- Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Insan, karnından daha kötü bir kabı doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir, mutlaka bundan fazla yemesi gerekirse, midesini üçe bölsün: Üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefesi için"
"Az yiyenin içi nurla dolar ve Allahü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever". (I.Gazali)
"Aç duranın idraki artar, zekası açılır." Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemekse tamamıdır". (I.Gazali)
"İnsan kalbi tarladaki ekin, yemek ise yağmur gibidir. Fazla su ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda da kalbi öldürür." [İ.Gazali]
"Çok yiyip içmekle kalbinizi öldürmeyin!". (Imam-i Gazali)
"Her gün bir defa yemek yenmesi itidaldir". (Beyheki)
"Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlıkla yolunu daraltın". (İhya)
Hadîsin rivayetlerinde vardır ki: Cenab-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin!" Azab vermiş, Cehennem'e atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente." Hangi nevi azabı vermiş, enaniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş, yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene vema ente?" Nefis demiş: Ente rabbirrahim ve ene abdik el- aciz. Yani: "Sen benim Rabb-i Rahîmimsin, ben senin âciz bir abdinim."
"Hem o bedbaht, zahiren leziz, mânen zehirli yemişleri yemekle azabını tacil ediyor. Zira o meyveler, nümunelerdir: Tatmaya izin var, ta asıllarına talip olup müşteri olsun. Yoksa hayvan gibi yutmaya izin yoktur. Ve şu bahtiyar ise, tadar, işi anlar, yemesini tehir eder ve intizar ile telezzüz eder." (Sekizinci Söz / Sözler | Bediüzzaman Said Nursi)
(Dünyanın lezzet ve nimetleri, ahiret aleminin lezzet ve nimetlerine işaret eden numunelerdir. Dünya bu noktadan ahiret aleminin vitrini gibidir. Vitrindeki numuneler sadece bakmak, beğenmek ve tanımak içindir. Yoksa tatmak ve doymak için değildir.
Burada hayvan gibi yutmaya izin yoktur derken, Allah’tan gafil olarak haram helal demeden, dünya nimetlerini asıl ve memba gibi görüp saldırmak anlamındadır. Yoksa şükür ve helal dairesinde dünya nimetlerinden tadıp istifade etmeye yönelik bir ifade değildir. Dünya nimetleri insanın fıtratına kifayet edip tatmin edecek bir mahiyette değildir. İnsan fıtratı; ancak ahiret nimetleri ile tatmin olur. Helal dairesinde de olsa dünya nimetlerini tatmin edecek bir mahiyette görmek, numune olduğunu unutmak, yine kalbi ve ruhi açıdan doğru olmaz.
Özet olarak tatmak; dünya nimetlerini helal dairede ve şükür içinde istifade etmek, anlamındadır. Yutmak tabiri haram dairede ve şükürsüz ve gafletle istifadeye işaret ediyor. Yemek ise; ahiret alemindeki insanın tatmin olması anlamındadır.)
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"