Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

61

18.07.2006, 09:30

Harika bir şiir. Allah razı olsun. Kime ait acaba?

62

18.07.2006, 09:44

Alıntı sahibi ""ADEMAYAZSIN""

Harika bir şiir. Allah razı olsun. Kime ait acaba?


esselamu aleyküm kardeş bende bu şiire hayranım.. Ali Ulvi Kurucu tarafından yazılmış ve Üstadıma atfedilmiş..

63

18.07.2006, 10:48

Keşke biz de nur aşığı olabilseydik...

64

18.07.2006, 11:54

Alıntı sahibi ""ADEMAYAZSIN""

Keşke biz de nur aşığı olabilseydik...


siz gönülden isteyin samimi bir niyette bulunun(görüyorumki içten istiyorsunuz.Rabbim görüyor bu samimiyetinizi muhakkak yardımcınız olur Rabbim öyle bir nur aşığı eylerki!! ayrılmak zor gelir nurlardan derler ya aşık olunca devamlı aşık olduğun kişiyi düşünürsün aklından biran olsun çıkmaz aynen bunun gibi birşey Rabbim cümlemize nasip etsin...ve daim etsin bu aşkı...

slm ve dua ile...

65

19.07.2006, 09:52

Bismillah ile başlamak. Bismillah ile nelere başlanır. Mesela kapıdan dışarı çıkarken sağ adım ile bismillah der çıkarız.

ış hayatında işe başlarken bismillah deriz. Mesela kalemi elime alınca, hesap makinesini elimize alınca, kalkınca, oturunca hep bismillah mı diyeceğiz? Bismillah ın sınırı nedir? Her defasında bismillah demek zor olsa gerek.

Mesela kapıdan dışarı çıkarken bismillah dedim bütün günün hayrı için. Gün içinde bismillah demenin ne hikmeti var. Sadece Allah'ı hatırlamak için mi söylenir.

Veya şöyle sorayım hangi inkılaplarda bismillah denir?

Sormak istediğimi kelimelerle ifade edemedim. O yüzden biraz uzattım...



Selametle

66

19.07.2006, 10:04

Bismillahın manası;bütün işleri Allah için yap demektir.
Bütün çalışmaların Allah namına olsun.bütün gününü Allah için işle.

çalışıyorsun eve ekmek götürmek için değilmi.bunuda Allah için yap.deyeceksinki Allah bu bedeni ve eşi veya çoçukları bana emanet vermiş.
bende onları helal yoldan Allah için besliyeyim.

böyle düşünceyi ne kadar geliştirirsen geliştir.

böylede dersin kazandığım paranın bir kısmını hizmete vereyim.Allah için.

hakiki fakire vereyim çünkü Allah vermemi istiyor.

yani Allah emrettiği için yapıyorum bütün işleri.

böyle düşünen bir devlet memuru işinden hiç şikayetci olmaz.kim gelse öf demez.dersinki Allah için bunun işini hemen göreyim.hemen yardım edeyim.

Allah tuvalete solla girmemi sağla çıkmamı istediği için öyle yapayım.

ve devam eder bu.
hele imanların kurtulması için hizmete para vermek kimin için Allah için.derse gidiyorsun kimin için Allah için.değilmi.

demek lisanı halinle sende bismillah diyorsun.amma şuurluca olsa daha güzeldir.

selam.

67

19.07.2006, 11:11

LEMALAR | ON YEDıNCı LEMA | ON ÜÇÜNCÜ NOTA | DÖRDÜNCÜ MESELE

DÖRDÜNCÜ MESELE: Esbab-ı zâhiriye eliyle gelen nimetleri o esbab hesabına almamak gerektir. Eğer o sebep ihtiyar sahibi değilse (meselâ hayvan ve ağaç gibi), doğrudan doğruya o nimeti Cenâb-ı Hak hesabına verir. Madem o lisan-ı hal ile Bismillâh der, sana verir. Sen de Allah hesabına olarak Bismillâh de, al.

Eğer o sebep ihtiyar sahibi ise, o Bismillâh demeli, sonra ondan al. Yoksa alma. Çünkü -2- âyetinin mânâ-yı sarihinden başka bir mânâ-yı işarîsi şudur ki: "Mün’im-i Hakikîyi hatıra getirmeyen ve Onun namıyla verilmeyen nimeti yemeyiniz" demektir.

O halde, hem veren Bismillâh demeli, hem alan Bismillâh demeli. Eğer o Bismillâh demiyor, fakat sen de almaya muhtaçsan, sen Bismillâh de, onun başı üstünde rahmet-i ılâhiyenin elini gör, şükürle öp, ondan al. Yani, nimetten in’âma bak, in’amdan Mün’im-i Hakikîyi düşün. Bu düşünmek bir şükürdür. Sonra o zâhirî vasıtaya istersen dua et; çünkü o nimet onun eliyle size gönderildi.

Esbab-ı zâhiriyeyi perestiş edenleri aldatan, iki şeyin beraber gelmesi veya bulunmasıdır ki, iktiran tabir edilir, birbirine illet zannetmeleridir. Hem bir şeyin ademi, bir nimetin mâdum olmasına illet olduğundan, tevehhüm eder ki, o şeyin vücudu dahi o nimetin vücuduna illettir. şükrünü, minnettarlığını o şeye verir, hataya düşer. Çünkü bir nimetin vücudu, o nimetin umum mukaddemâtına ve şerâitine terettüp eder. Halbuki o nimetin ademi, birtek şartın ademiyle oluyor.

68

19.07.2006, 11:13

Devam..

LEMALAR | ON YEDıNCı LEMA | ON ÜÇÜNCÜ NOTA | DÖRDÜNCÜ MESELE

Meselâ, bir bahçeyi sulayan cetvelin deliğini açmayan adam, o bahçenin kurumasına ve o nimetlerin ademine sebep ve illet oluyor. Fakat o bahçenin nimetlerinin vücudu, o adamın hizmetinden başka, yüzer şerâitin vücuduna tevakkufla beraber, illet-i hakikî olan kudret ve irade-i Rabbâniye ile vücuda gelir. ışte bu mağlâtanın ne kadar hatası zâhir olduğunu anla ve esbabperestlerin de ne kadar hata ettiklerini bil.

Evet, iktiran ayrıdır, illet ayrıdır. Bir nimet sana geliyor. Fakat bir insanın sana karşı ihsan niyeti o nimete mukarin olmuş. Fakat illet olmamış. ıllet rahmet-i ılâhiyedir. Evet, o adam ihsan etmeyi niyet etmeseydi o nimet sana gelmezdi, nimetin ademine illet olurdu. Fakat, mezkûr kaideye binaen, o meyl-i ihsan, o nimete illet olamaz. Ancak yüzer şerâitin bir şartı olabilir.

Meselâ, Risale-i Nur’un şakirtleri içinde Cenâb-ı Hakkın nimetlerine mazhar bazı zatlar (Hüsrev, Refet gibi), iktirânı illetle iltibas etmişler, Üstadına fazla minnettarlık gösteriyorlardı. Halbuki, Cenâb-ı Hak onlara ders-i Kur’ânîde verdiği nimet-i istifade ile, Üstadlarına ihsan ettiği nimet-i ifadeyi beraber kılmış, mukarenet vermiş.

Onlar derler ki: "Eğer Üstadımız buraya gelmeseydi biz bu dersi alamazdık. Öyleyse onun ifadesi, istifademize illettir."

Ben de derim: Ey kardeşlerim! Cenâb-ı Hakkın bana da, sizlere de ettiği nimet beraber gelmiş. ıki nimetin illeti de rahmet-i ılâhiyedir. Ben de sizin gibi, iktirânı illetle iltibas ederek, bir vakit Risale-i Nur’un sizler gibi elmas kalemli yüzer şakirtlerine çok minnettarlık hissediyordum. Ve diyordum ki: "Bunlar olmasaydı, benim gibi yarım ümmî bir biçare nasıl hizmet edecekti?" Sonra anladım ki, sizlere kalem vasıtasıyla olan kudsî nimetten sonra, bana da bu hizmete muvaffakiyet ihsan etmiş. Birbirine iktiran etmiş; birbirinin illeti olamaz. Ben size teşekkür değil, belki sizi tebrik ediyorum. Siz de bana minnettarlığa bedel, dua ve tebrik ediniz.

Bu Dördüncü Meselede gafletin ne kadar dereceleri bulunduğu anlaşılır.



2- "Üzerine Allah’ın adı zikredilmeyen şeylerden yemeyin." En’âm Sûresi: 6:121.

69

19.07.2006, 11:22

Allah razı olsun.
Bakın yukardaki ifadelerde nasıl üstad tevhidi göstermiş.
ve bulaşılacak şirki bertaraf etmiş.

ne mutlu şirksiz imanla kabre girenlere.

çünkü Allah şirk haric bütün günahları affeder.amma şirki hiç affetmez.
Kuranda buna dair ayet var.ayetten iktibas süretinde yazdım.
selam.


devam edecek inşaallah.

70

19.07.2006, 11:58

"Üzerine Allah’ın adı zikredilmeyen şeylerden yemeyin." En’âm Sûresi: 6:121.

hani hatırlarsak danimarkayı boykot için ürünlerini almama gibi bir durum vardı. şimdi bakıyoruz ayeti kerime gayet açık, insan eli üretimi yapılan yiyecek mamüllerinin besmelesiz olduğu aşikar. buda demek oluyorki yediğimiz içtiğimiz şeylere dikkat etmek gerekiyor. ki ayeti kerime bizlere mesuliyet veriyor.

arkadaşlarımız bu konuya bir açıklık getirir inşaallah.

71

19.07.2006, 14:41

Alperdini kardeş cevabını zaten üstad veriyor.
üstadı dinliyelim bak ne diyor.

Eğer o Bismillâh demiyor, fakat sen de almaya muhtaçsan, sen Bismillâh de, onun başı üstünde rahmet-i ılâhiyenin elini gör, şükürle öp, ondan al. Yani, nimetten in’âma bak, in’amdan Mün’im-i Hakikîyi düşün.


üstadın cevabını herkes anlar inşaallah.
eğer diyor almaya muhtaçsan al ve sen Bismillah de .ve onun üzerinde Allahın rahmetini gör.şükret.

nimetten ziyade nimeti verene bak.
veren kim Allah.işte bunu düşünmek şükürdür.

selam.

72

19.07.2006, 14:55

Alıntı sahibi ""yunusum""

Eğer o Bismillâh demiyor, fakat sen de almaya muhtaçsan, sen Bismillâh de, onun başı üstünde rahmet-i ılâhiyenin elini gör, şükürle öp, ondan al. Yani, nimetten in’âma bak, in’amdan Mün’im-i Hakikîyi düşün.


muhtaçlık neye göre şekillenir ona bakmak gerekir. mesela vücudun esas ihtiyacı olan gıdaların muhtaçlığı neye göre belirleniyor. mesela danimarka patentli bir gıda ile yerli patentli bir gıda arasında seçim yapılacak olsa aralarında en ehven-i şer seçilmelidir. veyahut ayeti kerimeye en yakın olan ürün - gıda tercih edilmelidir.

sizce?

73

19.07.2006, 15:00

eğer o yerli gıda yoksa.sende muhtacsın.
muhakkak alman lazım.ne yaparsın.elbette alırsın.

diyelim akşam gitsin markete -sadece bir market açık olsun mahallede-çoçuğun süt istemişde onun için gitmişsin.
market raflarına baktın pınar veya danone ürünleriyle ilgili süt var.yerli yok.
amma çoçukta illahi getir diyor.getirmesen durmayacak.

o zaman o sütü danimarkanın sütünü alırmısın almazmısın.

ben alırım.ve üstadımın dediği şekilde yapıp.şükrederim.

selam.

74

19.07.2006, 18:06

ikinci sözü açıklamaya ne zaman geçeceksiniz abiler...

Sizden bir rica: ıkinci sözü de birinci söz gibi irdeleyelim ve sadece kopyala yapıştır ile kalmayıp açıklamaya çalışalım inşaallah.

Selametle

75

20.07.2006, 17:33

Alıntı sahibi ""ADEMAYAZSIN""

ikinci sözü açıklamaya ne zaman geçeceksiniz abiler...


ADEMAYAZSIN kardeşim burayı dikkatine sunuyoruz:

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=3835

Lütfen 1. Söz´ün altında 2. Söz´ü müzakereye açmayalım. Tekliflerinizi yukarıdaki linkte yapabilirsiniz. Moderatörler vakti geldiğinde yeni başlık açacaklardır inşallah.
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

76

20.07.2006, 17:53

Alıntı sahibi ""Webmaster""

Alıntı sahibi ""ADEMAYAZSIN""

ikinci sözü açıklamaya ne zaman geçeceksiniz abiler...


ADEMAYAZSIN kardeşim burayı dikkatine sunuyoruz:

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=3835

Lütfen 1. Söz´ün altında 2. Söz´ü müzakereye açmayalım. Tekliflerinizi yukarıdaki linkte yapabilirsiniz. Moderatörler vakti geldiğinde yeni başlık açacaklardır inşallah.


Tamam inşaallah...

77

25.09.2006, 15:54

Birşey dikkatimi çekti. ılk vahiy olarak "Oku. Yaradan Rabbın adıyla oku" olarak iniyor. Yani bismillah diyerek oku. Bu Risale-i Nur'un da ilk sözüdür.

79

29.09.2006, 09:51

her hayrı yaratan Allah olduğu için
elbette yaratanın adıyla başlanır.

bir şeyin hayır olmasını bize öğreten Allah dır.
kötülüğünde ne olduğunu öğreten Allahdır.

ve diyoruzki bütün hayırları işememizi Sen istediğin için işliyoruz Allahım.
bütün kötülükleride Sen işleme dediğin için işlemiyoruz Allahım.

ve böylece lisanı halimizle Bismillah demiş oluyoruz.

kaynak yunusum ya webmaster selametle kal.

80

29.09.2006, 12:13

Alıntı sahibi ""yunusum""

kaynak yunusum ya webmaster selametle kal.

Allah razı olsun. :tebessüm:
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir