Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

04.03.2007, 18:20

Latin alfabesi, nasıl "Türk alfabesi" oldu?

2Aralık 1928: Bir ay evvel yapılan “harf inkılâbı” hızla yaygınlaştırıldı; bugün itibariyle de, bütün gazete yazıları ve sokak isimlerinin Latin harfleriyle yazılması mecburiyeti getirildi.

Harf inkılâbının birden yapılması ve uygulamasının da çok sert biçimde sürdürülmesi, tamiri ve telâfisi imkânsız zararlara yol açtı. Milletin yüzde 99′u bir günde cahil bir duruma düşürüldü.

Bütün ömrünü okumayla, ilim tahsili ile geçirenler, bir gün içinde “hiçbir işe yaramaz” hale getirildi.

Zira, öyle bir inkılâp yapıldı ki, bununla sadece yeni harflerin okunması mecburiyeti getirilmedi; aynı zamanda, eski harflerin (yani ıslâm harflerine dayalı Osmanlıcanın) de kesinkes yasaklanması cihetine gidildi.

Kısacası, eskiye ait ne varsa tarih mezarlığına gömülmeye çalışıldı. Böylece 80 yaşındaki bir âlim, 8 yaşındaki çoğun bile gerisine düşürülmüş oldu.

Harf devrimi günlerinde “orta yolu” bulma arayışları çerçevesinde yapılan “Yeniyi mecbur edelim; ama, hiç olmazsa eskiyi yasaklamayalım” teklifleri dahi en sert şekilde yüzgeri edildi.

ıslâm yazısına “Arap yazısı” damgası vurulurken, Latin yazısı da—hiçbir alâkası olmadığı halde—”Türk harfleri” diye yutturulmaya çalışıldı.

Oysa, Türk harfleri olsa olsa Göktürkler’in de kullanmış olduğu “Uygur harfleri” olabilirdi. Ki, Türkler ıslâmiyeti kabul ettikten sonra bile, bu Uygur yazısını uzun süre kullanmışlar ve hiçbir şekilde “yasak” engeliyle karşılaşmamışlardır.

Uygurcanın terki, zamanla ve fıtrî bir seyir içinde olmuştur.

Türklerin ıslâm harflerine dayalı geliştirmiş oldukları Osmanlıca’yı ise, kelimenin tam anlamıyla bir “medeniyet lisanı” haline getirmişlerdir. Zaman içinde gelişen bu Osmanlıca lisanında kullanılan harf sayısı 36′ya varmıştı.

Bu, Türkçe’nin gerek telaffuz (fonetik) ve gerekse şekil itibariyle zirveye ulaştığı, mükemmeli yakaladığı anlamına geliyordu. şimdi kullanılan ve 28 harfle sınırlandırılan Latin alfabesi ise, Türkçe’nin söz ve yazı dilindeki incelik gerektiren ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktır.

NOT: Osmanlıca olarak telif edilen Risâle–i Nur’un sür’atle intişarı, zirve noktasına erişen Osmanlıca’nın yasaklandığı tarihlere denk düşüyor. Buna göre Risâle–i Nur, Osmanlıca’nın en mükemmel haliyle telif edilmiş oluyor.

02.12.2006

E-Posta: latif@yeniasya.com.tr

http://www.yeniasya.com.tr/2006/12/02/yazarlar/lsalihoglu.htm

2

04.08.2007, 22:03

harf inkılabıyla resmen tarih unutturuldu... Ne kadar saçma yeni bir dile geçmek..sanki osmanlıca yetmiyordu bize...
Tek harf inkılabı mı??? Diğer inkılablar da şu anki halimizin olmasına sebebtir ki.. Halimiz ıslamdan uzuklaşan bir ülke...Allah yardımcımız olsun... Bu tarihi olayların elbet hesabı sorulacaktır....
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

  • "külekci" bir erkek

Mesajlar: 23

Konum: Diyarbakır

Meslek: Akademisyen

  • Özel mesaj gönder

3

15.11.2009, 17:51

Arap harflerini ve dolayısıyla Osmanlı Türkçesi'ni öğrenmek çok da zor değil arkadaşlar, öğrenelim ve tarihimizi nesillere aktaralım. Artık olan oldu, diyerek kenara çekilmeyelim.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir