Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.11.2010, 11:20

Merhamet kırıntıları

Gözü yaşlı bir kadın, camiden çıkanlara elindeki ilâç reçetesini gösteriyordu. “Yardım edin, ilâçlarımı alayım” diyordu…
Çoğu kişi dinlemeden geçiyor, çoğu kişi ise biraz para veriyordu. Paralar az olduğu için kadıncağız daha çok ağlıyordu. İhtiyacı olan bir kişinin bu şekilde para istemesi, çok kötü bir durumdur. Ama günümüzde ihtiyacı olan kimselere yardım etme olayı gittikçe körleşmeye başladı. Gerçekten yardım için kurulan derneklerin sayısı, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdadır.
Cami cemaati dağılınca kadın daha fazla ağlamaya başladı. Gidip nedenini sorunca; “Bir ana on evladına bakarmış, on evlat birleşip bir anaya bakmazmış” dedi. Üzeri gayet düzgündü, gözlerinden akan yaşları ne kadar utandığını gösteriyordu. Elindeki rapor o güne aitti. “Yürüyecek halim yok ama ilâcımı almak zorundayım” dedi. Oradaki banka oturturduk. Sonra cami hocası da geldi. Reçeteyi alıp en yakın eczaneye gitti…
Belki yalan söylüyordu ama imam ilâcı almaya giderken biraz mutluluğu okunuyordu. Yaşlı bir anne, bakıma en muhtaç olduğu ve muhtaçken evlâtlarına en iyi bir şekilde bakmaya gayret eden ve bu hakkı ödeme fırsatı gelen evlâtların sırt çevirmesi…
Sırtında hacıya götürüp getirsen bile hakkını asla ödeyemeyeceğin o kadını, soğukta herkesten para istetecek kadar düşüren bir evlât, evlât mıdır?
İmanın terbiyesi ile ahlâklanmanın önemini burada daha iyi anladım. Bu günlerde ebeveynler sadece çocuklarının iyi bir eğitim almasını düşündükleri ve sadece çocuklarına; “Siz derslerinize bakın, ilgilenmeniz gereken sadece onlar” dedikleri için, eksikliklerle büyüyen çocuklar oluyorlar. En küçük bir örnek olarak, otobüste kadın çocuğunu boş yere oturtuyor, kendisi ayakta bekliyor. Çocuk rahat olacakmış. Yaşlı kişiler gelince de yer verdirtmiyor ve ayakta durmakta güçlük çekenler oturamıyorlar. Burada bile bu kadar rahat olan küçük çocuk, büyürken kimseye saygı duymaz ve asi evlat olur…
Ahkaf Sûresi’ndeki; “Anne ve babasına, ‘Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken, beni tekrar diriltilecek olmakla mı tehdit ediyorsunuz?’ diyen kimseye onlar Allah’a sığınarak, ‘Yazıklar olsun sana! İman et, Allah’ın va’di gerçektir’ diyorlar, o da, ‘Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir’ diyordu” âyeti anne ve babanın önemini bizlere daha iyi anlatıyor.
“Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versin veya vermesin birisinden bir şey istemesinden daha hayırlıdır” hadis-i şerifinde Peygamberimiz (asm) para isteminin kötü bir şey olduğunu söylese de, anneannen yaşında bir teyzenin ağlaması herkesi üzer ve yardım ettir. İnşâallah o teyze yalan söylemiyordur. Merhamet kırıntılarını da bu şekilde parçalamaz…
Allah, herkese iyi bir aile versin ve iman ahlâkı ile donatsın…
MERVE İRİYARI

2

27.11.2010, 21:10

Merhamet Kirintilari

Söz konusu yaşlılar olunca iki kez düşünürüm. bu yazıyı okuyuca bir yıl önce yaşadığım olay geldi aklıma paylaşmak istedim.
eve dönerken sağlık ocağının önünden geçiyordum. yaşlı bir teyze kızım yolunun üstüyse koluna gireyimmi? dedi takatım kalmadı
yürümeye, teyze koluma girdi ve yürürkende tanışma başladı eşininde evde hasta yarı yatalak olduğundan bahsetti
.gözlerinde günün ve yılların yorgunluğu vardı.o haliyle hastanede saatlerce sıra beklemiş. işi bitip eve dönerken saatin dört olduğunu öğrenince
söylediği söz o kadar oldumu ''düşündüm yaşlılık nasıl birşey titreyen elleri küçük adımlarbana nasıl zor gelmişti.''o kadar yorgundu ki evin yolunu bulamadık
bir kaç sokak ileri gitmiştik oysa evi evime okadar yakındı ki ,dayanamadı artık yürüyemiyecem dedi bir binanın merdivenlerine oturup sohbete başladık
yüzündeki hayat yorgunluğu dilinde kelimelere dönüştü evlatlarına olan sitemi Allah'a şükre dönüştü .inanamadim o sitemlerin ardından daha büyük öfke beklerdim.
''ah kızım beni yanlış anlama şikayet değil ilaç almak için eczaneye gittim ama para çıkışmadı geri geldim cüzdanımda şu kadar para var. nasıl ilaç alırım daha maaşa
var ''dedi gözleri doldu. benim için küçük mebla teyze için gözyaşıydı. irkilmiştim.içim titredi .ne düşüne bildim nede bir söz diyebildim.kedisini eve kadar götürdüm .
bir kaç saat kendime gelemedim. yaşlılarını ihmal eden evlatlaramı? kızayım yoksa bu kadar yakınımda olupta bi haber olan kendimemi?

Bu konuyu değerlendir