Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

06.05.2010, 10:43

Siyasette 'sırren tenevveret'

Siyasette 'sırren tenevveret'

M. Latif SALİHOĞLU
Siyasetle ilgili yazılar yazmanın ne kadar zor ve ne derece riskli, sıkıntılı olduğunun farkındayız. Ama, yine de zor olana talibiz. Üstelik, en sıkıntılı bir süreçte... Kolay zamanda herkes konuşur.

Gerçi, bazı okuyucularımız—bizi sevdiklerinden olacak—ısrarla şu tarz mesajlar gönderiyor: "Lütfen siyasî konulara girmeyin... Mümkün olduğunca siyaset üstü, ya da siyaset dışı konuları yazın... Senin neyine siyaset be kardeşim! Yazacak nurlu hatıralar, feyizli mevzular mı yok? İstersen çiçek–böcek yaz, istersen kırlara uzan, istersen hep tarih yaz, hatta istersen halk ilâçlarıyla, yahut sağlıklı beslenmeyle ilgili konuları yaz, razıyız; yeter ki, siyasetten uzak dur, siyaset yazma..."

Sizler de biliyorsunuz ki, yerine göre diğer konularda da yazıyoruz. Yeter ki, konu ilgi alanımıza girsin, yahut uzmanlık sahamızla alâkalı olsun...

Bununla beraber, siyasete temas etmeye ve siyasî mevzularda yazılar yazmaya da mecbur ve mükellefiz.

Zira, Üstad Bediüzzaman'ın da ifadesiyle, gazeteler bu zamanda "siyasetin lisânı"dır. Niketim, kendisi de "gazete ve siyaset" ile eş zamanlı olarak ilgilenmiş, yahut terk etmiştir. 1935'te Isparta Cumhuriyet Savcılığına yazdığı bir mektupta, 13 senedir (demokrasi dışı tek parti dönemini kast ediyor) gazete ile birlikte siyaseti dinlemediğini, işitmediğini ve istemediğini ifade ediyor. (Bkz: Barla Lâhikası, s. 198..)

Ama aynı Üstad, 1949 yılından itibaren, hem siyasetle yakından ilgilenmeye, hem de gazeteleri yeniden yakın takibe almaya başlamıştır. (Bkz: Tarihçe–i Hayat'ın "Üçünçü Said Devresi" ile Emirdağ Lâhikası–II'de yer alan yirmiye yakın mektup.)

Demek ki, eğer siyasetle ilgilenilecekse, mutlaka gazete lâzım ve eğer gazete çıkarılacaksa, illâ ki siyasetten söz etmek gerekiyor. Demokrasilerde, biri diğerisiz olmaz. Kim ki olur diyorsa, mevcut gazetelerden bir örnek göstermesi lâzım.

2

06.05.2010, 11:00

Devamını ekleyeceğim.

3

19.05.2010, 21:30

Başkalarını çürütecek imalarda bulunmamak.

Madde-18: Dine hizmet gayesiyle olanlarla görüşüp konuşmalarda, başka cereyanlarda görünen iftira ve ittihamlarla, şöhretperestlik ve maddi menfaatlar gibi gayet çirkin manalar verilmiyecek. Mesleğimiz hüsn-ü zandır. Biz Müslümanız aldanırız, aldatmayız.

4

19.05.2010, 21:59



Bütün bunların dışında, ayrıca şuna da kat'iyyetle inanıyorum ki: Fahr–i Kâinat'ın (asm) bırakmış olduğu iki büyük emanet olan "Kitabullah ile Âl–i Beyt" emanetinin bu zamanda hakkıyla namzet ve mâkesi olan Hazret–i Bediüzzaman'ın siyasette de "mükellef" olduğu bir "vazife–i hakikiye"si vardır.


İşte size, siyasetle de yakından alâkadar olan/olması gereken "Üçüncü Said"in bu vazife–i hakikiyesine dair yazdığı mektubun can alıcı cümlesi: "...Vatan ve millet ve din nâmına mükellef olduğum büyük bir vazifeyi—dünyaya bakmadığım için—yapmadığımdan, hakîkat noktasında affolunmaz bir suç olduğuna ve bilmemek bana bir özür teşkil edemediğine şimdi bu Afyon hapsinde (1948–49) kanaatim geldi." (Tarihçe–i Hayat, s. 490)

Üstad Bediüzzaman'ın o tarihte bu kanaate sahip olmasının ve "Üçüncü Said" olarak siyasetle yeniden alâkadar olmasının en büyük bir sebebi, âdeta bağıra bağıra "Ben dindarım! Biz dindarız!" diyen şahısların kurduğu Millet Partisinin siyaset sahnesine çıkması ve aynı dönemde Meclis'te grup kurmasıdır.

Evet, mübarek sayı olsun diye 33 kişiyle 1948'de—üstelik Ankara'da Üstad Bediüzzaman için bir ev yaptıran Osman Nuri Köni'nin evinde—kurulan Millet Partisinin fahrî başkanlığına "dindar Kemalist" Fevzi Çakmak, resmî başkanlığına ise "milliyetçi Kemalist" Hikmet Bayur getirildi. (Onlara göre, Said Nursî ve talebeleri de "çantada keklik"ti. Ayrıca, bir ev/medrese de yaptırmışlar ya... Bkz: Emirdağ Lâhikası, s. 288 )


Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "ruhefza" (19.05.2010, 22:14)


5

19.05.2010, 22:03

''Zira, Üstad Bediüzzaman'ın da ifadesiyle, gazeteler bu zamanda "siyasetin lisânı"dır. Niketim, kendisi de "gazete ve siyaset" ile eş zamanlı olarak ilgilenmiş, yahut terk etmiştir. 1935'te Isparta Cumhuriyet Savcılığına yazdığı bir mektupta, 13 senedir (demokrasi dışı tek parti dönemini kast ediyor) gazete ile birlikte siyaseti dinlemediğini, işitmediğini ve istemediğini ifade ediyor. (Bkz: Barla Lâhikası, s. 198..)

Ama aynı Üstad, 1949 yılından itibaren, hem siyasetle yakından ilgilenmeye, hem de gazeteleri yeniden yakın takibe almaya başlamıştır. (Bkz: Tarihçe–i Hayat'ın "Üçünçü Said Devresi" ile Emirdağ Lâhikası–II'de yer alan yirmiye yakın mektup.)''M. Latif SALİHOĞLU




Haz.Üstad 35 sene siyaseti terk ettiğini bir iki gün siyasete baktığını ilgilendiğini ifade ediyor. Bu arkadaş doğru söylüyorsa Üstad haz. ne söylüyor anlatabilirmisiniz.Hem mücmel bir ilgilenme hem bir iki gün ilglenmiş.Hem mücmel derecede bakmış hem bir iki gün alakadar olmuş.Şimdi çarşaf çarşaf nur cemaati adına nur cemaatini temsil etmeyen yeni asya gazetesi nasıl oluyorda (iddaa)nur cemaati adına siyasi yazılar yazıyor çarşaf çarşaf yazı yazıp siyasileri çürüterek,başka bir parti için nerdeyse kampanya yapıyor. Bumu risale-i nur talebeliği. Üstad haz. siyaseti 1920 de terk etse 35 sene sonrası 1955 eder.1949 değil. Hem perdeli bir mektub olduğu altındaki haşiseinde mevcuttur. Yani sırran tenevverete riayet biçimini gösteriyor.Su-i tesir yapmamak şartıyla diyor.Sui tesir yapacaksa bu tür siyasi mülahazaları üstad kendi ifadeleri olduğu halde müsade etmemiş sizlere ne oluyorki aşikare yazılar yazıyorsunuz.



İfadeler bunlar.Lütfen okuyun.



''Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zatların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki gün baktım ve bunu yazdım.
Said Nursî
Ve bu hakikate yakinen şahid olup tasdik eden Risale-i Nur talebeleri:
Mehmed Çalışkan, Mustafa Acet, Hamza, Sadık, Halim, Raşid,
Ahmed Hüsrev, Sungur, Tahirî, Nuri ve saire
Haşiye : Üstad diyor ki: Bu içtimaî, siyasî mesele mücmel olarak ihtar edildi.................... Merkezlerden münasip gördüğünüz yerlere, su-i tesir yapmamak şartıyla gönderebilirsiniz. ''emirdağı 2

6

19.05.2010, 22:12

Dini siyasete alet edenlere karşı, dindarların yanlış basmaması için siyasetle ilgilenmiş,

sizlerin zannettiği gibi koltuk sevdası veya devleti ele geçirmek gibi bir niyetle ilgilenmedi siyasetle ne Üstad r.a ve ne de biz demokratlara oy verenler..


Siyasal islamcıların siyasetine karşı, siyaseti dine hizmet ettirecek olan demokratlara destek oldu, bunu hâlâ anlayamıyor birileri..


Ey kardeşlerim! Kırk beş sene evvel Eski Said'in bu dersinden anlaşılıyor ki;

o Said siyasetle, içtimaiyat-ı İslamiye ile ziyade alakadardır.

Fakat, sakın zannetmeyiniz ki, o, dîni siyasete alet veya vesîle yapmak mesleğinde gitmiş.

Haşa, belki o, bütün kuvvetiyle siyaseti dîne alet ediyormuş.

Ve derdi ki: "Dînin bir hakîkatini bin siyasete tercih ederim."

Evet, o zamanda kırk-elli sene evvel hissetmiş ki,

bazı münafık zındıkların
siyaseti dinsizliğe alet etmeye teşebbüs niyetlerine ve fikirlerine mukabil,

o da bütün kuvvetiyle siyaseti İslamiyetin hakaikına bir hizmetkar, bir alet yapmaya çalışmış.

Tarihçe-i Hayat

7

19.05.2010, 22:14

Alıntı

Ama aynı Üstad, 1949 yılından itibaren, hem siyasetle yakından ilgilenmeye, hem de gazeteleri yeniden yakın takibe almaya başlamıştır. (Bkz: Tarihçe–i Hayat'ın "Üçünçü Said Devresi" ile Emirdağ Lâhikası–II'de yer alan yirmiye yakın mektup.)''M. Latif SALİHOĞLU



Siyasetle ilgilenmeye değil, yakından ilgilenmeye..

Gazeteleri takibe değil,yakın takibe başlamış...



Benim çok garibime gitti bu ifadeler...

8

19.05.2010, 22:22


Kardeşim hangi siyasetle ilgilenmiş ama..? Anlaşılmayan bu asıl..

Sanki din adına meydana çıkmak, parti kurmak siyaseti mi Üstadın ilgilendiği..?

FesübhanAllah..Hâlâ Hz. Muaviye siyaseti ile Hz. Ali'nin vazifesi arasındaki farkı tefrik edemiyoruz..

Bugün ve dünün siyasal islamcıları hep Hz Muaviye siyasetinin, devleti ele geçirme yolunun takipçileri..

Bizim vazifemiz o yol değil ki..!

Her başına vurulduğunda dini elif cüzü gibi kendine kalkan eden sureta dindar görünüşlü, din adına meydana çıkanlara karşı, dini dünyaya alet ettirmemek için, siyaseti dine hizmet edecek olanlara destek bu sadece..

Herkes vazifesiyle meşgul olmak zorunda zaten, din verilip dünya alınmaz, alanları görüyoruz dünya işlerinden de anlamadıkları meydanda, bu kadar senedir iş üretememelerinden belli..



9

19.05.2010, 22:44

Ama neden Latif abimiz zahiri görünen vaziyeti ile, nasıl diyeyim "dışarıdan avam bir nurcu gözü ile bakıldığında" bir siyasetçi gibi hareket ediyor.. Başbakanın mesela bir "kerpiç" kelimesini bile bir muhalefet partisi başkanı gibi eleştiriyor.. Din namına yaptıkları hatalardan bahis açsın ama o çok daha derinlere iniyor.. Hakikat sizin bahsettiğiniz gibi olabilir ama kusura bakmayın buradan bakınca benim bahsettiğim tarzda bir vaziyet söz konusu..

10

19.05.2010, 22:59


Muhterem, ne Latif Abimizin ne de Yeni Asya'nın bugüne kadar siyaseten destek verdiğini izhar ettiği siyasetçilerden yani demokratlardan

herhangi bir şekilde maddi menfaati söz konusu değil ki bu mânâyı çıkarıyorsunuz..

Belki de yanlış anlayanlar "karşı" taraftan baktıkları için yanlış anlıyorlar olamazlar mı..?

Yani bize siyaset yapıyorsunzu diyenler, sakın kendileri iktidar partisine gönül verdikleri için böyle kırılgan olmasınlar..(?)

Siyasi mehdilik makamına kadar birilerince çıkarılmış siyasetçilere, ne din ne dünyalık toz kondurmuyoruz ya bazen..(!)





11

19.05.2010, 23:23

Bende onu diyorum işte.. Yeni Asya bence çizgisini halka tam olarak anlatamıyor.. Halk akp borazancılığı yaparken Yeni Asya yı siyasetçilikle suçluyor.. Bu hamur çok su götürür ne desem boş.. Allah muvaffak etsin ne diyeyim..

12

20.05.2010, 00:01

Ruhefza yine sorulan Tekrar tekrar saptırıyorsunuz.Siz ve sizin gibilerin iktidarı ele geçirmek veyahud maddi menfaat ve makam elde etmek gibi bir gayesi olmadığını biliyoruz.Yukardaki sorularımı tekrar edeyim.Üstad haz. Açıkça ''otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki gün baktım ''Diyor.



Bu şu demek değil''Ama aynı Üstad, 1949 yılından itibaren, hem siyasetle yakından ilgilenmeye, hem de gazeteleri yeniden yakın takibe almaya başlamıştır.''M. Latif SALİHOĞLU



Ya burda Üstad haz. başka bir mana kasd ediyor.Yada latif doğan 1949 yakından ilgilenmeye başlamıştır demekle Haz. Üstadı yalanlıyor.



Hem Üstad haz. '' siyasete bir iki gün baktım ''Diyor.Maşaallah yeni asya ekibi Hemde nurcular namına bunca yıldır yıllardır,hatta hergün, çarşaf çarşaf siyasi yazı yazıp başkalarını çürütmek yollu siyaset yapıp, siyasi yazı yazıyorlar.Üstad haz. mi yanlış yapmış siz mi doğru yapıyorsunuz.Gazete esaslarında başka meşreb ceryan siyasi düşünceleri ifşa ederek tenkid yollu çürüterek bir metod izlenmeyeceğini Zübeyir abi ifade ediyor .Gazete esaslarına koymuş bunları gazete esaslarındanda mı habersizsiniz.Chp de olsa çürütmek ve o siyasi ceryanları açıktan tenkid etmek olmadığı halde,bununda su-i tesir edeceğini bildikleri halde nasıl böyle bir yolu risale-i nura ve üstada dayandırarak yapıyorlar.?



Haşiyede''Merkezlerden münasip gördüğünüz yerlere, su-i tesir yapmamak şartıyla gönderebilirsiniz. ''emirdağı 2 ''Diyor.Yani su-i tesir edecek ve Diğer üç partiye mensub veya taraftar olanlarca,yanlış anlaşılıp risale-i nur Üstad ve nurcular aleyhinde yanlış anlaşılacaksa sakın o kimslere vermeyiniz ifadesi açıkça anlaşılıyor.Nasıl oluyorda bu kadar aşikar bir ifadeyi anlamyıp su-i tesir edecek şekilde gazete yollu risal-i nur ve nurcular aleyhine yanlış anlaşılbailicek bu yazıları yazabiliyorsunuz.?Birde buna dine ve islama hızmet diyorsunuz.?Artık Allahtan korkun?

13

20.05.2010, 00:10

''Dini siyasete alet edenlere karşı, dindarların yanlış basmaması için siyasetle ilgilenmiş, '' Ruhefza



Otuz- 40 Dini siyasete alet eden hatta siyaseti dinsizliğe ve münafıklığa alet eden mason demirelin peşinde koşmak ve koştırmak içinmi ve dindarları o masonlara alet etmek içinmi bu kadar sene siyasi yazılar yazıp rislae-i nuru ve üstadı onlara angaje ettiniz.



Dini siyasete alet eden ve siyasetini münafıkane rejim olan süfyanizme hızmetkar eden bir münafığı desteklemek dini siyasete alet etmemek mi oluyor.?dindarları yanlış bastırmamak mı oluyor.?



Kendinizi aldatmayın?Bizide?

Gazetenin kuruluş ilkelerine aykırı?


14

20.05.2010, 04:08

''Dini siyasete alet edenlere karşı, dindarların yanlış basmaması için siyasetle ilgilenmiş, '' Ruhefza



Otuz- 40 Dini siyasete alet eden hatta siyaseti dinsizliğe ve münafıklığa alet eden mason demirelin peşinde koşmak ve koştırmak içinmi ve dindarları o masonlara alet etmek içinmi bu kadar sene siyasi yazılar yazıp rislae-i nuru ve üstadı onlara angaje ettiniz.Dini siyasete alet eden ve siyasetini münafıkane rejim olan süfyanizme hızmetkar eden bir münafığı desteklemek dini siyasete alet etmemek mi oluyor.?dindarları yanlış bastırmamak mı oluyor.? Kendinizi aldatmayın?Bizide?Gazetenin kuruluş ilkelerine aykırı?

Muhterem, sizin siyasette şirazeniz kopmuş zaten, bakarmısınız ne kadar saplanmışsınız siyasetin politika tarafına..

Yani illa başlatacaksınız beni eskileri deştireceksiniz..

Ne yaptı o Demirel o kadar sene dişiyle tırnağıyla hizmet etmeye çalıştığı hükümetleri zamanında..?

Kaç Nurcu veya dindar biri zulme uğradı..? Hnagi kanunu çıkardı da derdest etti dini veya dindarları..?

Kim onun hükümetleri zamanında Demirel'in imza yetkisi ile zarara girdi..?

Öyle bir ithamda bulunuyorsunuz ki, sanki ilk Kocatepe mevlidinde onca Nurcuyu fişletip de karakollarda elektrik verilmesine kadar zulmettiren Demirel idi sanki..?

Bir insafla dönün bakın bakalım kim vardı o sene..?

Beni şimdi başlatacaksınız taa ihtiyar hocadan, millet partisini kuranlardan, selametçilerden..

Ben sıradan bir Nurcu da değilim, onu da söyleyeyim, Latif Abimiz Nurların düsturları ile o yazıları yazıyor, ben iki cihetle size cevab veriyorum, çünkü ben Nurcu olmadan evvel demokrattım zaten...!

Siz evvela şu Demirel'e bu kadar neden kin beslediğinizin imanlı vicdanla sebeblerini deyin de görelim..!

Lagalugadan iktidar hırslarınızı "kel kız aynaya bakmış, lakabını ellere takmış" hesabı, başkalarına yamalamayın..

Biz Nurlardan aldığımız dersle Demirel'in eline bakıyoruz, işi ona mahşerde şahidddir zaten..

Bu aziz memleketin dört bucağına çaktığı altın çivilerden ayrı, onun döneminde pilli kulağın nasıl eli kolu bağlı olduğu da ayrı mesele..

Sizinki siyasal islam kaynaklı koltuk sevdası olunca kadirbilmezlik yapmanız kolay tabii..Meleğe şeytan, şeytana melek diyen siyaset siyasal islamya zaten..

İşte bizim sizinle farkımız bu..Biz siyasi hırs ve kinlerle önümüze gelene -mason, kafir- damgası vurmuyoruz..

Biz hizmetimizle konuşuyoruz, kinimizle değil..balık bilsin diye de o hizmet misyonu hiç tasa etmedi bugüne kadar sizleri..

Dönün de bakın bakalım şimdi hangi noktadasınız, memleketi bunca zaman nelerle oyaladınız,

80'lerde bizim durduğumuz noktaya 30 sene sonra dönüp dolaşıp gelip de, çapulcu ihtilalcilerin anayasasına ballar gibi oylarını verip de,

O anayasaya destek vermiyorlar diye onca Nurcuya gavur kini güdüp, iftira kampanyaları düzenleyip de,

bugün çılgınlar gibi o anayasadan kurtulmaya çalışanlar da sizlersiniz..

Amiyane tabir varya, ancak uyandınız da balığa çıktınız..

Peki size o 30 sene içinde gelip geçen nesiller haklarını helal edecekler mi, hiç bunu hesaba katmıyorsunuz tabii..

Tek derdiniz koltuk sevdası, gelen ağam, giden netekim paşam oldu hep sizlerde..

Ama artık devran bitiyor, hamdolsun ki siz de o çapulcu anayasaya cephe alarak, bizi istikametle yürüdüğümüze daha bir inandırdınız..!

Biz doğruda sabitiz, başkaları döner dolaşır o noktaya gelir nasılsa, tasamız yok, demiştim..(=


Gazete meselesine sonra geliriz, merak etmeyin, neyi neye alet edemediğinizin karın ağrısını çektiğinizi de çok iyi biliyorum..

15

20.05.2010, 13:36

Nev'-i insanın yüzde sekseni ehl-i tahkik değildir ki, hakikata nüfuz etsin ve hakikatı hakikat tanıyıp kabul etsin. Belki surete, hüsn-ü zanna binaen, makbul ve mutemed insanlardan işittikleri mesaili takliden kabul ederler

Benim forumlarda rastgeldiğim manzara bu manaya mutabık olduğu için beni korkutuyor..

Risale-i Nur'un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye boğazlar hakkında boşboğazlığı münasebetiyle bir-iki şey sordum. Baktım, alâkadarane ve bilerek cevab verdi. Kalben "yazık" dedim. Bu vazife-i Nuriyede zararı olacak.
Tarihçe-i Hayat

Şimdi ki manzara budur.. Özellikle de genç nurcular siyasetle fikren meşgul bir şekilde eğitilmektedir, bilerek ya da bilmeyerek.. Çocuk yaşta kiler hükümetin zam politikasını eleştirir duruma gelmiş..

Benim umurumda değil masonu, demireli, akp si.. Beni nesl-i cedid endişelendiriyor..

Başta demiştik nev-i insanın yüzde sekseni ehli tahkik değildir ki hakiate nüfuz etsin.. Onlar sadece büyüklerini taklid ediyor.. Onlar siyasetle hangi manada meşguller onu görmüyorlar.. Onlar büyüklerinin siyasetle meşguliyetini görüyorlar onu taklid ediyorlar..

Şimdi nesl-i cedid olmaya namzed genclere yukarıda ki boğazlar meselesini, meyvenin dördüncü meselesini vs parçaları gösterdiğinizde acaba ne cevap veriyorlar.. Ben söyleyeyim mi forumlarda ki müşahedeme dayanarak... Onları bir ütopya olarak görüyorlar.. Sanki has talebeler muhatapmış gibi görüyorlar.. Nesli cedid in şu anda meşgul olmadığı bilmediği hiç bir dünyevi muhabere yok.. Hepsinden haberdarlar.. Sizce de garip değil mi.. Bence çok garip.. Şu anda inanın internet karşısında olmama rağmen, ne şampiyonluk ile ilgili bir haber okumuş izlemişim, ne referandumdan bir haberim var, ne anayasa paketinin durumundan.. Ben onları belki sizler gibi ulul emirlerimiz düşünsünler demişim hizmeti imaniye ile meşgulüm.. Acaba nesl-i cedid ne vaziyette.. Üzgünüm korkuyorum.. Genel bir eleştiri idi sadece sizi muhatap almadım.. Belki de muhatap alınacak bişeyler de yazmadım.. Kim bilir...

16

20.05.2010, 14:55

Muhterem siz beni 18-20'lik filan mı zannettiniz..

40'a merdiven dayadık ve o dediğiniz günlük haberlerden de nette başlık olarak gördüklerim hariç hiçbirinden haberim olmuyor şahsen..

Lâzım olduğu kadarı da gazetemin yazarları takip ediyor zaten..

Siz bizi 4. meseleye dahil edemezsiniz..Biz dünyaya zannettiğiniz gibi dalmış filan da değiliz..

Baktığınız pencereyi evvela tozunu alın ki, başkaları da belki kendi âleminizden görmeyin..


Düşünceleriniz nikbinliğinize zarar vermekten başka birşey değil..

17

20.05.2010, 16:13

Muhterem siz beni 18-20'lik filan mı zannettiniz..

40'a merdiven dayadık ve o dediğiniz günlük haberlerden de nette başlık olarak gördüklerim hariç hiçbirinden haberim olmuyor şahsen..

Alıntı

Şimdi ki manzara budur.. Özellikle de genç nurcular siyasetle fikren meşgul bir şekilde eğitilmektedir, bilerek ya da bilmeyerek.. Çocuk yaşta kiler hükümetin zam politikasını eleştirir duruma gelmiş..


Ben gördüklerimi söyledim.. Zannetmedim.. Yaşınız kemâle ermiş, az çok ta haklısınız, kendinizi ve de mesleğinizi savunabilecek birikiminiz var -ki zaten derdim siz değilsiniz.. Ben yeterince kısa ve öz anlattığıma inanıyorum.. Bence siz bu konularda size muhatap olanları hasım gözü ile görmekten vazgeçin...

18

20.05.2010, 16:25


Bakın muhterem, siyasette hasımlık, millete hizmet idealinin yolunu keser birkere..

Bu fikir menfaat üzere adam kayırmaları da netice verir, siz daha iyi bilirsiniz..

O yukarda bahs ettiğiniz boşboğazlık meselesi ise, dünün ve bugünün siyasal islam çizgisindeki tüm gazetelere bakarsanız, boşboğazlığın ne olduğunu anlarsınız..

O gazeteleri okuyanlarla, bizler arasında seradan süreyyaya fark var..

Biz vazifemizi yapar neticeye karışmayız, hak ve hürriyetleri savunmayı boşboğazlık demeyecek kadar hakperest olduğunuzu düşünmek isterim..(keçeli.)

(El insaf, bu hükümet geldiği yıl 2 milyon olan köy peyniri bugün 9 milyon olmuş, o peyniri yiyemeyen veya az yemek zorunda kalan gencin derdini demesini niye çok görüyorsunuz ki..?

O hükümete oy verenler demiyor, bari bırakın oy vermeyenler desin de milletin vaziyetinden anlasın devletlüler azıcık..

Yoksa böyle giderse devletlülerde milletin halinden habersiz cenaze namazımızı kılacaklar..

Derdini demeyen-diyemeyen halkın hükümet başı tabi dünyayı sarsan krize "teyet geçti" der..

Ne bilsin ki millet ne durumda, ağzını açan boşboğaz damgası yiyor baksanıza..
)

19

20.05.2010, 16:50

Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler :)

Ben derdimi anlatamıyorum.. Sizin yaşınız kemâle ermiş, görmüş geçirmişsiniz.. Fikirlerinizi Nurlar ile harmanlayıp nurlandırmışsınız fakat yeni nesil için bana bu garantiyi veremezsiniz.. İfrat ve tefrit karşısında müvazeneyi sağlayabiliyor olabilirsiniz fakat bunu umuma teşmil edemezsiniz.. Ben gördüklerimi söylüyorum size.. Forumlara göz atıyorum.. Bir kaç fikr-i sabit dışında her hareketini Nurlara isnad eden çok az sayıda insan var.. Baykal ın vaziyetini sorsanız en ince ayrıntısına kadar anlatırlar size (ben bir forum da rast geldim yoksa ondan da haberim yok :)) Bilmiyorum, inşaallah derslerinizde, sohbetlerinizde gençlerin de bu müvazeneyi sağlayabilmeleri için çaba sarfediyorsunuzdur..

Hükümetin icraatları konusunda, bizim esbaba riayet noktasında elimizin uzunluğu kadar olmalı, müsebbebül esbaba havale edişimizde ki ne kadar.. İnşaallah sadece hükümet deiğil bütün meselelrde bu müvazeneyi kurabilenlerden oluruz... Her ne ise bu hamur çok su götürür...

Yoksa bende akp borazancılığı damgası yemekten korkuyorum.. Niyetimiz bellidir tam olarak anlatamasak ta..

20

20.05.2010, 17:28

Baykal ın vaziyetini sorsanız en ince ayrıntısına kadar anlatırlar size (ben bir forum da rast geldim yoksa ondan da haberim yok :))

Bu türden şahıs meselelerini merak etmek ve dinlemek boşboğazlık işte..(keçeli..(= )

Siyaset ve devlet yönetmek felsefesi bu değil işte..

Bunlar siyasetin politikaya bulaşmış yüzü, kim olursa olsun şahıs üzerinden konuşmak abesle iştigal, fikri geveze etmek sadece..

(Hiç alaka sahama girmez böyle şahsi faş durumları..Hele de ayrıntılarıyla alakadar olmak.)

Bu konuyu değerlendir