Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

1

21.02.2011, 22:29

Risale-I Nur Tahlil Edilmeyi Bekliyor

Elif dergisinde Suad Alkan'ın sorularını cevaplayan Prof. Dr. Şerif Mardin, Said Nursî ile ilgili kitabının bir “ilk plan çalışması” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi ve “Bir nevi bilgi toplamaktı benimki, bilgi analizi değil” dedi.

BİLGİ ANALİZİ YAPILMAYI BEKLİYOR

Kendisi gibi Amerika'da okumuş birinin "başka bir âlemden" gelip Bediüzzaman'a yaklaştığı zaman arkaplanları görmesinin mümkün olmadığını ifade eden Mardin, “Bilgi analizi hâlâ başkaları tarafından yapılmayı bekliyor” dedi.

ARKA PLANLAR GÖSTERİLMELİ

“Burada bir kişi var. Pek çok kimseler ona biat ediyorlar, bunun sebebi ne olabilir?” sorusunun cevabını aradığını belirten Mardin, “Benden daha keskin din sosyologlarının bunun arka planlarını göstermesi lâzım” diye konuştu.

Bediüzzaman tahlil edilmeyi bekliyor

Ünlü Sosyolog ve Siyaset Bilimci Prof. Dr. Şerif Mardin, Bediüzzaman Said Nursî hakkında şimdiye kadar yazılanların yalnızca müdafi bir taraf olmasının bir kayıp olduğunu söyledi.
Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi Elif’in 10. sayısına konuşan Prof. Dr. Mardin, Bediüzzaman hakkında yazdıklarıyla hiç de önemli sayılmayan, daha doğrusu düşman sayılan bir kişinin nasıl bir sosyolojik bir değeri olduğunu açıklamaya çalıştığını kaydetti. Bir kişinin peşinden 350 bin kişi gelirse, bunun bir hadise olduğunu, sosyolojik olarak açıklanması zorunluluğu bulunduğunu belirten Mardin, “Böyle bir hadiseyi bazı insanların gericiliği ile açıklamak bilimsel bir metot değildir” dedi.

Prof. Dr. Mardin, daha başka ve sarih bir açıklama vücuda getirmek gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Benim yapmaya çalıştığım o iptidai ilişkinin üzerinden atlayarak bunun aslında Türkiye’nin sosyal tarihi açısından ne demek olduğunu araştırmak oldu. Ama çok ileri gittiğimi iddia edemem. Bu araştırmayı yapmak için daha birkaç tezin yazılması lazım. Ve Bediüzzaman hakkında şimdiye kadar yazılanların yalnızca müdafi bir taraf olması, bence bir kayıptır. Bunun açtığı tartışma alanlarının Türkiye için ne demek olduğunu daha ciddî bir şekilde ifade eden araştırmalara gereksinim var. Ben bu araştırmaları yapmadım. Tek söylediğim şey: ‘Burada bir kişi var. Pek çok kimseler ona biat ediyorlar, bunun sebebi ne olabilir?’ Sosyal yapı üzerinde gayet basit bir merak meselesi. Ben bunu yapmaya çalıştım.”

Prof. Dr. Mardin, kendisi gibi Amerika’da okumuş olan birisinin “başka bir âlemden” gelip Bediüzzaman’a yaklaştığı zaman arka planları görmesinin zor olduğunu, hatta mümkün olmadığını söyledi. Prof. Dr.

Mardin, şöyle devam etti:

“Onun için bu bir ‘ilk plan’ çalışması olarak değerlendirilmelidir. Yani hayat hikâyesi yoluyla kişinin takdimini yapmak, yazılarının içinden bugüne dek sahip olduğum bilgilerimle çıkarabildiğim kadar bir şeyler çıkarmak ve orada durmaktır. Benden daha keskin din sosyologlarının bunun arka planlarını yavaş yavaş göstermesi lazım. Birinci aşamada bunun en ön planlarım göstermekten başka bir şey yapmak zaten mümkün değildi o zamanlar. Bir nevi bilgi toplamak idi benimki. fakat bilgi analizi değildi. Bilgi analizi hâlâ başkaları tarafındın yapılmayı bekliyor. Ve Nurculukla alakalı toplantılara bakıyorum, o analizin yapılmadığını görüyorum ve hâlâ müdafi bir yaklaşım var. Fakat bugün sosyolojinin söylediği, açtığı tartışmalarda ortaya konan sorular cevaplanmadı, onun mânâsının ne olduğunu kimse araştırmadı. Ben de bana verilen zaman içinde ancak ilk planda yapılabilecek bir çalışmayla genel bir fikir ortaya koyabildim. Daha fazlasını söylemiyorum zaten ve arka planların açık olduğunu söylüyorum. Bun da yapacak olan doktorların gelmesinin zorunlu olduğuna inanıyorum.”
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Bu konuyu değerlendir