Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

25.04.2008, 21:18

Abdurrahman Sami Uşşaki

Anadolu'da yetişen mutasavvıflardan. Manisa'nın Saruhanlı kazâsında 5 Mart 1878 (H.1296)'de doğdu. Babası Haremeyn vâlilerinden Âsım Efendidir. ılk tahsîline doğduğu yer olan Saruhan'da başladı. Sonra ıstanbul'a giderek, tahsîline devâm etti. Bu arada bâzı velîlerin yanına gidip onların sohbetlerinde bulundu ve tasavvuf yolunda insanlara doğru yolu göstermek için icâzet, izin aldı.

Bir Ramazân gecesi rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü. Resûlullah efendimiz yanında bulunan zâtı göstererek; "Yâ Sâmi! Bu senin mürşidin, hocandır. Sen vapura bin ve denize açıl. Vapur hangi iskelede durursa orada in. Hocanı orada bulacaksın." buyurdu. Uykusundan uyandıktan sonra sabah namazını edâ etti. Bulunduğu yerden iskeleye gidip bir bilet aldı. Gemi hareket edip, Çanakkale'ye yaklaştığı sırada kaptan; "Gemide bir ârıza var, tâmiri birkaç gün sürer, arzu eden inebilir." deyince, Sâmi Efendi gemiden indi. ıskelede nûr yüzlü bir zât; "Sâmi Efendi, hoş geldin." diyerek onu karşıladı. Sâmi Efendi şaşırarak; "Bu zât benim ismimi nereden biliyor?" diye aklından geçirdi. O zat; "Geçen gece rüyânda Peygamber efendimiz sana ne emir buyurdular?" dedi. SâmiEfendi hemen o zâtın elini öperek, ona bağlandı. Bu zât Ahmed şücâ'eddîn Uşşâkî idi. Aynı zamanda Câmilerde vâz veren Sâmi Efendi, kısa zamanda yetişerek, hocasından Uşşâkî tarîkatında icâzetnâme, diploma aldı ve hocası tarafından insanları yetiştirmek üzere ıstanbul'a gönderildi.

Sâmi Efendi, ıstanbul'a geldikten sonra Kasımpaşa'daki Yahyâ Efendi dergâhına şeyh tâyin edildi. Bir gün bir talebesiyle vâz vermek için Fâtih Câmiine gitti. Namazdan sonra vâz vermeye başladı. Bu sırada küçük bir çocuk gelerek; "Sâmi Efendi, biraz gelir misin, seninle görüşelim." dedi. Sâmi Efendi de kalkıp, o çocuk ile câminin bir kenarında bir müddet konuştuktan sonra tekrar kürsüde vâzına devâm etti. O sırada talebesi; "Hocam âlim bir zât olmasına rağmen, ufacık bir çocuğa tâbi oldu." diye düşündü. Sâmi Efendi, ona dönerek; "Oğlum, o görüp de çocuk zannettiğin Hızır aleyhisselâm idi. Aramızda bâzı özel konuşmalar oldu." buyurdu.

Abdurrahmân SâmiEfendi, bir gün evinde yumurta gibi bâzı şeyleri önüne almış, onlarla meşgûl idi. Hanımı kendi kendine; "Efendi vaktini bu gibi şeylerle meşgûl ediyor!" diye düşündü. Ertesi gün bir grup talebe ziyâret için geldiler. Hanımı onlara çay demliyordu. Bir ara ayağı takılınca, kaynar su ayağına döküldü. Hanımı can acısı ile "Allah" diye bağırdı. Sesi duyan Abdurrahmân Efendi, hemen hanımının yanına giderek, bir gün önce hazırladığı merhemi hanımının ayağının yanan yerine sürdü ve; "Hanım, dün benim bu merhem ile meşgûl olduğumu görünce; "Efendi vaktini bu gibi lüzumsuz şeylerle geçiriyor!" diye düşünmüştün. Gördün ya bu merhemi biz ne için hazırlamışız." dedi.

Abdurrahmân Sâmi Efendi 1935 (H. 1354) senesinde 57 yaşında iken ıstanbul'da vefât etti.

Sâmi Efendi tasavvuf yoluna dâir çeşitli eserler yazmıştır. Bâzıları şunlardır: 1) Mi'yâr-ı Evliyâ, 2) Binâ-yı ıslâm, 3) Esrâr-ı Esmâ-ül-hüsnâ, 4) Mir'ât-ı Eyyâm, 5) Tuhfet-ül-Uşşâkiye, 6) Mevlîd-i şerîf, 7) Hediyet-ül-Âşikîn.

1) En Yakın Yol (Sıddık Nâci Eren); s.142


KAYNAK

2

17.08.2008, 17:15

[img:974:1395]http://www.resimkalesi.com/./data/media/17/Abdurrahman_Smi_Niyzi.jpg[/img]

3

17.08.2008, 19:04

şeyh Sami Efendi'nin Mustafa Kemal'le arası nasıldı?

4

17.08.2008, 20:54

Menemen Vakasında şeyh Sami Efendi ve halifesi Bekir Sıdki Visali k.s. tutuklanmışlardır. Altı ay hapis yatmışlardır. Her ikisi de Osmanlı Dersiamı olmaları hasebiyle vaizlik yapmaları hakları iken ; vaizlik vesikaları ellerinden alınmıştır.

şeyh Sami Efendinin k.s. vaaz etmesi vefatına kadar yasaklanmış ; halifesi şeyh Bekir Sıdki Visali k.s. Azizimiz memleketi Kula'dan ızmire nefyedilmiştir. Memleketine ve vaizlik vesikasına ancak Demokrat Parti ile birlikte kavuşmuştur.

5

19.08.2008, 10:09

Allah onlardan razı olsun, bizleri de himmetlerine nail eylesin inşallah...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir