Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

05.08.2007, 23:09

Evlilik ve kader

degerli kardeslerim,

kafami cok karistiran bir konuyu sormak istiyorum. evlilik konusunda irade ve kader cizgisi nasildir? kismette varsa olur inanci ne kadar dogru? kismette olmasi her zaman hayirli olmasi mi demektir? iyi veya kötür bir evlilik ortaya ciktiysa her ikisine de imtihan diye bakmak yeterli mi ya da kisinin iradesinin rolu nedir? gec evlenenler icin bu kader midir, yoksa yine kisinin tercihi midir? tavsiyelerinizi rica ediyorum......allah razi olsun.....

2

06.08.2007, 19:44

kimse cevap yazmamis, niye acaba.....gercekten simdiye kadar yaptigim arastirmalarda bu soruma tatmin edici bir cevap bulamadim...burada sizlerden ve önereceginiz kaynaklardan bulurum diye umutlanmistim....bekliyorum.....selamlar...

3

06.08.2007, 20:20

Bu konuda daha önce bir cevap yazmıştım onu arıyorum. Biraz beklersen :wink:
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

4

06.08.2007, 20:28

zahmet olacak ama cok makbule gececegini bilin....bekliyorum kardes....muhabbetle

5

07.08.2007, 00:36

Malesef günümüz gençleri eş seçmeyi bilmiyor. Kriterleri bir kaç husus ile sınırlı.

Mesela, aşk. Ben pek çok genç gördüm, sadece aşk uğruna evlilik yapıyor. Oysa herkezin kendi farkında olmasada kriterleri vardır. Bu kriterleri bir gün oturup kendi iyiliği için gözden geçirmelidir. Nasıl bir inacı olmalı, nasıl bir kültürden gelmeli, nasıl bir milliyete veya aileye sahip olmalı, nasıl fiziksel bir özelliğe sahip olmalı, nasıl bir karakterde olmalı ve hakeza uzar gider.
Aşk evliliği tek başına çok tehlikelidir. Aşk beklentidir. Ulaşamama duygusudur. Yarım tatminlerin sonucudur.Yarım tatminler ise insanı kör eder,hırs verir. Aşık olduğu kişinin normal şartlarda nefretine sebep olacak karakterini görmemesine sebep olur yada biraz akıllı ise evlendikten sonra düzeltirim der. Oysa yarım akıl akılsızlıktan kötüdür. Hem bilmiyor ki dünyanın en güzeli insanına aşık olsa aşkın yarım kalmışlığı evlenince biter, tatmin edilemiyen hisler tatmin olur, çıplak hisler kalır.Aşk bitmiştir. Eyvah ki eğer göremediği veya görüp ertelediği kötü karaktere sahip bir eş ise dünyanın en güzeli olsa tatmin etmez. Oysa iyi bir eş dünyanın en çirkini olsa çirkin gelmez. ışte güzellik böyle geçici bir şeydir ki aşk bunu daimi imiş gibi hayal ettirir.
Bazılarıda mantık evliliği yapıyor. Uydurma mantıki sebepleri mantık sanıyor çoğu zaman. Oysa mantık soyut bir kavramdır. Elle tutulur olmayan meselelerin peşinde sürükler insanı. Der milliyetimiz aynı o zaman anlaşırız. Der maddi durumu iyi o zaman zorluk çekmem. Oysa zaman ve insan ne olur belli olmaz. Aynı milliyetteki insanlar sanki hepsi ak sütten çıkmış kaşıkmış gibi gördüğünden hayal kırıklıkları kapıdadır. Para için evlenenlerin ise tamamında hayal kırıklığı olmuştur.Ya iflas ya müsriflik ya cimrilik bir şey gelip musallat olmuştur.

Tek başına kültüre bakmakta intihardır. Kültürlü bir insanın karakteri iyi olmak zorunda değildir. Evet kültür önemlidir ,ama sadece kriterlerden bir kriterdir.

Karşılkılı sevgi ve saygı üzerine kurulmuş evlilik güzeldir. Sevgi aşk gibi değildir. Sevgide daha çok akıl ön plandadır. Mantık hak ettiğ yerde yani yardımcı makamındadır. Ama yinede sevgi ve saygı yetmez. Akıl da yetmez. Bir kere akıl akıl olmalı. Allah'tan soyutlanmış bir akıl akıl değildir. Mantıktır. Tavus kuşunu taklit eden tavuk gibi mantık akıl makamına oturmuştur, insanı idare eder. Evlilik sadece iki kişinin kurduğu bir müesese değildir. Çocuklar ilk başta olmasa bile aslında müstakbelde olsa vardır sayılmalıdır. Akıllı insan der acaba evladıma iyi bir anne veya baba olabilir mi? Evladımızı Allah'ın istediği gibi yetiştirebilir mi? Heyhat dini eğitim sıfır yaşında başlar diyenlere şaşarım. Çocuk eğitimi eş seçerken başlar. Evlenmek cinsel ihtiyaçların tatmini ,yanlız hayatın süsü, bulaşıkların yıkanması ve kişisel ihtiyaçlarının karşılabilmesi için kurulmaz. Gelecek nesillerin oluşturulması içi kurulur. Hem seçilen eş ahretliktir. ıman ile beraber ahiret gidecek yegane şey,denir.

Evet evlenirken saygı ve sevgi olmalıdır, kültürlü ve akıllı olmalıdır. Mantık kullanlılmalıdır. Ailelere ve milliyete dahi bakılmalıdır. Ancak en önemlisi diyanete bakılmalıdır. O olmasa gerisi çürüktür.
Muhabbetle
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

6

07.08.2007, 01:22

tahminimce bu yazindan bahsediyor olmalisin cevat abi,
sayet buysa buyur kardesim, diger konu basliklarinda da istedigin cevaplari bulabilirsin, iyi kurcala forumu :wink:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

7

07.08.2007, 02:35

allah razi olsun kardesim...dediginiz gibi diger basliklari karistirdim bir cogunu okudum....cok istifade ettim...ama hala kader mi irade mi buna takilip kaldim....bilmem dogru mu ama insanin kaderinde üc sey kesin kadere baglidir diye duymustum. biri ne zaman dünyaya gelecegi, iki ne zaman ölecegi, üc ne zaman ve kiminle evlenecegi...eger böyleyse rahatliyorum niye derseniz eger bunlar tamamen rabbimizin iradesine bagliysa ona güvenbiliriz her zaman ve her anlamda, cünkü o kullarina en merhametli olandir ve ne dilerse ne verirse kullari icin mutlaka hayirli olani verendir...yok eger kendi irademizi kullanmamiz gerekiyorsa ki bir yere kadar elbette gerekiyor her konuda yanlisa düsme ihtimalimiz her zaman var...hele ki evlilik gibi cok önemli bir mevzuda...beser sasar diye bosuna dememisler....önce istisare sonra istihare de demisler...bu da dogrudur....kader ve irade bütün hayatimizda hakim....risalelerden bana kaynak söyleyebilir misiniz konuyla alakali....allah razi olsun hepinizden.....

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

8

07.08.2007, 11:21

erzurumlu bir abi kader bahsini işlerken şunu söylemişti bizlere: insanın tek iradesi, yani cüzi irade dediğimiz olay, karşısına çıkan seçeneklerden birini tercih etmektedir. geri kalan herşey Rabbimin kontrolü ve iradesi altında şekillenir. mesela önümüze değişik renkte 2 tane kalem sunulmuş ve birini seçmemiz istenmiş. biz sadece birini seçeriz ve ne kolumuzu oynatmada bizim irademiz vardı, ne kullanmakta nede o kaleme malik olmada vs vs... evliliğide bu şekil düşünebiliriz. seçmek bizim elimizdedir fakat karşımıza çıkacak olan meşakkatler veya hayırlar tamamen Rabbimizin tasarrufu altındadır.. içten veya dıştan yaptığımız dualar Allah katında değer bulur ve Rabbim buna göre nasib eder. Rabbim hayırlısını nasib etsin.. bana göre bu yüzden nasipse diyoruz, dua ve istek bizden nasib Allahtan.. umarım cevap verebilmişimdir.. selametle inşallah
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

9

07.08.2007, 11:58

cevabiniz icin tesekkür ederim....bu konuyla cok fazla karsilasiyorum danisman olarak. bazen neyi nasil anlatacagimda bocaliyorum. yardim isteyen kisilere dini acidan da bilgi vermek istiyorum. elbette ki insana yanlis bir evlilik yaptigi takdirde bu senin hatandi demek agir oluyor. onlarda celiskiye düsüyorlar...ve artik sorunlar icinde boguluyorlar...bekarlara yardimci olmak biraz daha kolay oluyor sizinde anlattiginiz mantik üzere...ama hayattaki bazi sorunlar direk imtihan olarak basimiza gelebiliyor...bence kader ve irade hayattaki en zor konulardan biri...selametle

10

07.08.2007, 22:50

bazen bazı şeyleri etrafındaki insanlara anlatabilmek o kadar zordurki, yaşı gelmiş birisine sürekli sorarlar nezaman evleneceksin... yaşın geçiyor artık.. vs. vs. kişiye sorarsanız kader der.. bu benim elimde deilki kısmetimde kim var nezaman karşıma çıkacak bilememki der.. evet kader.. peki bu arada karşısına çıkan pek çok seçeneği red etmesi nedir?? krıterlere baktığınızda aslında çok da doğru bir insandır. kültürel yönden, maddi yönden, dini açıdan.. fakat birtürlü elektrik alamazsınız.. böylelikle yıllar geçer yaş geçer karşısına çıkan reddettiği insanlarda elinden kayıp gitmiştir.. Kader gerçekten çok karmaşa bir durum.. bazen insan kendini okadar çaresiz ve boşlukta hissedip okadar yanlış kararlar verebiliyoki... Rabbim bizleri doğru seçim yapabilenlerden eylesin.... Duaylaa...

11

08.08.2007, 00:19

cok haklisiniz ayse kardesim. bazi insanlar erkek olsun kiz olsun kismet yoklugundan degil ki böyle bir sey zaten yoktur bence daha cok kismet coklugundan da evlenemiyor. böyle vakalar görünce tek aciklamam yine kader oluyor. konuyu acigim günden beri icimde daha cok kader inanci agir basmaya devam ediyor nedense. insallah bu sorumluluktan kacis degildir, nitekim danismaya gelen insanlara da böyle anlatmaya calisiyorum. her iste bir hayir hikmet vardir. kötü evliliklerde bile....her yolu denedikten sonra ancak bosanma düsünülmeli. yine bütün kapilar tevekküle cikiyor gibi. nasil bir es konusunda insan cizgisini belirlemeli ama olmasi gerekiyorsada bütün sebepler bir anda olup cikiveriyor ve oluyor. böyle insanlari da cok gördüm.

12

08.08.2007, 13:41

Nekadar doğru bilemiyorum fakat ben akışına bıraktım.. Bazı şeyleri nekadar zorlasanızda olmuyor.. Gerçekten kader burda devreye giriyor işte.. Tabi yaş ilerledikçe seçm yapmak dahada güçleşiyor bunuda göz ardı etmemek lazım.. Ama ne olursa olsun konu Evlilik olunca çok iyi düşünmek gerek.. Bazıları için belki çok önemli deil fakat Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi kurmak ne kadar zor ise yıkmakta o kadar zor olmalı.. Günümüzde artık evlilikler o kadar basite indirgendiki etrafa şöyle bir baktığımızda son yıllarda boşanmalardaki artış oldukça yüksek.. Burda bence kaderden ziyade insanların çokta düşünmeden körükörüne sözüm ona aşık olarak evlilik kararını almalarından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.. Bu benim acizane fikrim tabiki.. Son olarak Evlilikte öncelikle Sevgi, saygı, aile, dini inanç faktörleri göz önünde bulundurularak karar verilmeli... selametle...

Mesajlar: 20

Konum: Ist/Sarıyer

Meslek: Muhasebe

Hobiler: ılim ve Bilim

  • Özel mesaj gönder

13

09.08.2007, 22:54

Bencede Rabbimiz her insanın önüne çeşitli fırsatlar ve vesileler çıkarır ancak o kadar geri kalanı kulunun cüzi iradesine bırakır. ışte bu noktada tevekkül devreye giriyor ki şayet sen çok istesen bile karşı taraf istemeyebilir. O yüzden burada kişi sadece dua etmekle kalmayıp birazda gayret ve çaba sarf etmek durumunda diye düşünüyorum. Çünkü yaratan iki kişiyi bir şekilde vesile kıldıktan sonra gerisini kullarının seçimine bırakıyor. Allah herkese dilediği ve istediği kişiyi nasip etsin inşallah...

14

10.08.2007, 00:09

size kismen katiliyorum kardesim, ancak sonunda ki duaya katilamiyorum. dua ederken daima hayirlisini nasib et ya rabbi demek daha dogrudur diye düsünüyorum. nitekim kulun istedigi hakkinda hayirli olmayabilir. imanli olmasini ve bazi baska özelliklerinin olmasi icin dua edilebilir, ama illaki filan ya da falan kisi olsun diye dua edilmemeli. ya hayirli degilse....sonra sorunlar basliyor ve kabak biz danismanlarin basina patliyor :D saka bir yana herseyin hayirlisini dilemeli.....

Mesajlar: 20

Konum: Ist/Sarıyer

Meslek: Muhasebe

Hobiler: ılim ve Bilim

  • Özel mesaj gönder

15

10.08.2007, 01:02

Alıntı sahibi ""eyyaren""

size kismen katiliyorum kardesim, ancak sonunda ki duaya katilamiyorum. dua ederken daima hayirlisini nasib et ya rabbi demek daha dogrudur diye düsünüyorum. nitekim kulun istedigi hakkinda hayirli olmayabilir. imanli olmasini ve bazi baska özelliklerinin olmasi icin dua edilebilir, ama illaki filan ya da falan kisi olsun diye dua edilmemeli. ya hayirli degilse....sonra sorunlar basliyor ve kabak biz danismanlarin basina patliyor :D saka bir yana herseyin hayirlisini dilemeli.....


Haklısın kardeşim fakat ben bu duayı bu forumda bunun aksini düşünen biri olduğunu düşünmediğim için o şekilde ettim. O zaten sarsılmaz değişmez taviz verilmez ana kriterimizdir. Ben o yüzden tekrar etme gereği duymadım. Zaten sen devamını getirmişsin Allah razı olsun.

Neyin hayır neyin şer olduğunu asla bilemeyiz. Mesela üzülerek söylüyorum evlenmeden önce kapalı olupta evlendikten sonra başını açan tesettürden çıkan hanımlar var. Bunun nedeni ailede islami bilincin eksik olup bu bilincin gerektirdiği islama uygun yaşamın gündelik hayata yeterince yansıtılamaması, bu bayanların aile baskısından dolayı kendi iradesi ve isteği dışında zorla kapanması veya Allah rızasını gözetmekten çok yöresel giyim tarzından dolayı kapanması olabilir. Öte yandan da açık olupta kapanmak isteyen fakat çevresel nedenler yada çevresinde bu konuda onu bilgilendirip destek olacak bilinçli kişilerin yokluğundan dolayı kapanamamış bu isteğini yeteri kadar kuvvetlendirip eyleme vardıramamış belki yaratıcıdan bir nasip bir vesile bekliyen insanlar var. (Bu iki taraf içinde geçerli) Böyle bir insana vesile olmakta var bir yerde. Tabiki bu söylediklerim biraz uç nokta örnekler ama senin için hayırlı gibi gözükmeyen bir durum karşındaki kişi için hayırlı olabiliyor. Onun kurtuluşuna belki vesile olabiliyor. Allah hepimiz için hayırlı bir evlilik ve doğru kişilerle yuva kurmak nasip etsin inşallah

16

10.08.2007, 01:15

bana hüsnü zan etme konusunda güzel bir ders verdiniz sagolasiniz....vermis oldugunuz örnekleri bende görüyorum etrafimda. ve bir de sunu sözde tesettürlü bayanlar dügün nisan merasimlerinde aciliyorlar. aciklamalari ise hayatta bir kere oluyormus bir kere olsun acik makyajli filan olmak istiyorlarmis. bu örneklerde tesettürün mantiginin oturmadigini görüyoruz. bunu evlerinde eslerine karsi her zaman yapabilirler ama toplum icinde ne gerek var, madem tesettürü secmis iseniz...dualariniza amin diyorum kardesim......

Mesajlar: 20

Konum: Ist/Sarıyer

Meslek: Muhasebe

Hobiler: ılim ve Bilim

  • Özel mesaj gönder

17

10.08.2007, 22:40

Olurmu kardeşim ne dersi. Çok büyük sorumluluk isteyen bir görevdesiniz ve bu sorumluluğunuz gereği her türlü detay üzerinde durmak ve değerlendirmek durumundasınız. Belki destek olup yardım ettiğiniz kişilerin hayat akışlarını bile etkiliyebilirsiniz. Allah yardımcınız olsun. Mirac kandiliniz mübarek olsun... :)

theQueen

Profesyonel

Mesajlar: 676

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

18

15.10.2007, 00:11

ben pek anlayamadım
zaten evlilik konusunda kafam çok karışık
iyice karman çorman oldum valla :|
kula bela gelmez hak yazmayınca, hak bela yazmaz kul azmayınca!!!

19

16.10.2007, 21:15

Kısmet denmişken aklımıza geldi;
bir arkadaşımız bir gün telefon açtı: "dün annem aradı. komşulardan biri demiş ki, (sizin çocuklar neden evlenmiyor? belki kısmetleri bağlıdır? bir hocaya gitte, kısmetlerini açtır)
biz de dedik ki; "kardeşim sen kadere inanan birisin. Haşa Allah herkesin kaderini yazdı da seninkinde eksik mi bıraktı? bu ne demek, kısmetini açtır?"

Mesajlar: 27

Konum: izmir-ç.kale-eskişehir

Meslek: kamu personeli(eskişehir)

Hobiler: ıLAHı DıNLEMEK,FUTBOL OYNAMAK,DıNı ıÇERıKLı KıTAP OKUMAK

  • Özel mesaj gönder

20

23.10.2007, 12:27

Kısmetin kapalı olup olmadığını insan bilemediği için, kendi isteği olan bir şeyi elde etmek için bazı sebeplere teşebbüs etmesi gerekir. Bu sebeplere teşebbüsten sonra şayet istediğimiz şeyi elde edersek, şükrederiz. şayet istediğimz şey elde edilmez ise, o zaman “hakkımızda hayırlı değilmiş” deyip, verilmediği için ve ahirette isteğimizin daha güzelinin verileceğine iman edip yine şükretmek gerekir.

Kısmet beklemelerde yanlış yorumlardan uzak kalınmalıdır. Bazı kimselerde yanlış bir kısmet bağlama anlayışı görülmektedir.

Evham ve su-i zanna kapılan bu kimseler tereddüt etmeden konuşabiliyorlar:

– Kızımızın ya da oğlumuzun kısmeti bir türlü çıkmıyor, çıkınca da anlaşmayla sonuçlanmıyor, bir bahane bulunup iş bozuluyor! Demek ki kısmetini bağlamışlar. Zaten falan ve filan komşulardan da şüphe ediyoruz.. diye hüküm verebiliyorlar.

Halbuki Allah (cc), hiçbir insana bir başkasının kısmetini bağlama imkan ve salahiyeti vermemiştir. Bu sebeple, kısmet bağlanması diye bir olay olamaz. Ama kısmet beklenmesi diye bir gerçek olur.

Demek ki mesele, kısmet bağlanması değil kısmetin beklenmesi meselesidir.

Bu kısmet bekleme meselesini, maneviyat büyüğü ısmail Fakirullah Hazretlerinin verdiği misal, pek güzel açıklamaktadır. Öğrencilerinden birinin eline bir testi verip kuşluk vakti çeşmeye gönderir Fakirullah Hazretleri.

Ne var ki öğrenci çeşmenin başına varınca oradaki çocuklarla oyuna dalar, ta ikindiye kadar oyun sürer. Nihayet gün batarken aceleyle testiyi doldurup döner. Bunca vakittir orada oyuna dalan öğrenciyi bu defa arkadaşları aralarına alıp hırpalamak isterler. Ancak Fakirullah Hazretleri müdahale ederek der ki:

– Neye suçluyorsunuz arkadaşınızı?

– Kuşluk vakti gönderdiniz ikindi üzeri döndü, bizi bu kadar bekletmeye hakkı var mı? derler.

Büyük insan şöyle izah eder geç kalma sebebini.

– Arkadaşınızın kabahati yoktur bu bekleyişte. Çünkü der, çeşmenin başında oyuna dalmaya mecburdu. Kısmetiniz olan su henüz kurnaya gelmemişti, yoldaydı. Başkalarının kısmetini doldurup ta size getiremezdi. Ne zaman yoldaki sizin kısmetiniz kurnaya geldi, işte o zaman oynamayı bırakıp testiyi çeşmeye tutarak kısmetinizi doldurup getirdi. Onun kabahati yoktur, yoldaki kısmetinizi beklemiştir.

ışte, evlenme olayındaki bekleme de, yoldaki kısmeti beklemeden başkası değildir.

Demek ki, kısmet bağlaması yoktur ama kısmet beklemesi vardır.

şunu hiç unutmamak gerektir ki, Allah yarattığı kulunun kısmetini asla bağlamaz. O kadar bağlamaz ki, dünyada evlenemeden vefat edenleri bile Cennette otuz üç yaşında en güzel bir Cennet genci olarak olarak evlendirir, kısmetini yine karşısına çıkarır, asla kısmetsiz bırakmaz. Onlar da o zaman asla pişmanlık duymazlar dünyadaki bekleyişlerinden dolayı. Çünkü Cennet evliliği dünyadakiyle kıyaslanamayacak kadar özel ve güzel bir evlilik olur.. Bütünüyle mutluluk ve saadet kaynağı halini alır.

Bence burada unutulmaması gereken en mühim nokta şu olmalıdır.

Dünyadaki kısmetini bekleyenler bekleme süresini büyük bir fırsat bilmeli, bu sıralarda kendi özelliklerini geliştirip vasıflarını çoğaltmayı hedef almalı, vasıfsız işçi durumundan çıkıp aranan vasıflı aday özelliğini kazanmalı, kendini bir çok vasıflarla değerli durumuna getirmelidir. Çünkü denklik dünyada da ahirette de esastır. Dünyada vasıflı olanlar Cennette de vasıflılarla evlenirler. Bu bakımdan da kısmet bekleme devresini güzel vasıfları kazanma, çoğaltma devresi olarak düşünmeli, yüksek vasıflılara layık hale gelmeye gayret göstermelidir.

Zaten beklemenin bir faydalı yanı da, güzel vasıflarını çoğalt ikazını yapıyor olmasıdır

Ahmed şAHıN
Selam ve dua ile...
Sorularla ıslamiyet Editör
Ben Allahı(cc) hatırlamaktan utanırım....
Çünkü her hatırlama unutmadan sonradır...
unutmayanlardan hep hatırlyanlardan olmak duasıyla....

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir