ıNSANI ALDATAN DÖRT KELıME
Mevlâna Rumî Rahimehullah der ki:
“Vakit keskin kılıç gibidir, ömrü kesiyor;
O seni kesmeden evvel sen onu kes!
Kalbî zikre devam et! Dilin kapılarını kapat!
Kalbin zikirle konuşsun, dilin hikmetle sussun..
Huzur buluncaya kadar öyle ol, üstün zekâ sükût etmektedir.
Az ye, az konuş, az uyu.
Ameli bırakmak ne kötü bir hal.
“ıleride amel edeceğim” demek ondan daha beter bir haldir.”
ıbn-u Ataullah ıskenderî’den naklen Ebu Muhammed Eş-şa’ranî:
“Tüm insanlar dört kelime ile aldanmıştır:
EğER
Birisi, eğer zengin olsaydım ibadet ederdim der,
Diğeri, eğer fakir olsaydım ibadet ederdim der,
Öbürü, eğer genç olsaydım ibadet ederdim der,
Başkası, eğer ihtiyar olsam ibadet edeceğim der.
ışte dilin bir fenalığı budur.
NEDEN
ılim oku! Neden okuyayım?
Sus! Neden susayım?
Konuş! Neden konuşayım?
Nedenle beden tembel olur, nedeni bırak!
NASIL
ıbadet et! Nasıl edeceğim?
Çalış! Nasıl çalışacağım?.
KEşKE
Keşke ben zengin olsaydım, hacca giderdim..
Keşke ölseydim, suç işlemeseydim..
Bunlar hep dil illetidir.. ıstikamet yolundan insanı çeviren sebeplerdir.
Bunların tedavisi iki edebledir:
1-Ahireti dünyadan daha fazla tercih etmekle, tembellik zincirlerini koparmak ve kalbî zikretmek,
2-ışi zamanında yapmak, ertelememektir..
alıntı
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"