhariyetleri hususunda hiç bir şekk (şüphe) yoktur. Mazlumun duası, müsafirin duası, babanın evladına duası."

Kaynak: Tirmizi, Birr 7, (1906), Cennet 2, (2528), Da'avat 139, (3592); Ebu Davud, Salat 364, (1536); ıb

şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz, Resûlullah salla'llahu aleyhi ve sellem ile berâber (seferde) bulunurduk da her vâdî üzerine yükseldikçe sesimiz mu'tâdından ziyâde yükselerek tehlîl ve tekbîr ederdik. Bunun üzerine Nebî salla'llahu aleyhi ve sellem: - Ey nâs canınıza acıyın, sesinizi yükseltmeyin! şüphesiz siz, ne sağırı çağırıyor, ne de gaibe bağırıyorsunuz! Duâ ettiğiniz O (Allah), muhakkak ki, sizinle berâberdir. Hem O, sesinizi çok iyi işitir; O, size (uzak değil), çok yakındır, buyurdu.
(Buhari / Ebû Mûsâ el-Eş'arî)

şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem gece yatağına girince (sağ) elini (sağ) yanağının altına kordu. Ve: "Bismike'llahümme emûtü ve ahyâ' = Allah'ım! Sen'in adını anarak ölürüm ve dirilirim (uyurum, uyanırım)" der idi. Uykudan kalkınca da: "El-Hamdü li'llâhi'llezî ahyânâ ba'de mâ emâtenâ ve ileyhi'n-nüşûr = O Allah'a hamd ederim ki beni öldükten sonra dirilten O'dur. Öldükten sonra (ba's için) dirilmemiş de (böylece) O'na âitdir".
(Buhari / Hüzeyfe ıbni'l-Yemân)

Resûlu'llah Salla'llahu aleyhi ve sellem'in: [Her kim günde yüz kere "Sübhâna'llah ve bi-hamdih = Allah'ı tesbîh ve Allah'a hamd ederim" derse, o kimsenin (Allah hakkı olan) günâhları -deniz köpüğü kadar çok olsa bile- mahv ü mağfiret olunur] buyurduğu rivâyet olunmuştur.
(Buharş / Ebu Hureyre)





A’râf 55
Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.

ısrâ 11
ınsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. ınsan çok acelecidir.

Furkân 77
(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak.”

4

16.06.2006, 10:04

...Demek ki her zorlukla beraber bir kolaylık var.Evet, o zorlukla beraber bir kolaylık var. O halde boşaldın mı yine kalk yorul ve Rabbine rağbet et, hep O'na doğrul. (ınşirah Suresi)



ıbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "şeytan da, melek de insanoğluna sokularak onun kalbine birtakım şeyler atarlar. şeytanın işi kötülüge çağırmak, sonu fena ve zararlı olan şeylere teşvik etmek ve hakkı yalanlamak, haktan uzaklaştırmaktır. Meleğin işi hak ve hayra, iyiliğe çağırmak ve kötülükten uzaklaştırmaktır. Kim içinde hakka, hayıra, iyiliğe çağıran bir ses duyarsa bilsin ki bu Allah'tandır ve hemen Allahu Teala'ya hamdetsin. Kim de içinde serr ve inkara çağıran bir fısıltı duyarsa ondan uzaklaşsın ve hemen şeytandan Allah'a sığınsın." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sözlerine su mealdeki ayeti ekledi: "şeytan sizi fakir olacaksınız diye korkutur, size cimriliği emreder.." (Bakara 268).
Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder./4. şua

5

20.06.2006, 15:22

...Kullarım beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse onlarda Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad olurlar. (Bakara Suresi 2/186)

Siz mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Öyle ise onları güleryüz ve güzel ahlak ile memnun etmeye çalışınız (Hz. Muhammed A.S.M)
Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder./4. şua

6

22.06.2006, 07:47

Rahman ve Rahim Olan Allah`ın Adıyla

1- Sarıp-örttüğü zaman geceye andolsun,
2- Parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze,
3- Erkeği ve dişiyi yaratana;
4- Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.
5- Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa,
6- Ve en güzel olanı doğrularsa,
7- Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.
8- Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,
9- Ve en güzel olanı yalan sayarsa,
10- Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
11- Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
12- şüphesiz, bize ait olan, yol göstermektir.
13- Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) bizimdir.
14- Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.
15- Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
16- Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
17- Sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.
18- Ki o, malını vererek temizlenip-arınır.
19- Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.
20- Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).
21- Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.
(Leyl Suresi)



ıbnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "şeytan insanoğlunun kalbinin üzerinde tünemiş vaziyette bekler. Allah'ı zikredince siner, çekilir, gaflet etse vesvese verir."
Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder./4. şua

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

7

22.06.2006, 19:57

Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Kim bir hastayı akşam vakti ziyaret ederse onunla mutlaka yetmişbin melek çıkar ve
sabaha kadar onun için istiğfarda bulunur,
Ona cennette bir bahçe hazırlanır.
Kim de hastaya sabahleyin giderse, onunla birlikte yetmişbin melek çıkar,
akşam oluncaya kadar ona istiğfarda bulunur, Ona cennette bir bahçe hazırlanır."
(kÜTÜB-Ü sıTTE / Ebu Davud, Cenaiz 7, (3098); Tirmizi, Cenaiz 2, (969); ıbnu Mace, Cenaiz 2, (1442))

Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Bir hastanın yanına girince, ona sağlık ve uzun ömür temennisiyle onu rahatlatın.
Zira böyle yapmak onun gönlünü hoş eder."
kÜTÜB-Ü sıTTE / Tirmizi, Tıbb 35, (2088))

Hastayı ziyaret ederken az oturmak ve az gürültü yapmak sünnettendir.
(Kütüb-ü Sitte / Buhari, ılm 39, Cihad 176, Cizye 6, Megazi 83, ı'tisam 26, Marda 17,3)

Ravi (r.a.): Ebu Mes'ud El-Bedri)

Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Sizden kim halka namaz kıldırırsa namazı hafif (kısa) tutsun.
Zira cemaatte zayıf, sakat hasta ve ihtiyaç sahibi vardır. Müstakil kılınca dilediği kadar uzatsın."
(Buhari, Ezan 62; Müslim, Salat 186, (467); Muvatta, Cemaat 13, (1, 134); Ebu Davud, Salat 127, (794, 795); Nesai, ımamet 35, (2, 94); Tirmizi, Salat 175, (236) / Ravi (r.a.): Ebu Hüreyre)

Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Üç şey vardır, onları yapmak kimseye helal olmaz:
"Kişi bir kavme imamlık yapar, sonra da sadece kendisi için dua eder, cemaatim dua dışı bırakır; bunu yapan onlara ihanet eder.
Kişi, izin almazdan önce bir evin içine bakamaz, bunu yapan ev halkına ihanet eder.
Kişi küçük abdestine sıkışmış iken hafifleyinceye kadar namaz kılamaz."
(Ebu Davud, Taharet 43, (90); Tirmizi, Salat 265, (357) / Ravi (r.a

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir