Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • "ALAÇAM NUR" bir erkek
  • Konuyu başlatan "ALAÇAM NUR"

Mesajlar: 54

Konum: SAMSUN-ALAÇAM

Meslek: YENİ ASYA GAZETESİ ALAÇAM TEMSİLSİCİ

  • Özel mesaj gönder

1

12.01.2013, 11:14

Kissalar

Kitap okumayı seviyorum.Fakat hobilerim arasında kitap okuma yoktur.Çünkü kitap benim için kitap; ''Çay ile şeker, toprak ile su gibidir.'' Yani olmazsa olmaz.Her türlü kitabı okuyacaksın ki, her konuda bilgi sahibi olacaksın diyenlerden değilim.Çünkü zaman benim için değerli ve boş şeylere ayıracak vaktim yok.Muhakkak ki, her kitabın bir okuyucu kitlesi var, buna sözümüz yok.Zevkler ve renkler de tartışılmaz bu da bir gerçek.

Okuduğum kitaplar içerisinde beni en çok etkileyen kitaplar genellikle ''Dini kıssaların'' anlatıldığı kitaplar oluyor.Bir taraftan düşünmeye, diğer taraftan kalp ve ruh dünyamda şimşeklerin çakmasına ve meselelere olan bakış açımın değişmesine neden oluyor.

Kimi zaman Behlül Dana Hazretleri gibi bakıyorum hayata;

''Harun Reşidin mürşidi Behlülü Dana, bir gün pazara üç tane kuru kafa getirerek satmaya başlıyor.

Kaça satıyorsun, diye soranlara da:

''Bir bir paraya, biri on paraya, biri de ağırlığınca paraya demiş.''

''Ey Behlül! Bu fiyat farkları neden?'' diye soranlara şu açıklamayı yapmış:

''Birincisi taş kafadır, en ucuzdur.Çünkü hiç nasihat dinlemez.''

Diğer taraftan da Hz.İsa gibi bakmaya çalışıyorum hayata:

''Hz.İsa'nın her olayda iyi bir taraf bulması havarileri tarafından fazla abartılı bulunmuş.Onlara göre iyiliklerle birlikte kötülükler, güzellikler ile birlikte çirkinlikler varmış.

Bir gün kırda yürürlerken bir köpek leşine rast gelmişler.Hepside bu ağrı kokudan burunlarını kapatmışlar.Biri İsa (a.s)'a seslenmiş: ''Her şeyde bir güzellik olduğunu söylüyorsun, peki bu leşteki güzellik nerede?

İsa Aleyhisselam leşe doğru bakmış ve cevap vermiş: ''Dişlerini görmüyormusun? Ne güzel parlıyor?''demiş.

Ve Mevlana Celaleddin Rumi'ye kulak veriyorum bir taraftan da:

''Ey yiğit! Yazgıya bahane bulma.Yükleme kendi suçunu başkasına.Suçunu gör, dönüp etrafında kendinin kendindendir, gölgenden değil çektiklerin.Ne taptın da sana dönüşünü görmedin? Ne ektin de ektiğini biçmedin? Eylemler ruhunda ve bedeninden doğar.Çocuğun gibi sonra gelip eteğinden tutar.''

Selam ve Dua ile.

N.Serkan DAĞLI

alacam_yeniasya@hotmail.com

Bu konuyu değerlendir