Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.10.2006, 14:00

Gençlik ve moda

Moda, giyimde, saç tipinde, yiyecek ve içeceklerde, ev eşyalarında, takılarda, dekorasyonda ve hayat tarzına etki eden her şeyde meydana gelen sık sık değişikliklere denilir.

Moda, dört mevsime göre değişebilmektedir. Gençliğimizi birçok bakımdan sıkıntıya atan hususlardan birisi, “moda”dır.

Gençlerin modayı takip etmesi, zevklerine ve gelir seviyelerine göre değişiyor. Senede bir değişiklik yapan olduğu gibi, bir toplantı veya düğünde giydiği elbiseyi bir daha giymeyenlere de rastlanıyor.

Güzellikler ve hikmet dini olan ıslâm’da bu mânâda bir “moda” anlayışı yoktur. Ama değişim ve yenilik vardır. Acaba, dinimiz ıslâm, dünyevî ve nefsî isteklerden kaynaklanan modaya niçin karşıdır?

Çünkü modanın temel esprisi olan sürekli ve sık değişim, israfa sebep olmaktadır. ısraf ise dinimizde yasaktır. Rabbimiz, “Yiyiniz içiniz, israf etmeyiniz. Muhakkak ki Allah, israf edenleri sevmez”1 buyurmaktadır.

Moda, gerçek ve zarurî bir ihtiyaçtan değil, his ve hevâdan, zevk ve sefâdan kaynaklanmaktadır.

Modanın kaynağı dünyevîliği esas alan Batıdır. Bunların ise dinî bir kaygısı yoktur. Bu yüzden “moda” olarak ortaya çıkan bir şey, bizim temel dinî prensiplerimizle çatışabilmektedir.

Meselâ, tesettüre uygun olmayan elbiseleri hiçbir şekilde giymek caiz değildir. Çünkü, farklı ölçülerde de olsa belirli yerlerini örtmek erkek ve kadın için farzdır.

Modanın özünde başka milletlere benzemek esastır. Mü’minlerin ise, başka milletlere benzemeleri Peygamberimizin (asm) “Kim bir kavme benzerse o onlardandır”2 hadisiyle yasaklanmaktadır.

Bu hadisten de anlaşıldığı gibi mü’min bir genç, başka bir milletin giyimini, saç tipini, eğlence şeklini, hayat tarzını taklit edemez.

Bu hususta Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri çok ibretlidir:

“Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.”3
Moda hususunda şu hadislerden de alacağımız önemli dersler vardır:

“Allah kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına lânet etsin.”4

“Allah erkeklere benzemeye çalışan kadınlara ve kadınlara benzemeye çalışan erkeklere lânet etsin.”5



Necmi ÜNLÜ

Dipnotlar:
1- A’raf Sûresi: 3
2- Ebû Dâvud, Libas: 5.
3- Lem’alar, s. 172.
4- Ebû Davut, Libas: 28.
5- Buhari, Libas: 61.


Kaynak: Necmi ÜNLÜ

2

27.10.2006, 14:39

Allah razı olsun cnm kardeşim..

"Moda o kadar kötü bir şeydir ki onu her altı ayda bir değiştirirler.” (Oscar Wilde)
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

3

27.10.2006, 15:02

Searcher Kardeşim çok hoş bir söz yakalamışsın.
Moda israftır. Hem ınsanı maddeci yapar.. Değerlerinden uzaklaştırır.
Bu açıdan biz Nurcular fazla zorluk çekmiyoruz. Zira, giyim konusundaki tek gayemiz mütevazi ve mesleğimize uygun giyinmektir. Hem israf olmuyor, hem giyimde bile manevi bir hava yakalayabiliyoruz. ıbadete çeviriyoruz.

Ben nasıl oluyor bilmiyorum. Nurcu olan bir insan uzağımdan geçse sezebiliyorum. Giyimdeki tevazusu ve yüzündeki Nuru hemen kendini belli ediyor. Daha önce yazdığım bir hatıramı bu vesile ile tekrar yazayım.

Bir gün bir Nurcu abinin dükkanına ,bir arkadaşımla birlikte, ziyarete gittik. ıçerde bizden başka üç Nurcu abi vardı. Bir de yine Nurcu olan elemen kardeş vardı. Bir bayan telaşla içeri girdi. Herkeze sırayla baktı. "Üff burda herkez bir birine benziyor" ,dedi. Meğer daha önce onunla ilgilenen elemanı arıyormuş ki bir şey soracak.

Bayan gittikten sonra abi şöyle dedi. "Elhamdülillah bir şey var"
Evet bir şey var. Birbirine en ufak benzerliği olmayan kişileri iradesiz olarak birbirine benzettiren aynı kaynaktan çıkan bilgiler, o bilgilerden çıkan tavırlar olabilir. Zira Kürt, Adanalı, Trabzonlu, Boşnak,Arnavut milletlerden oluşan birbirine benzemeyen insanlardık.
Selam ve muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

4

27.10.2006, 15:05

Alıntı sahibi ""cevat uykan""

"Üff burda herkez bir birine benziyor"


:D
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

5

27.10.2006, 15:07

Alıntı sahibi ""cevat uykan""

Bayan gittikten sonra abi şöyle dedi. "Elhamdülillah bir şey var"
Evet bir şey var. Birbirine en ufak benzerliği olmayan kişileri iradesiz olarak birbirine benzettiren aynı kaynaktan çıkan bilgiler, o bilgilerden çıkan tavırlar olabilir. Zira Kürt, Adanalı, Trabzonlu, Boşnak,Arnavut milletlerden oluşan birbirine benzemeyen insanlardık.


Allah razı olsunn nekadar güzel yaa..maşaallah

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

6

27.10.2006, 18:24

peki aldığüımız şeyler islamiyetin ölçülerindeyse modaya uymak günah olur mu?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

7

27.10.2006, 18:34

Diyelim ki yeni bir kıyafet alman şart oldu. Tabiki helal ölçülerde günü zevkine uygun kıyafet almak, tercih etmek caiz olur. Ama senin kıyafetin varken sadece modası geçti diye yeni kıyafet almak israftır.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

8

27.10.2006, 18:39

Allah razı olsun cevat abi..evet modası geçti diye yeni kıyafet almak israftır..Allah muhafaza :(

ıktisat, izzet ve cömertliktir

BEşıNCı NÜKTE


Cenâb-ı Hak, kemâl-i kereminden, en fakir adama en zengin adam gibi ve gedâya, yani fakire, padişah gibi, lezzet-i nimetini ihsas ettiriyor. Evet, bir fakirin, kuru bir parça siyah ekmekten açlık ve iktisat vasıtasıyla aldığı lezzet, bir padişahın ve bir zenginin israftan gelen usanç ve iştahsızlıkla yediği en âlâ baklavadan aldığı lezzetten daha ziyade lezzetlidir.

Câ-yı hayrettir ki, bazı müsrif ve mübezzir insanlar, böyle iktisatçıları hısset ile itham ediyorlar. Hâşâ! ıktisat, izzet ve cömertliktir. Hısset ve zillet, ehl-i israf ve tebzîrin zâhirî merdâne keyfiyetlerinin içyüzüdür. Bu hakikati teyid eden, bu risalenin telifi senesinde Isparta'da hücremde cereyan eden bir vakıa var. şöyle ki:

Kaideme ve düstur-u hayatıma muhalif bir surette, bir talebem iki buçuk okkaya yakın bir balı, bana hediye kabul ettirmeye ısrar etti. Ne kadar kaidemi ileri sürdüm, kanmadı. Bilmecburiye, yanımdaki üç kardeşime yedirmek ve şâbân-ı şerif ve Ramazan'da o baldan iktisatla otuz kırk gün üç adam yesin ve getiren de sevap kazansın ve kendileri de tatlısız kalmasın diyerek, "Alınız" dedim. Bir okka bal da benim vardı. O üç arkadaşım, gerçi müstakim ve iktisadı takdir edenlerdendi. Fakat, her ne ise, birbirine ikram etmek ve herbiri ötekinin nefsini okşamak ve kendi nefsine tercih etmek olan, bir cihette ulvî bir hasletle iktisadı unuttular. Üç gecede iki buçuk okka balı bitirdiler. Ben gülerek dedim: "Sizi otuz kırk gün o bal ile tatlandıracaktım. Siz otuz günü üçe indirdiniz. Afiyet olsun!" dedim. Fakat ben, kendi o bir okka balımı iktisatla sarf ettim. Bütün şâban ve Ramazan'da hem ben yedim, hem, lillâhilhamd, o kardeşlerimin herbirisine iftar vaktinde birer kaşıkHAşıYE verip, mühim sevaba medar oldu.

Benim halimi görenler, o vaziyetimi belki hısset telâkki etmişlerdir. Öteki kardeşlerimin üç gecelik vaziyetlerini bir civanmertlik telâkki edebilirler. Fakat, hakikat noktasında, o zâhirî hısset altında ulvî bir izzet ve büyük bir bereket ve yüksek bir sevap gizlendiğini gördük. Ve o civanmertlik ve israf altında, eğer vazgeçilmeseydi, bir dilencilik ve gayrın eline tamahkârâne ve muntazırâne bakmak gibi, hıssetten çok aşağı bir hâleti netice verirdi.


Lem'alar, 19. Lem'a, s. 205


Haşiye: Yani, büyükçe bir çay kaşığı iledir.

Üstadım ne güzel açıklamış bal yemek islama aykırımı değil :) fakat anladıkki herşeyde iktisad lazım

kanaat ve iktisad; maaştan ziyade sizin hayatınızı idame ve rızkınızı temin eder.

mektubat | yirmi dokuzuncu mektup | 407

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

9

27.10.2006, 21:54

Moda zaman´in dalaletine uymaktir
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

10

27.10.2006, 22:46

Yani şöyle diyeyim mesela 30 milyona da palto var 100 milyona da var... 20 milyona da spor ayakkabı var 100 milyona da var... ama 100 milyonluk ayakkabı markalı,kaliteli ve hoşuma gidiyor... bir de normal ölçütlerde normal kalitede bir ayakkabı 20 milyon... şimdi ben 100 milyonluk ayakkabıyı almakla israf etmiş olur muyum?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

11

27.10.2006, 23:04

olursun!
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

12

28.10.2006, 06:15

şimdi moda çağındayız. Her giyim tarzını bir moda rüzgârı belirlemiyor mu? Yetki kimde olursa olsun, o moda rüzgârının dışına çıkamıyoruz. Giyim tarzımızı o rüzgârdan aldığımız emirle belirliyoruz. O rüzgâr keyfimizi yönlendiriyor, zevkimizi yönlendiriyor.
Allah’ın razı olduğu biçim mi, değil mi diye çoğu zaman sormuyoruz bile. O modeli alıp başımıza geçiriyoruz. Öyle benimsiyoruz ki o biçimi: Başka türlüsünü ayıpsıyoruz.


ışte sünnet bize bir model sunuyor. Tasarımı bizzat Allah tarafından yapılmış bir model. Bu modeli yaşadığımız zaman Allah’ın rızasını, muhabbetini, sevgisini, mağfiretini kazanma yoluna giriyoruz. Bakınız şu Âl-i ımran Sûresine, Cenâb-ı Allah ne buyuruyor: “De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.”
(Âl-i ımran Sûresi: 31)



kaynak

13

28.10.2006, 06:22

şu üstümdeki sakoyu, yedi sene evvel eski olarak almıştım. Beş senedir elbise, çamaşır, pabuç, çorap için dört buçuk lira ile idare ettim. Bereket, iktisat ve rahmet-i ılâhiye bana kâfi geldi.

Mektubat | On Altıncı Mektup | 70

kendimizden utanmalıyız :cry: :cry: :cry:

14

28.10.2006, 10:46

Alıntı sahibi ""nuraşığı""

şu üstümdeki sakoyu, yedi sene evvel eski olarak almıştım. Beş senedir elbise, çamaşır, pabuç, çorap için dört buçuk lira ile idare ettim. Bereket, iktisat ve rahmet-i ılâhiye bana kâfi geldi.

Mektubat | On Altıncı Mektup | 70

kendimizden utanmalıyız :cry: :cry: :cry:


Siz sanırım Nur'a olan aşkınızla baya bir manevi kemalat kazanmışsınız. Saygı duyuyorum ancak bu dediğinize katılmıyorum.

Çünkü, helal dairesi keyfe kafidir. Farzları yerine getiren, sünnete ittiba eden bir insan meşru dairede ve israfa kaçmamak şartıyla şahsi zevklere sahip olabilir, en doğal hakkıdır. Bu da utanılacak bir şey değildir.

Üstad vazifeliydi. Ve Asr-ı Saadeti ahirzamanda yaşadı. Herkesin gücü Üstad hazretleri gibi yaşamaya yetmez. Hissiyatlarınızın etkisinde kalarak utanmakla ilgili olan ifadeyi sarf ettiğinize inanıyorum. Yoksa, sizde düşünürseniz fark edeceğiniz gibi, kırıcı olabilecek tehlikeli bir ifade kullanmışsınız.

Moda kavramına gelince. Kaliteli mala hak ettiği ücreti verir, senelerce kullanırım. Beğendiğimi de alırım. Bence bir gömleğe 60-70 ytl vermek israf değildir. Bir gömleğin varken ikinci, üçüncü vesaireleri almak israftır. Veya çeşit çeşit ayakkabı alıp ayakkabı koleksiyonu yapmak israftır. yeni bir pardesü alındığında, ona uygun eşarp ve ayakkabıyı (ihtiyaç olmadığı halde) uyumlu olsun diye almak israftır. Ama bir ayakkabıya ihtiyacı olanın 500 ytl ye ayakkabı alması israf değildir. Tabi bu dediğim şeyler, her insanın kendi ayağını yorganına göre uzatması gerekliliğiyle birliktedir.

Saygılarımla...

15

28.10.2006, 10:54

Belki genel konuşmamam lazım haklısınız ama..ben utandım bilmiyorum..

ıktisad hakkında üstadımın bildirdiklerini şimdi bir daha okudum..aman ya rabbi dedim..

Alıntı

Lemalar | On Dokuzuncu Lem’a

şimdi iki lokma farz ediyoruz. Bir lokma, peynir ve yumurta gibi mugaddî maddeden hediye kırk para, diğer lokma en âlâ baklavadan on kuruş olsa; bu iki lokma, ağza girmeden, beden itibarıyla farkları yoktur, müsavidirler. Boğazdan geçtikten sonra, ceset beslemesinde yine müsavidirler. Belki, Bazen kırk paralık peynir daha iyi besler. Yalnız, ağızdaki kuvve-i zâikayı okşamak noktasında yarım dakika bir fark var. Yarım dakika hatırı için kırk paradan on kuruşa çıkmak ne kadar mânâsız ve zararlı bir israf olduğu kıyas edilsin.

şimdi, saray hâkimine gelen hediye kırk para olmakla beraber, kapıcıya dokuz defa fazla bahşiş vermek, kapıcıyı baştan çıkarır. "Hâkim benim" der. Kim fazla bahşiş ve lezzet verse onu içeriye sokacak, ihtilâl verecek, yangın çıkaracak. "Aman, doktor gelsin, hararetimi teskin etsin, ateşimi söndürsün" dedirmeye mecbur edecek.

ışte, iktisat ve kanaat, hikmet-i ılâhiyeye tevfik-i harekettir; kuvve-i zâikayı kapıcı hükmünde tutup, ona göre bahşiş verir. ısraf ise, o hikmete zıt hareket ettiği için çabuk tokat yer, mideyi karıştırır, iştihâ-yı hakikîyi kaybeder. Tenevvü-ü et'imeden gelen sun'î bir iştihâ-yı kâzibe ile yedirir, hazımsızlığa sebebiyet verir, hasta eder
.




Alıntı sahibi ""talhagenc""

Ama bir ayakkabıya ihtiyacı olanın 500 ytl ye ayakkabı alması israf değildir. ..


bence bu israftır kardeş!

elbette en doğrusunu Allah bilir..

selametle..

16

28.10.2006, 11:00

Kaliteli ürüne hak ettiği fiyat verilir bu anormal değil. 5-10 tane etek sahibi olmak, 3-4 tane kabanı olmak vesaire israftır. 1 tane alırım tam alırım. Ucuz mal alacak kadar zengin değilim :wink:

17

28.10.2006, 11:06

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Üstad vazifeliydi. Ve Asr-ı Saadeti ahirzamanda yaşadı. Herkesin gücü Üstad hazretleri gibi yaşamaya yetmez. ...


elbette gücümüz yetmez..fakat üstadımda yaradılış itibarıyla bir insandı..nasılki peygamber efndimizi rehber olarak görüyoruz imam olarak görüyoruz belki yaradılış itibarıyla efendimizde insan olmasaydı onu imam olarak kabul edemeyecektik diyecektik ki O peygamber biz nasıl uygulayalım onun yaptıklarını..gücümüz yetmez vs..Üstadımda ve diğer alimlerde yaradılış itibariyle insan..ve bize yol göstericici olmuşlar..yaşayışlarıyla..öğrendiklerini hayata tatbik etmeleriyle..biz şimdi bizim gücümüz yetmez deyip kenara çekilirsek bence hataya düşmüş oluruz..En azından öyle yaşamak için mücadele etmeliyiz..bilmiyorum ben öyle düşünüyorum..Bende uyguluyorum diyemem ama Rabbim güç kuvvet verdiği sürece Peygamber efendimiz ve üstadım gibi yaşamak için elimden geleni yapmaya çalışıcağım..

yine diyorum en doğrusunu Allah bilir..

vesselam

18

28.10.2006, 11:21

Peygamberimiz de insandı, Üstad da insandı vesaire sözleri tasvip etmiyorum. Onlar seçilmiş kişilerdi. Sıradan insanlar o seviyeye yükselemezler.

Diğer bir konu elbette elden geleni yapmak lazım. Ama 30 tane yemenisi, eşarbı olan, 5-6 tane ayakkabısı olan, 3-4 tane takım elbisesi olan kişilerle israf konusunda anlaşamıyoruz. Çünkü kendileri 1-2 senede eskiyecek ürünlere ucuz miktarlar ödemeye alışmışlar. 7-8 sene giyilecek bir ayakkabıya 500 ytl çok gibi geliyor. Ama o sürede o kişiye bakın. 500 ytlden fazla vermiştir ayakkabıya.

El sağlığı, ayak sağlığı, göz sağlığı... Kısacası sağlık konusunda paraya kıymayanlar, hastanelere kat kat fazlasını ödüyorlar. Ama ben ayağımdan hiç sorun yaşamadım Allah'a şükür. Ben mi israf ettim, yoksa ayak emanetine sahip çıkmayanlar mı?

Fotoğraf zevki için vesaire zevkler için para harcanırken israf değil de, sağlık konusunda mı israf olacak. Hatırlatırım. ısrafta hayır olmadığı gibi, hayırda da israf yoktur. ınsanın Allah'ın emaneti olan bedenini korumak, iyi bakmak için yapılanlar hayır değil de nedir? (Zevkler bahsim dışındadır. Koruyucu hekimlik adına olan kişisel bakımı kast ediyorum.)

Bu arada nuraşığı kardeş, lafım şahsınıza değildir. Genel konuşuyorum.

19

28.10.2006, 11:52

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Peygamberimiz de insandı, Üstad da insandı vesaire sözleri tasvip etmiyorum. Onlar seçilmiş kişilerdi. Sıradan insanlar o seviyeye yükselemezler..


elbette yükselemezler..yükselemeyiz..

haşa insan derken şöyle demek istemiştim 15.sözün zeyinden bir kısmı yazayım anlaşılır muhakkak:

Beşeriyette kalıp, beşer gibi, âdet-i ılâhiyeye ve evâmir-i tekviniyesine münkad ve mutî olmuş; o da soğuk çeker, elem çeker, ve hâkezâ. Herbir ahvâl ve etvârında hârikulâde bir vaziyet verilmemiş-tâ ki, ümmetine ef'âliyle imam olsun, etvârıyla rehber olsun, umum harekâtıyla ders versin. Eğer, her etvârında hârikulâde olsa idi, bizzat her cihetçe imam olamazdı, herkese mürşid-i mutlak olamazdı, bütün ahvâliyle "rahmete'n-li'l-âlemîn" olamazdı.

dua ile..

20

28.10.2006, 12:38

Tabikide ucuz bişey alacak kadar zengin degiliz.bu konuya katılıyorum.Bogulacaksak büyük denizde bogulalım.Neyse konuyu dagıtmadan demek istedigime geleyim.

Aslında deginmek istedigim nokta bu çok kıyafet alıp israf yapmak meselesi.
Bizlerde şaşırdık ne yapacağımızı hergün aynı kıyafeti giysek müslümanlar pasbal oluyo ,güzel ve farklı bişeyler giysek israf oluyo.

Arkadaşlarım ne yapmalıyız sizlere soruyorum.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir