Mevlâna ve Oğlu
Mevlâna’nın oğlu Sultan Veled Hazretleri henüz meme emen bir çocukken daima babasının kucağında uyurdu. Mevlâna, teheccüd zamanı kalkıp gece namazını kılacağı vakit, bazen Sultan Veled bağırır ve ağlardı. Mevlâna Hazretleri, susturmak için namazı bırakır, onu kucağına alır, uyutur ve namazını öyle kılardı.( II, 196)
“Çocuğu Olan Çocuklaşsın”(Hadis-i şerif)
Mesnevîhân Siraceddin Mevlâna’nın, çocuklarla olan iletişimini aktarırken şahit olduğu bir olayı şöyle anlatır:
Bir gün Hüsâmeddin’le birlikte Mevlâna’yı ziyaret etmek için medreseye gelmiştik. Mevlâna’nın torunu Emîr Ârif’i küçük bir arabaya oturtmuşlar, lalası da onun arabasını çekiyordu. Mevlâna, hemen yerinden kalkarak arabanın ipini mübarek omzuna koyup:
-Ârif’e öküzcülük edebilirim, dedi.
Bunun üzerine Hüsâmeddin Çelebi de arabanın diğer tarafını tuttu; bir iki defa medresenin avlusunu dolaştırdılar. Çelebi Ârif, tatlı tatlı gülüyor ve seviniyordu. Mevlâna:
–Çocukları okşamak, şeriât padişahı ve hakikat ayının feleği olan Peygamberimiz’den biz Müslümanlara kalmış bir mirastır. Peygamber:
-“Çocuğu olan çocuklaşsın” buyurmuştur, dedi ve şu şiiri okudu:
“Babanın aklı dünyayı ölçerse de,
Küçük çocuğun anlaması için “ti ti” der.
Madem ki işim, gücüm çocuklardır, o hâlde;
Çocukların diliyle konuşmak lâzımdır.” (II, 241