Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

07.03.2005, 10:37

Allah hakkında zan - şaban Döğen

şaban Döğen

Allah hakkında zan




Cenâb-ı Hak bir kudsî hadis-i şerifinde şöyle buyurur: “Kulum beni nasıl zannederse ona öyle muamele ederim.”1

Adamın biri yolculuk yaparken merkebi çamura saplanmış, ne yapmışsa çıkaramamış. Başlamış hakaretler yağdırmaya, memleketin idarecisinden padişahına varıncaya kadar. Atıp tutmadığı kimse bırakmamış. Aksilik bu ya, padişah da vezirleriyle birlikte oradan geçiyormuş. Hakaretleri duyan ve dayanamayan vezir, “Padişahım, müsaade edin de şu kendini bilmeze haddini bildirelim” demiş. “Hayır” diye karşılık vermiş olgun padişah. “Bu adamın önce merkebini çamurdan çıkarın. Sonra da şu kese parayı, ‘Padişahın ikramıdır’ diye verin, yoluna uğurlayın.”

Emredileni yapmışlar. Adamın rengi kaçmış. Ama padişahın büyüklüğü karşısında da ezilmiş, büzülmüş. Memleketine vardığında, başından geçenleri anlattıktan sonra, “Ben kendime, padişah da kendine yaraşanı yaptı” demiş.

Bir dünya sultanı böyle davranabiliyorsa Sultanlar Sultanı, bin bir Esmâ-i Hüsnanın sahibi Cenâb-ı Hak günahlar içerisinde yuvarlanıp giden kullarına acaba nasıl davranır? Günahlarından dönenleri hiç günah işlememişcesine affediyor. Sonsuz rahmet, hikmet, af, ihsan ve ikramını düşündüğümüzde Onun hakkında daima hüsn-ü zanda bulunmamız gerektiğini anlarız.

Evet, Allah’a hüsn-ü zan içinde bulunmak gerekir. Her şeyden önce Onun sonsuz afv, rahmet, merhamet sahibi olduğuna gönülden inanmalı, Ondan aslâ ümit kesmemelidir. Ne kadar günahı olursa olsun kul, tövbe edip de bir dönüş yaptığında affedeceğine inanmalıdır. Rahmeti her şeyi kuşatmış, gazabını geçmiştir. Bir âyette meâlen şöyle buyurulur: “De ki: Ey günahta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Muhakkkak ki Allah bütün günahları bağışlar. şüphesiz ki O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.”2

Hakkında hüsn-ü zan edene Allah da hüsn-ü zan eder. Allah’tan ümit kesilmezse Allah da Ona yardım eder. Bağışlayacağını inananı Allah da bağışlar. Hz. Ömer’in, “Bir kişi Cennetlik deseler, ‘O ben olabilirim’ ümidini taşırım” ifadelerinde de bu anlayış vardır.

ıkramı, bağışı, ihsanı, cömertliği, hazineleri sonsuz olan bir Rabbi olduğuna; en küçük ihtiyacına cevap vereceğine, kalbinden geçenleri dahi bildiğine, samimiyetle Kendisine yöneldiğinde cevapsız bırakmayacağına inanan bir insan bu duygular içinde Ona yönelir, Ondan isterse Allah kulunu hiç geri çevirir mi?

ımanla emanetini teslim ettiğinde bağışlayacağı ümidini de yitirmemelidir insan. Çünkü Allah’ın rahmetinden ancak yolunu sapıtmışlar ümit keser.3

Kısaca, nasıl düşünür, davranırsak öyle karşılık görürüz.

1- Buharî, Tevhid: 15; Tirmizî, Tevbe: 1. 2- Zümer Sûresi: 53. 3- Hıcr Sûresi: 56.

07.03.2005

E-Posta: sdogen@ttnet.net.tr

http://www.yeniasya.com.tr/2005/03/07/yazarlar/sdogen.htm
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

2

07.03.2005, 11:48

Allah razı olsun kardeş..Rabbim hüsn-ü zan edenlerden eylesin...Gönlüne şüphe girmeyen kullarından eylesin...(amin)
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir