BıR KISSA BıN HıSSE
HarunReşid bir Ramazan ziyafeti vermek istemişti. Behlül’e dedi ki:
“Akşamnamazında camiye git, namaza gelen herkesi iftara dâvet et.”
Akşam oldu, Behlül camiye gitti. Cemaatle birlikte namazını kıldı. Ardından cami kapısına durdu. Namazdan çıkanlara şunu sordu:
“ımam namazda hangi sureyi okudu?”
Cami kapısında hiç beklemedikleri bir soruyla karşılaşan insanlar önce şaşırıyorlar, ardından dudak büküp geçiyorlardı. ınsanların şaşkınlığı Behlül’ü de şaşırttı. Behlül’ün sorusunu bilen üç beş kişiden fazla çıkmadı. Behlül de onları alıp Harun Reşid’in sarayına götürdü.
Harun Reşid şaşırdı ve Behlül’e çıkıştı.
“Ben sana namaza gelen herkesi iftara çağır demedim mi? Sen ise bir sofralık kişi bile bulup getirememişsin!”
Behlül yaptığından gayet emindi. Dedi ki:
“Ya Emire’lMü’minin! Sen bana camiye gelenleri değil, namaza gelenleri çağır dedin. Camiye gelen çoktu, fakat namaza gelen sadece bunlardı.”
“Nasıl olur?”
“Efendim, namazdan sonra cami kapısına durdum. Namazdan çıkan herkese imamın namazda hangi sûreyi okuduğunu sordum. Onca cemaat içinde işte sadece bunlar bildiler. Diğerleri imamın ne okuduğundan bile gafletteydiler. Demek namaza gelen sadece bunlarmış. Ben de sadece bunları çağırdım.” dedi.
Süleyman KÖSMENE
07.04.2005