Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

14.02.2004, 22:51

Ruhlar....

Esselamun Aleykum,

gecenlerde bir kardesimizle Ölüler ve Ruhlar ile ilgili bir ufak tartismamiz oldu:

"Resulullah s.a.v. 'min ders esnasinda yanimizda olabilir" seklindeki ifademe söyle karsilik verdi:

"Insanlarin Ruhlari öldükten sonra berzah aleminde kaliyorlar ve dünya ile hic bir alakalari olmuyor" dedi. Kendisi Kuran ve hadise dayanarak, böyle birseyin orada yazmadigini söyledi, ve bu görüsümü ispatlamami istedi.

Lütfen bana yardimci olurmusunuz? Kuran, Hadis veya Risale-i Nur'da bir aciklama varmi?

Bunca insan vardir, uyanik halde Peygamber Efendimizi, büyük zatlari, alimleri gören, hatta Üstad Hazretlerini gören talebelerde vardir. Bu kisiler yalanmi söylüyor, yoksa "halusinasyon" denilen hastaligami yakalanmislar?

Ben ruhlarin aramizda gezdigine inaniyorum... lakin o kardesimizede bunu anlatabilmem icin..... :roll:

Allah razi olsun.
Vslm
Ruhumda büyük bir boşluk hissederek,okuyacak kitap ararken,Risale-i Nur'u okuduğum zaman elimde olmayarak ondan ayrılamadım.Kalbimdeki o büyük ihtiyacı karşıladığını hissettim.ılmî ve imanî şüphelerden kurtaran aklî ve imanî ispatları onda buldum.Z.G.

2

16.02.2004, 13:19

size şimdilik üç delil yazıyorum

inşallah bunu izah da edeceğiz.


"Evet, her vakit semâvattan melâikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz’ eden (Hazret-i Cibril’in Dıhye suretine girmesi gibi) ve ruhanîleri âlem-i ervahtan gönderip beşer suretine temessül ettiren, hattâ ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını cesed-i misaliyle dünyaya gönderen bir Hakîm-i Zülcelâl, Hazret-i ısâ Aleyhisselâmı, ısâ dinine ait en mühim bir hüsn-ü hâtimesi için, değil semâ-i dünyada cesediyle bulunan ve hayatta olan Hazret-i ısâ, belki âlem-i âhiretin en uzak köşesine gitseydi ve hakikaten ölseydi, yine şöyle bir netice-i azîme için ona yeniden ceset giydirip dünyaya göndermek, o Hakîmin hikmetinden uzak değil. Belki onun hikmeti öyle iktiza ettiği için vaad etmiş ve vaad ettiği için elbette gönderecek."(15.mektub)


ıkinci tabaka-i hayat: Hazret-i Hızır ve ılyas Aleyhimesselâmın hayatlarıdır ki, bir derece serbesttir. Yani, bir vakitte pek çok yerlerde bulunabilirler. Bizim gibi beşeriyet levazımatıyla daimî mukayyet değillerdir. Bazen, istedikleri vakit bizim gibi yerler, içerler; fakat bizim gibi mecbur değillerdir.(birinci mektub)


ıkincisi, zamanla mukayyet olan cism-i maddî gılâfından sıyrılıp tecerrüdle ruhen yükselip, dün geceki Leyle-i Kadri öbür gün leyle-i îd ile beraber, bugünkü gibi hazır görmektir. Çünkü ruh zamanla mukayyet değil. Hissiyat-ı insaniye ruh derecesine çıktığı vakit, o hazır zaman genişlenir; başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir.
ışte bu temsile göre, dün geceki Leyle-i Kadre geçmek için, mertebe-i ruha çıkıp maziyi hazır derecesinde görmektir.(15.mektub)

3

17.02.2004, 10:25

Hülya kardeş;
dün size bir kaç delil yazmıştık.
şimdi biraz da yorum yapmak gerekiyor bu hususta.

Dile getirdiğiniz mesele esas itibari ile ruh ile alakalı. ruhun mahiyetini yani ne olduğunu tam olarak anlayamasak da Cenab-ı Hakkın Ruha verdiği bazı kabiliyetleri anlamak mümkün.
Risale-i Nurun muhtelif yerlerinde bu hususta çok önemli açıklamalar mevcut. Bilhassa 29 Söz müstakilen bu konuya ayrılmış. Bu bölümlerden anladığımız kadarıyla Ruh çok yüksek bir hasiyete sahip. maddi hayattan farklı bir yaşantısı ve hareket tarzı var. mesela bizler zamanla ve mekanla kayıtlı olduğumuz halde, ruh zamanla ve mekanla kayıtlı değil. çok rahatlıkla dünü, bugünü ve yarını hazır bir zaman olarak görebiliyor, hatta zamanda geriye ve ileriye gidebiliyor. yani maddi yaşantımzın dışında başka bir boyutta yaşayabiliyor.
bu özelliği her insan bir ölçüde rüya yolu ile yaşayabilir. uykunun en derin olduğu bir anda, çok az bir zaman diliminde serbest kalabilen bir ruh, ileride yaşayabileceğimiz bir çok hadiseyi müşahede eder. gider o hadiseyi seyreder, gelir. veya geçmişe giderek bir çok hususa vakıf olabilir.
işte normal insanın uyku yolu ile yaptığı bu işlere bir peygamberin veya velinin ruhları uyanık alde iken mazhar olurlar, o işleri uykuya gerek kalmaksızın yaparlar. çünkü onların bedeni ruhlarına tabi olmuş, hissiyatları ruh dercesine çıkmış adeta cesed bir beden-i misali şeklini almıştır.(Peygamberimizn gölgesi yere düşmezdi. yani işık vücudundan geçer giderdi)
bu nedenledir ki Resulullah Efendimiz miraca çıkar, ahiret alemlerini görür, cennet-i cehennemi gözü ile müşahede eder ve anında dünyaya döner. yine bu nedenledir ki ısa AS semavatta iki bin yılı aşkın bir süre yaşamaya devam eder. yine bu nedenledir ki şu dünya yüzünde bir zaman gezgini olan Hızır As dünde, bu günde ve yarında yaşamay devam eder.
işte ruh dünyada bile zamandan ve mekandan ve beşeriyetten bağımsız yaşayabilir. ki, öldükten sonra, bu beden hapsinden çıktıktan sonra, ister bu dünya, ister kabir alemi, ister ahiret alemi olsun ızn-i ılahi dairesinde her yerde rahatlıkla gezip dolaşabilir.
elbette ki Resululah gibi, Üstad gibi, Abdülkadir-i Geylani gibi ümmetin geleceği ile ilgili zatlar bu seyehat işini çok daha farklı yaparlar. ki, bir çok yerde insanlar ile görüşüp sohbet edebilirler.
"ışte, şu sırdandır ki, mahiyeti nur ve hüviyeti nurâniye olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, dünyada bütün ümmetinin salâvâtlarını birden işitir ve Kıyâmette bütün asfiyâ ile bir anda görüşür; biri birisine mâni olmaz. Hattâ evliyâdan, ziyâde nurâniyet kesb eden ve abdâl denilen bir kısmı, bir anda birçok yerlerde müşâhede ediliyormuş. Aynı zât, ayrı ayrı çok işleri görüyormuş." ifadesi sözlerimize açık bir delildir.


şimdilik bu kadar.
sual olur ise yine bir cevap bulunur ümidindeyim.

4

17.02.2004, 21:16

...

Bir de sana ruhtan soruyorlar. De ki: "ruh Rabbimin emrindendir. Size ise pek az bilgi verilmiştir." (Isra Suresi: 85.Ayet)

Cevabiniz icin Allah razi olsun. Insallah anlatabilirim.

Musa: Rabbim! dedi, yüreğime genişlik ver. ışimi bana kolaylaştır. dilimden (şu) bağı çöz, ki sözümü anlasınlar. (Taha S. 24-27)

Amin... dualarinizla...

vslm

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir