Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

03.09.2005, 05:18

İsra ve Mi'rac mucizesi-4-Kader kaleminin cızırtısını işitti

ısra ve Mi'rac mucizesi -4


Kader kaleminin cızırtısını işitti

Peygamberimiz (asm) burada sırtını Beyt-i Mamura vermiş bir kürsü üzerinde oturan yaşlı ve heybetli bir zatı gördü. Cebrail (as) onu “Bu atan ıbrahim’dir (as)” diye tanıttı. Peygamberimiz (asm) ona selâm verdi ve onun ile konuştu.

ıbrahim (as), Peygamberimize (asm) tavsiyelerde bulundu. Son olarak da şöyle dedi:

“Ümmetine benden selâm söyle. Onlara ‘Cennetin toprağı güzel, suyu tatlı, arzı da düz ve geniştir’ de. Oraya bol bol fidan dikmelerini söyle.”

Peygamberimiz (asm) sordu: “Cennete nasıl fidan dikilir?”

ıbrahim (as) buyurdu: “‘Sübhanallahi ve’l-hamdü lillahi ve lâ ilahe illallahu vallahü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billahi’l aliyyü’l-azîm’ zikrini ve tesbihini çok söylesinler. Cennetin fidanları bu kelimelerdir. Dünyada bunu söylerlerse, cennette de bunun meyvelerini yerler.”12

Evet “Sidretü’l-Münteha”da bulunan “Cennetü’l-Me’vâ”nın13 mahsulâtı yeryüzündeki tesbihat ve tahmidattır ki orada şecer ve semer sûretinde temessül eder. Burada “Elhamdülillah” dersin, orada “Elhamdülillah” yersin.14


Peygamberimizin (asm) “Sidretü’l-Müntehâ” makamına Yükselmesi ve “Rü’yetullah”a mazhar olması:

Cebrail (as) yedinci kat semadan sonra Peygamberimizi (asm) cennetten getirilen “Burak” adında bir binek ile Allah’tan başkasının bilmediği yüce makamlara yükseltti. Sonunda “Sidretü’l-Müntehâ”ya çıkarttı.15 Bu öyle bir ağaç şeklinde bir âlem idi ki kökleri arştan kaynaklanıyor, dalları ise tüm mükevvenâtı kuşatmıştı. Mahlûkât içinde güzelliğini tasvir etmek imkânsız idi. Tüm varlıkların sonu oraya dayanıyor ve o kaynaktan besleniyordu. Tüm varlıkların sonu oraya dayanıyordu.16 Nihayet Peygamberimiz (asm) öyle bir yere ulaştı ki orada “kaderi ve kazayı” yazan kalemin cızırtısını ve sesini işitti.17

Burada Peygamberimize (asm) dört nehir gösterildi. ıkisi zahirî, ikisi ise batınî idi. Cebrail’e (as) sordu. “Bu nehirler nedir?” Cebrail (as): “ıki batınî nehir cennettendir. Zahirî olan ikisi ise Fırat ve Nil nehirleridir” şeklinde cevap verdi.18

Sonra Cebrail (as) Peygamberimize (asm) Cennetten “Refref” adında yeşil bir binek getirdi. Peygamberimizi (asm) ona bindirdikten sonra Cebrail (as) aslî şekli ile Peygamberimize (asm) görünerek: “Ya Resûlallah! Burası ‘Sidretü’l-Müntehâ’dır. Her şey burada nihayet bulur, sona erer. Buradan öteye bir adım daha gidecek olsam yanarım. Bundan sonra ancak sana müsaade vardır. Sen gidebilirsin. Bu Allah’ın sana olan lütfudur. Yolunu da o gösterir” dedi ve Peygamberimizden (asm) ayrıldı.

Peygamberimiz (asm) buradan Refref ile keyfiyetini bilemeyeceğimiz şekilde Aziz ve Cebbar olan Rabbe yükseltilerek yaklaştırıldı. Peygamberimiz (asm) yüce makamlara yükselerek “imkân ve vücub ortası” olarak tabir edilen “Kâb-ı Kavseyn” makamına yükseldi. Yüce Allah’ın: “Yâ Muhammed! Korkma! Yaklaş!” hitabına mazhar oldu. Nihayet hiçbir mahlûkun erişemediği “Kurbiyet-i ılâhiye’ye” ve ılâhî ikram ve ihsanlara nail oldu.19

Peygamberimiz (asm) burada yüce Allah ile 90 bin kelâm mükâlemede bulundu. Ve o gece Allah “Vahyetmek istediğini vahyetti.”20 Sonunda yüce Allah Peygamberimize (asm) “rü’yetini” nasib etti. Peygamberimiz Mi'racdaki bu mükâlemeden sonra baş gözü ile Rabbini gördü. Böylece “rü’yetullah” vaki oldu. Peygamberimizin (asm) Mi'racda Rabbini görmesi ile de ümmetinin âhirette, yani cennette rü’yetullaha mazhar olmasının yolu açılmış oldu.21

Bu konuda Abdullah bin Abbas (ra) şöyle der: “Peygamberimiz (asm) yüce Allah’ı baş gözü ile gördü. ıbrahim’in (as) ‘Halilullah’, Musa’nın (as) ‘Kelimullah’ olduğu biliyorsunuz. Peygamberimizin (asm) ‘Rü’yetullah’a mazhar olmasına mı şaşıyorsunuz?”22

—Devam edecek—

Dipnotlar:

12- Müsned-i Ahmed, 5:418 ; Tirmizî, Sünen, 5:510

13- Necm Sûresi, 53:14-15

14- Bediüzzaman, Sözler, s. 533

15- Buharî, Sahih, 4:249; Müsned-i Ahmed, 4:209

16- Buharî, Sahih, 4:249 ; Müslim, Sahih, 1: 146-149 ; Tirmizî, Sünen, 5:387

17- Buharî, Sahih, 1:92; Müslim, Sahih, 1:149; Beyhakî, Delâil, 1:129

18- Buharî, Sahih, Menâkıb, 42 (8:201)

19- Buharî, Sahih, 8:204; ıbn-i Kayyum el-Cevzî, Zâdü’l-Meâd, 2:53; Kadı Iyaz, şifâ-i şerif, 1:160-163

20- Necm Sûresi, 53:1-18; Buharî, Sahih, 6:51

21- Bediüzzaman, Sözler, s. 534

22- Müsned-i Ahmed, 1:285; ıbn-i Hacer, Fethu’l-Bari, 8:468; Hâkim, Müstedrek, 2:469; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 1:79

M. Ali Kaya

03.09.2005



Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

aykut

Acemi

Mesajlar: 1

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

2

09.09.2005, 15:16

böyle yazılar için teşekkürederim
:roll:

Bu konuyu değerlendir