Birinci Hakikat: "Fettâhiyet" hakikatıdır...........; Yani Fettâh isminin tecellîsiyle, basit bir maddeden ayrı ayrı, çeşit çeşit, hadsiz muntazam(düzenli) suretlerin, beraber, her tarafta, bir anda, bir fiil ile açılmasıdır. Evet, nasıl ki umum kâinatın bağistanında ayrı ayrı hadsiz mevcudatı, çiçekler misilli, Fettâh ismiyle her birisine münasip bir tarz-ı muntazam(düzenli şekil) ve bir şahsiyet-i mümtâze(seçkin şahsiyet) kudret-i fâtıra(herşeyi yoktan benzersiz surette yaratan Allahın kudreti) açmış, vermiş. Aynen öyle de, fakat daha mu'cizâtlı olarak, zemin bahçesinde dört yüz bin enva-ı zîhayata dahi, her birisine gayet san'atlı ve hikmetli bir suret-i mevzune(ölçülü şekil) ve müzeyyene (süslü)ve mümtâze(seçkin,üstün) vermiş.
1- Annelerinizin karnında sizi üç karanlık içinde, bir yaratılıştan diğerine çevirerek yaratıyor. ışte Rabbiniz olan Allah Odur; bütün mülk Ona âittir. Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde yüzünüz nasıl haktan çevrilir? 2- Ne yerde ve ne de gökte hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz. Annelerinizin rahimlerinde size dilediği gibi bir suret veren Odur. Ondan başka ilâh yoktur. Onun kudreti herşeye galiptir ve hikmeti herşeyi kuşatır." (Al-i ımrân Sûresi: 3:5,6.)
âyetlerin ifadesiyle, tevhidin en kuvvetli delili ve kudretin en hayretli mucizesi, suretleri açmasıdır. Bu hikmete binaen, feth-i suver(süretleri açma) hakikati tekrarla birkaç suretlerde Risaletü'n-Nur'da ve bilhassa bu risalenin ıkinci Makamının Birinci Babında, Altıncı ve Yedinci Mertebelerinde ispat ve beyan edilmesinden, onlara havale edip, burada bu kadar deriz ki:
Fenn-i nebatat ve fenn-i hayvanatın(Botanik ve zooloji bilimlerinin) şehadetiyle ve tetkikat-ı amîkasıyla,(derin incelemeleriyle) bu feth-i suverde(suretleri açmada) öyle bir ihata(hepsini içine alma) ve şümul(kaplamak) ve san'at var ki, birtek Vâhid-i Ehadden(tek bir zattan) ve herşeyde herşeyi görebilecek ve yapabilecek bir Kadîr-i Mutlaktan(sonsuz sınırsız güç sahibinden) başka hiçbir şey bu cemiyetli ve ihatalı fiile sahip olamaz. Çünkü, bu feth-i suver fiili ise, her yerde ve her anda bulunan, nihayetsiz bir kudretin içinde nihayet derecede bir hikmet, bir dikkat, bir ihata(hepsini içine alma) ister. Ve böyle bir kudret ise, ancak bütün kâinatı idare eden birtek Zâtta bulunabilir.
Evet, meselâ mezkûr âyetlerin ferman ettikleri gibi üç karanlık içinde bütün validelerin erhamında(rahimlerinde) insanların suretlerini ayrı ayrı, mizanlı(ölçülü), imtiyazlı(farklı), ziynetli(süslü) ve intizamlı(düzenli) olarak, hem şaşırmadan, yanlış etmeden, karıştırmadan, basit bir maddeden açmak ve yaratmak olan fettâhiyet; ve umum rû-yi zeminde(yeryüzünde) aynı kudret, aynı hikmet, aynı san'atla umum(bütün) insanları ve hayvanları ve nebatları ihata eden(içine alan) bu feth-i suver(süretleri açma) hakikatı, vahdâniyetin (herşeyin bir elden idare edildiğinin)en kuvvetli bir bürhanıdır.(delilidir).7.şuadan