Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

07.05.2005, 21:12

Eger beni hafız yapmazsanız..

Ilkokulu bitirip kursa gelmisti. Ailesi kendi istegiyle geldigini söylemisti. Kayit için adini sordugumda:
"-Fatma" dedi, hiç de çekinmeyen bir tavirla... Ve ekledi:
"-Eger beni hafiz yapmazsaniz, kayit yaptirmak istemiyorum."
Böyle tehdit edercesine konusmasi, onu yasindan daha olgun gösteriyordu. Tebessümle:
"-Korkmayin küçük hanim, siz isteyin hafiz da yapariz, hoca da!.."
O küçük gözlerinin içi parildadi birden.
Annesi:
"-Hocahanim, çocuk iste, kusuruna bakmayin. Ille de hâfiz olacagim der, baska bir sey demez. Bizim köyün hocasindan duymus. Peygamber Efendimiz, "Hâfiz olanlara cennette taç giydirilecek!" buyurmuslar herhalde. Siz daha iyi bilirsiniz ya, biz bu kadar duyduk anladik.!.."
Kendisini teselli etmek ihtiyaci hissettim:
"-Tabii teyze, ne demek!.. Keske herkes sizin gibi duyduklarini hemen kabul etse de teslim olsa... Siz hiç merak etmeyin, kiziniz önce Allah'a sonra bize emanet!.."
Kadincagiz elime yapisti. Öpecekken ellerimi geri çektim, utandim. Tuttum, ben onun elini öptüm. Gözleri yasardi.
"-Hocahanim bu eller, gözler hep günahli, asil sizinkiler öpülmeye layik!.."
"-Estagfirullah teyze!" dedim . "O âhirette belli olur."
***
Bu konusmadan sonra kaydini yaptigimda Fatma'nin Erzurumlu oldugunu ögrendim. Bir an düsündüm.
"-Küçük nasil kalacak, bu kadar uzaklarda..."
Zaman ilerledikçe Fatma'nin edepli tavirlari daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri uykusunun arasinda ayetleri sayiklarken görüyordum çogu kez. Böyle devam ederken arada bir bana gelip çesitli sorular soruyordu. Birgün:
"-Hocam hâfiz olmak için Kur'ân'i bitirmek mi lazim?" diye sordu. Ben de:
"-Tabii ki hepsini ezberleyeceksin ki, "hâfiz" adini alacaksin."
Bu cevabima çok üzülmüs gibiydi. Bir sey demek istiyordu sanki... Tesekkür etti ve döndü arkasina gitti.
Derslerim arasinda onlara sürekli Kur'ân ezberlemekle isin bitmeyecegini mutlaka içindekileri uygulamanin gerektigini hatirlatiyordum. Talebelerden biri:
"-Hocam" dedi. "Fatma'nin annesi, abdestli olmayanlarin hâfizlara dokunamayacagini söylemis. Bu dogru mu?" diye sordu.
Çok ilginçti dogrusu. Içimden "mâsallâh!" dedim. Ve onlarin sorularina da cevap vermek için, "Osmanli zamaninda atalarimiz Kur'ân'a ve hâfiza kiymet verdiklerinden öyle yaparmis." dedim.
Çok hoslarina gitmisti bu is. Hepsi âdetâ kendilerini ulasilmasi zor, vitrindeki altin gibi görüyorlardi.
"Görsünler" dedim kendi kendime... Bu yasta, buralara gelmisler. Allah'in kelâmini ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu.
Bu arada Fatma ara sira rahatsizlaniyor ve revirde yatiyordu. Zaman geçtikçe Fatma'nin morali ve sagligi daha da çok bozuluyordu. Birgün dersini 2 kez aksatinca sormak zorunda kaldim:
"-Ne oldu, yoksa anneni mi özledin?"
Sert bir sekilde bana döndü. Solgun yüzüne bir ciddiyet gelmisti:
"-Hayir", dedi.
"-Öyleyse neden moralin bozuk? Sik sik da hasta oluyorsun!" dedim.
Yalvarir gibi oldu. Gözleri dolmustu:
"-Yanlis anlamayin, inanin ki annemi özleyip de gitmek istedigim yok. Burayi çok seviyorum. Allâh'imdan çok korkuyorum. Buralari terk edersem, bana âhirette hesabini sormaz mi?"
Dilim dudagim baglandi. Bir sey diyemedim. Suçlu bile hissettim, kendimi. O küçük kalbte bu ne îmandi, Yâ Rabbi! Onu hayranlikla izliyordum.
Birgün çok rahatsizlandi. Doktora götürmek zorunda kaldik. Bir çok tahlillerden sonra, arkadasim olan doktor hanim:
"-Hocahanim, derhal bu talebeyi ailesinin yanina gönder." dedi. Saskinlikla:
"-Neden?" diye sordum. Bana:
"-Belki üzülecek, hatta inanmayacaksin ama, bu talebe "kanser!..".
Âdeta basimdan asagi kaynar sular dökülmüstü.
***
Hastâneden ayrilirken Fatma'ya hiç bir sey diyemedim. O ise hâlimi anlamis gibi, bana sorular sorup dikkatimi dagitmaya çalisiyordu. Kulagima egilerek:
"-Hocam" dedi. "Azrail insanlarin canini alirken nasildir?"
Aglamamak için zor tutum kendimi:
"-Mü'min kullara karsi çok güzel bir sûrettedir." dedim.
Sevindi, sanki mirildandi:
"-Belki hafiz olamam, ama Elhamdülillah mü'minim!" diye.
Hâfiz olmak için Kur'an'i bitirmek gerektigini söyledigimde neden üzüldügünü simdi anlamistim. Demek ki hastaligini biliyordu.
Bir kaç gün sonra esyalarini hazirlamaya basladik. Çünkü artik dayanilmaz acilar içinde kivraniyordu. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi geldi. Fatma yanima gelerek, mahcûbiyetle:
"-Bana kizmadiniz degil mi? Eger söyleseydim belki kursa almazdiniz!.."
"-Ne demek!.. Nasil kizarim sana.." dedim. "Hem sonra, sakin üzülme hâfizligimi bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim seni hâfizlar zümresinden yazmistir insâallâh!" dedim.
Öyle sevindi ki! Sarildi boynuma:
"-Gerçekten ben simdi hâfiz sayilir miyim? Anne bak duydun degil mi?" Hüngür hüngür agliyordu.
Ya Rabbi, bu ne askti!
Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydi su Fatma, ne güzel bir kul olurdu.
***
Böylece Fatma'yi gözyaslari ile Erzurum'a ugurladik. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra ailesi agirlastigi haberini verdi. Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almistim. Bana hep hâfizlik tâcini merak ettigini, bunun rüyalarina bile girdigini yaziyordu.
Birgün sabah namazindan sonra telefon çaldi. Fatma'nin annesiydi karsimdaki ses... Aglamakli bir sesle:
"-Hocahanim Fatma'yi ugurladik. Rica etsem bir hatim okur musunuz?" deyince, ben de dayanamadim aglamaya basladim.
Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan:
"-Size ölmeden önce sunu söylememi istedi", dedi. Hiçkirarak:
"-Annecigim, hocama söyle!.. Azrâil söylediginden de güzelmis."
***
"Ey Rabbim; senin kelamin için yanip tutusan, yoluna yapisip kelâmina simsiki sarilan kulunu, sen son nefesinde yalniz birakir misin hiç?"

2

09.05.2005, 11:43

:( Cok duygulandim Allahim bizim imanimizi güclendir IN$AALLAH :!:

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir