Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

1

14.07.2005, 23:26

Önce Türkiye

Tillolu, yirmi yaşlarında bir gençti. Kendisini yetiştirmiş, Ankara’ya gelmiş ve bizzat Ahmet Hamdi Akseki’nin imtihanından geçer not alarak Diyanet’te işe başlamıştı.

Hizmet aşkıyla doluydu. Memleketin halini ve gelişmeleri iyiye yormuyor, Arabistan’a gitmek istiyordu. En iyi hizmetin orada olacağını düşünüyordu.

Bediüzzaman’a uzaktan uzağa bir sevgisi vardı. Bazı eserlerini almış ve okumuştu. Dedesinin de tavsiyesi üzerine babasıyla birlikte Bediüzzaman’ı ziyarete geldiler.

Bediüzzaman onları çok iyi karşıladı, kucakladı. “70 senedir Tillo’dan bir yardımcı vermesi için Allah’a dua ediyordum ve bir yardımcı bekliyordum. Allah sizi bana yolladı” dedi.

Bir müddet konuştuktan sonra Tillolu Said:

“Üstadım, ben Hicaz’a gitmek istiyorum” dedi.

Bediüzzaman, “Niye?” diye sordu.

Memleketin halini iyi görmediğini, gittikçe daha da fenalaşacağını söyleyerek şöyle dedi:

“Orada olsam çocuklarım da kurtulur, ben de...”

Bediüzzaman, “Kardeşim,” dedi, “ben orada olsaydım buraya gelirdim. ıslâm âleminin kapısının kilidi Türkiye’­dir. Bu kilit bu kapıyı ıslâm dünyasına açar. Kesinlikle buradan gitmek için izin yok.”



(Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler-1 kitabından)
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir