Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

16.04.2005, 14:50

Serhat´ın huzur kaynağı

Serhat Almanya’da doğmuş, ilk, orta ve liseyi Türkiye’de okuyup 21 yaşındayken yeniden doğduğu yere dönmüş bir Türk çocuğu.

Orada çalışmaya, geçimini sağlamaya başlamış. Bu maksatla bir restoranta garson olarak girmiş, mesleğinde ustalaşmış. 2.500 eura da maaş alacak derecede iyi bir geçim düzeyine ulaşmış. Ne var ki günün şartları içerisinde kumara alışmış, alkolik tarzda kumarbaz olmuş. Düşünün ki Türkiye’ye bile gelse daha evine gitmeden kumarhaneye gitmekteymiş.

33 yaşına kadar bu böyle devam etmiş.

Fakat bu hayat onu tatmin etmemiş. ıçini bir sıkıntı sarmış. Kazandığı para, içinde bulunduğu maddî refah sıkıntısını değil çözmek daha da arttırmış.

Nasıl kurtulabilirdi bundan Serhat?

ıçini dinlemiş, mazilere gitmiş. Almanya’ya gitmeden önceki ilk gençlik yıllarını hatırlamış. Ne mutlu günlermiş o günler! Böylesine para kazanmıyormuş, bolluk içinde değilmiş, ama mutluymuş, huzurluymuş. Sebebini düşünmüş: Namaz kılmaktaymış o günler… Dinî sohbetlere de katılmaktaymış. Dünyanın en mutlu insanlarından biri görürmüş kendisini. Ne sıkıntısı varmış, ne de gam ve tasası. Fıtrata, yaratılış gayesine uygun bir hayat… Ruh da, kalp de gıdasını almakta… Ne olduysa o ruhtan koptuktan sonra olmuş. Maddeten kazanmış, ama mutlu olamamış. Günahlarla dolu hayat onun iç huzurunu kaçırmış, sıkıntılardan sıkıntılara atmış.

Bu karşılaştırmayı yapmış ve kendi kendine karar vermiş Serhat: “Bu hayat böyle devam edemez. ızleri silinmeyen, o huzur menbaına yeniden dönmeliyim.”

Babasına açmış durumu. Kararından söz etmiş, namaza başlayacağını, yaptığı işi de bir daha yapmayacağını söylemiş.

Tam o esnada kardeşi, ona ticaret yapabilmek için imkânlar verebileceğini söylemiş. Çok sevinmiş buna.

Türkiye’ye beş haftalığına geldiği, bu yeni mutlu hayatını tatmaya başladığı bir anda, 13 Nisan 2005’te bir akşam sohbetinde tanıştık Serhat’la. Okunan dersten çok memnun kalmış, tanışma sürecinde içini dökme ihtiyacını hissetmiş, başından geçenleri bir bir anlatmıştı.

Artık onun için önemli bir şey vardı: Allah’ın kulu olmanın hazzını yaşamak, Onun emri ve izni dairesinde hayat sürmek!

Bunun için dost ve arkadaş çevresinin önemini de çok iyi kavramış, Almanya’ya gider gitmez, sohbetlere devam edeceğine karar vermişti.

Serhat doğru yola, yaratılış gayesine yönelebilme imkânını bulmuş. Ya dünyanın şaşaa ve debdebesine kapılıp bu huzur yolunu bulamayan, boşu boşuna ömür tüketenler, ne olacak onların hâli?

Bu mânevî yangını fark eden manevî itfaiyecilere büyük görevler düşüyor.

şaban Döğen

Kaynak
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir