Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

06.06.2010, 16:20

Yükseklerle aranız nasıl?

Yükseklerle aranız nasıl?
Aşağıdan yukarılara bakmak gibi olmuyor yukarıdan aşağılara bakmak. Dağların tepesinden daha yüksekteki dağları seyrediyorsunuz, daha daha yüksek dağları… Ve o minnacık gözünüzle bu kadar eşyayı nasıl gördüğünüze hayret ediyorsunuz. Ve gördüğünüzü gören olduğunu biliyorsunuz.
Her şey bizim için. Biz de O'nun içiniz… Bu dünyada var oluşun gayesi bu…
İnsan yükseklere çıktığı zaman, yükseklerin de yükseği, büyüklerin de büyüğü, azametlilerin de azametlisi, tecellinin en büyüğü olan “Allahuekber” isminin tecellisiyle karşılaşıyor. İçinizdeki ürperti, büyüklüğü karşılayabilecek yegâne duygu, “Allahuekber” duygusu. Yüksekler, azametin bayrağının dalgalandığı yerler. Bu hayranlığı “Allahuekber” karşılar ancak. Yüksek yerlere çıktığımızda içimiz bir hoş oluyor. Her şey ayağımızın altında. Her şey uzaktan bakınca küçük gözüküyor, eşya küçülüyor. Ama eşya bizim gözümüzde küçülüyor. Oysa değişen bir şey yok. Eşya büyüklüğünü koruyor. Gözümüz onu ihâta edemiyor. Hele hele o ihâta edemediği eşyanın içindekileri hiç bilmiyor. Ne üstünde dolaşan karıncayı, böceği; ne üstünde açmış olan meyveyi. Veya o meyvenin gideceği mideyi, rızık olacağı insanı, sineği, serçeyi bilemiyor işte… Ama her şeyi bilen, her şeyi yerli yerine koyanın varlığına insan yükseklerde daha iyi şahit oluyor. “Allahuekber”i gönülden söylüyor.
Yüksekler insana dünyadaki acizliğini hissettirmek için tam bir örnek.
Evet, insan yükseklerde o yüce duygunun verdiği ölçüyle ve coşkuyla Allah’ın büyüklüğünü, kendi küçüklüğünü daha iyi anlıyor.
S. GÜNDÜZALP
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


Bu konuyu değerlendir