Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

01.06.2005, 08:07

“Mü'min herşeyiyle faydadan ibarettir”

şaban DÖğEN

“Mü'min herşeyiyle faydadan ibarettir”




Başlıktaki kelime bir hadis-i şerifin parçası. Tamamı ise şöyle: “Mü’min faydalılıktan ibarettir. Birlikte yürüdüğünde sana fayda verir. Kendisine danıştığında sana fayda verir. O serâpâ faydadan ibarettir.”

Evet, mü’min serâpa faydadan ibarettir. Zararlılık onun semtinden uzaktır. Niyeti, sözü, hareketi, en önemlisi yaşayışıyla fayda dağıtır o.

Cömert bir insanın cömertliğini gizlemesi mümkün olmadığı, Hatem Tâî gibi insanların ikramdan, ihsandan zevk aldığı gibi, tepeden tırnağa güzelliklerin insanı olan mü’min de etrafındaki insanlara mutlaka faydalar sağlar. Nisan yağmurları gibidir o. Hayat dağıtır.

Hem o, insanların elinden ve dilinden salim olduğu, insanlara zarar vermekten, karıncayı dahi incitmekten kaçınan kimse değil midir?

Sonra o ünsiyet eden ve ünsiyet edilen insandır. Cana yakındır, sempatiktir, sevgi ve şefkat doludur.

ıslâmın çizdiği mü’min tablosu bu! Maddeten ve manen zarar vermekten uzak, aksine faydalı olmayı esas alan, âdetâ melek gibi bir insan!

Geçen gün dostumuz Osman Efendi anlattı. Yeğeninden bahsetti. Onun adı da Osmanmış. Kendini yetiştirmiş, gayretli bir insan… Altı sene kadar önce yirmi altı yaşlarındayken imamlık almış ve Trakya’nın köylerinden birine imam olarak tayin edilmiş.

Bakmış cami bakımsız; cemaati yok, camları kırık, halıları tozlu… Kolları sıvamış, tertemiz yapmış Osman camiiyi. Hz. Ali sevgisini şiar edinmiş halkın dinle diyanetle pek alâkası yokmuş. Cami bomboş, sadece Cumalar kılınmakta. Ama kahvaneler, meyhaneler ağzına kadar dolu.

Ne yapsın şimdi Osman? Mü’min serâpâ faydadan ibaret ya, “Mutlaka bu insanlara faydalı olmalıyım” diye düşünmüş. Önce muhtarla diyaloğa geçip camiinin camlarını taktırtmış, derken gençlerle oturup dostluklar kurmuş. Futbol maçıdır, şudur budur derken, sabah namazı dahil beş vakit namaza alıştırmış onları. Çok geçmeden cami dolup taşmaya başlamış.

Genç Osman bununla da kalmamış, çok iyi bildiği ıngilizce derslerine girmeye başlamış ilköğretimde. Yaz tatillerinde de çocuklara camide Kur’ân dersleri öğretmiş. Veliler bile Kur’ân öğrenme hevesine kapılmışlar.

Osman teşvik olsun diye öğrencilere hediyeler yağdırmış. Dayısı diyor ki: “Birgün yeğenim geldi. ‘Dayı, böyle böyle biz altın, saat, şu bu hediye vereceğiz çocuklara!’ 105 tane kol saati 30 tane de küçük altın aldım ona.”

ımam görevinin bilincinde, mutlaka insanlara birşeyler vermek, faydalı olmak için çırpınan örnek bir insan. Köy de örnek bir köy olmuş onun sayesinde.

Hangi makam ve mevkide olursa olsun hasılı “Serâpâ faydadan ibarettir mü’min.”


01.06.2005

E-Posta: sdogen99@ttnet.net.tr

Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

2

01.06.2005, 13:31

ALLAH razi olsun...Ma$allah ne kadar örnek bir davrani$....
_______________________
"insanlar içinde Allah'ın en çok sevdiği kimse, kötülükleri terkedip iyiliklere yönelmiş olan gençtir."

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

3

01.06.2005, 13:48

selamın aleykum

Hakkaten maşAllah...Bütün imamlarımıza çok görev düşüyor..Gerçekten gençlerle biraz ilgilenseler çok büyük işler olur...selametle

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir