Muhabbet Fedâileri

O kişiler kendilerine laf anlatmaya çalışan müsbet kişilerle cedel hâlinde olduklarından laf dinlemeye pek niyetleri yok. Sen ne hakikat anlatsan adeta kavga halinde olduklarından seni çürütmek için komik cevaplar da yazarlar, ne hale düşüyoruz demezler.

Kur'an tercümesinden doğru allame-i cihan olduklarından, yaptıkları işin altı da boştur, farkında değillerdir. Yıllar önce forum alemine girdiğimdeki fitne şuydu, Selefilik adı altında, yine Haricilikten beslenen Vehhabiliğin yeniden doğuşu gibi bir akım vardı. Adeta önüne geleni şirk ve küfür ile itham eder hale gelmişlerdi.

Zannedersin ki dünyada onlardan başka müslüman, ehl-i necat kalmamış, böylesine hezeyanlar savurarak kendilerini komik duruma düşürürler. O Hariciler ki, düştükleri te'vil ve tekellüf bataklığından, Hz.Ali'yi r.a. , Kur'an ile hükmetmemek ile suçlayarak şehid ettiler. Daha ötesi var mı? Hz.Peygamber'i a.s.m., getirsen koysan oraya, peygamber olduğunu söylemesen, onu bile katletmeye göz dikerlerdi, öylesine sapıtmışlar, gözleri dönmüş.

Kardeşim, ben neler gördüm. Bombalı intihar saldırılarıyla, birkaç kafiri öldürmek isterken, birsürü masumu da paramparça etmeyi caiz gören, kendi kafasına göre fetvasına okey veren insanlar vardı forumlarda. Bu kadar gözü dönen insan ne laf dinler? Eskiden oturduğum, 3-4 saat cevap yazdığım oluyordu, ne geçti elime? Bu fitnenin ne kadar tiksindirici olduğunu görmüş oldum, onlar buna kapılmaya devam etti.

Hiç düşünmezler, hiç umursamazlar, "Oryantalizm" nedir farkında değiller, görünüşte hak olan yanlış usulü kendilerine rehber tutarak, diğer müsümanları da kırar geçirirler. Kardeşim, onlar galip görünüyor fikir aleminde diye müteessir olma, öyle değil. Onlar ancak kendi nefislerini tatmin ediyorlar.

Onların salyalar saçarak hırlamasından hazzetmediğinden onlarla uğraşmak istemeyen, onların fikirlerine nefretle bakan çok insan var. Bunlardan kimisi ajandır, kötü niyetlidir, kimisi de kendisini kaptırmış, yanlış düşünen kişilerdir.

ıkincisi için Üstad, "ey dinde hassas, muhakeme-i akliyede zayıf kardeşlerim" diyor. (Bu arada bir yazı buldum bununla ilgili http://1111.karakalem.net/?article=2722 ) Sen korkma kardeşim, Allah nurunu tamamlayacaktır, O sözünü tutar, kâfirlerin tuzaklarını bozar. Bu zehirleri saçanların akıbetlerine bak, hayır görecek misin? Kendilerinde ne hayır görülmüş, ne hayır getirmişler? Hep kötülerler, lanet olsun, yok olsun, olmaz olsun derler, e o zaman yerini doldur madem yokettin, orası boş kaldı dersin, ben ne bileyim der, kem küm ederler.

Klavye delikanlılarının tek işi gözlerini kapayıp etrafa salya saçarak bağrınmak. Bu da gelir, bu da geçer, ne tahrifatçılar gördük. Bu fitnelere de kasıtlı alet olanlara da hakkım helâl değildir, nefretim onlaradır.

Buraya öğrenmek amacıyla gelen olursa cevaplanır, ama kavgasını edecek kuşbeyinlilerle uğraşacak kadar çok vaktimiz yok. Fikir özgürlüğü denen klışeye aldanmış forum yöneticilerinin nezaretinde, hele kavga şeklinde, bu tartışma olmaz, bir yere varmaz, hakikatler gölgede kalır.


şu iki yazıya bir bakın:
http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=3314
http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=1955

muta çocuklarının şianın safsatalarını pofpoflayıb, nesillerini bunların hizmetine verdikleri için benim de aram hiç iyi değil bunlarla.

Söylenenlerle değil yapılanlarla, icraatlarda paso rafizi kutsuyorlar ve onların incancını pofpofluyorlar, Çatır çatır nesil satıyorlar. Birilerine sermaye olsun diye.


Selam ve Dua ıle...

Kardeşim oradaki sorular muhakkak sorularlaislamiyet.com a sorulmuştur, orası güzel bir platform mesela, iyi izah ediliyor. Anlamak, hissesini almak isteyen alır, niyeti kötü olanın ta cehennemin dibine kadar yolu var, onları düzeltme gayretimiz yok, ancak şerlerinden Allah'a sığınırız.

Evet bunlarla ben de ilgilendim. Ama baktım cahilin daniskası bunlar.. Ayeti yazıp önüne geleni kafir sayıyor. Ama söylediklerine bakarsak bende onları Kur'an ayetine göre kafir yaparım... bunların ilimden bir haberleri yok. Sünnetle ilgileri yok. Hangi ayetin ne için ve kimler için indiğini bilmeden yorum yapıyorlar..

hatta birisinin imzası şu idi.." Terör ıslam'dandır. ınkar eden kafirdir.."

ben kur'an'a bakıp terör yapanın ebedi cehennemde kalacağına dair hükümler gösterebilirm. Müslümana kafir demek adamı kafir yapıyorsa bu sefer kendisi kafir oluyor...

Mağara adamı bunlar...Savaş baltaları ellerinde..

Kardeşim, içi dışı gibi olmayan, insanları aldatanların, bu dini ifsad etmeye çalışanların er geç foyası ortaya çıkıyor. Vakti gelir, bunların kendilerini ortaya çıkarmak, reklam etmek, ses getirmek, tribünlere oynamak için koydukları marjinal, radikal söylemlerin içyüzünü herkez görür, o zaman yüksekten düşer gibi kıymetten de düşerler toplum gözünde, artık onlara mikrop gözüyle bakılır. Geriye tahribat kaldığı gibi, bir takım faydalar da kalır.

Asr-ı saadette ne fitneler oldu bilir misin? Mutlaka okumuşsundur o devri anlatan eserleri.

Bak Üstad ne diyor olanların hayır vechi hakkında:

Alıntı sahibi ""[url=http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Mektubat&Page=101"

Bediüzzaman 19.Mektub'da[/url]"]Eğer denilse: "Mübarek ıslâmiyet ve nuranî Asr-ı Saadetin başına gelen o dehşetli, kanlı fitnenin hikmeti ve veçh-i rahmeti nedir? Çünkü onlar kahra lâyık değildiler."

Elcevap: Nasıl ki baharda dehşetli yağmurlu bir fırtına, her taife-i nebâtâtın, tohumların, ağaçların istidatlarını tahrik eder, inkişaf ettirir; herbiri kendine mahsus çiçek açar, fıtrî birer vazife başına geçer. Öyle de, Sahabe ve Tâbiînin başına gelen fitne dahi, çekirdekler hükmündeki muhtelif ayrı ayrı istidatları tahrik edip kamçıladı. "ıslâmiyet tehlikededir, yangın var!" diye her taifeyi korkuttu, ıslâmiyetin hıfzına koşturdu. Herbiri, kendi istidadına göre, câmia-i ıslâmiyetin kesretli ve muhtelif vazifelerinden bir vazifeyi omuzuna aldı, kemâl-i ciddiyetle çalıştı. Bir kısmı hadislerin muhafazasına, bir kısmı şeriatın muhafazasına, bir kısmı hakaik-ı îmâniyenin muhafazasına, bir kısmı Kur'ân'ın muhafazasına çalıştı, ve hâkezâ, herbir taife bir hizmete girdi. Vezâif-i ıslâmiyette hummâlı bir surette sa'y ettiler. Muhtelif renklerde çok çiçekler açıldı. Pek geniş olan âlem-i ıslâmiyetin aktârına, o fırtına ile tohumlar atıldı, yarı yeri gülistana çevirdi. Fakat, maatteessüf, o güller ve gülistan içinde, ehl-i bid'a fırkalarının dikenleri dahi çıktı.

Güya dest-i kudret, celâlle o asrı çalkaladı, şiddetle tahrik edip çevirdi, ehl-i himmeti gayrete getirip elektriklendirdi. O hareketten gelen bir kuvve-i anilmerkeziyye ile, pek çok münevver müçtehidleri ve nuranî muhaddisleri, kudsî hafızları, asfiyaları, aktabları âlem-i ıslâmın aktârına uçurdu, hicret ettirdi. şarktan garba kadar ehl-i ıslâmı heyecana getirip, Kur'ân'ın hazinelerinden istifade için gözlerini açtırdı. şimdi sadede geliyoruz.

Zaten geçenlerde gazetelerde çıktı. "11 Eylül ıslam'a geçişi hızlandırdı" diye...

Türkiye tam borç alamayacak duruma düşmüştü ki 11 Eylül imdadımıza yetişti..

ıman hem Nur'dur hem Kuvvettir. Belki biz Nur'u temsil ediyoruz. Onlar da kuvveti...

Ama bu asırda milletleri Müslüman yapmak için silah kullanamayız.

Kardeşim, risalenin tadını almış ve hüsn-ü zan eden kişi bilir ki, Bediüzzaman ve dolayısıyla çürütülmek istenen Risale-i Nur sürekli iftiralara maruz kalıyor. Bir kısım, ıslam'a aykırı diyerek kötülemeye çalışıyor, bir kısım Üstad'ın şahsını karıştırarak siyasi emellerine alet etmeye ve o siyasi emelleri ile ıslam'a zarar vermek istiyor, o şekilde Üstad'ı çürütmeye çalışıyor, bir kısmı (muhafazakar kısımdan) kıskançlık damarından sataşıyor vesaire... Zaten ateistler, en büyük düşmanları gördüklerinden, Bediüzzamanı yanlış tanıtmaya çalışıyorlar, mesela onun hiçbirşeyden anlamayan, skolastik bir hoca gibi tanınmasını istiyorlar, yine karalamak için siyaseti de kullanıyorlar, ona atılan iftiralardan kopyala yapıştır yaparak. Bunların hepsinin cevabı var, ama aynı kopyala yapıştırlar durmuyor.

Artık öyle hâle geldi ki, foruma onlardan birisi gelse, Leb demeden, ben ona Çorum'un yöresel lezzetlerini sayarım. O kadar birbirine benziyorlar ki, tanımaman mümkün değil.

Kimisi, yanlış yönlendirilmiş, fevkalade safderun hamiyetinden yapıyor bunu, kimisi bu işin ajanı olduğundan. Amaç ise aynı; bu milleti Bediüzzaman ve eserlerinden uzak tutmak. Bıraksanıza okusunlar önyargısız, sonra karar versinler nedir, ne değildir. O iftiraları atanlar ve taşıyanlar, anlayarak 1.Söz'ü bile okumamıştır. (Besmelenin harika bir tefsiridir.)

Kaldı ki, Bediüzzaman'a ve risalelere kendilerince birkaç cihetten, iftira menşeili kusur bulsalar, geri kalan onca müsbet şey var ki, hiçbirşey diyemezler. Ama onlar, iftiralarıyla hepsini örtmek istiyor. Bunlardan hiç hayır gelmez imajı oluşturmaya çalışıyorlar.

O kadar çok hayır ve iyi şey var ki gelen, hatta öylesi var ki, yaşamadan, tatmadan bilinmez, anlatsan da idrak edemez, hissedemez.

Geçmişte baskı ve iftiralar daha ağırdı, Üstad ve çevresindeki az kişi ile yürütüldü çalışmalar... şimdi neşriyatlar, radyo, televizyon, uluslararası risale konferansları ve buna katılan yüzlerce akademisyen, toplumunun önemli insanları.

Önünü alamadıkları korku bu. Korkuyorlar, bir gün bu bilinç deniz, derya olur, bataklığında oynayan o yaratıkları boğarak öldürür.

Tuzak kuranların ardı arkası kesilmiyor kardeşim.

"Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır."

Alıntı sahibi ""kjviespe""

Cemaleddin Efgani adlı gebermiş mason bir iblisin adı

Cemaleddin Efgani ve Bediüzzaman

Bediüzzaman Hazretleri, Mardin'de Cemaleddin Efgani'nin "siyasette muktesit meslek"i ondan öğrendim (Beyanat ve Tenvirler, s. 105) dediği talebesiyle görüşüp fikirleri hakkında bilgi sahibi olmuş, ıttihad-ı ıslam'da seleflerini sayarken, Efgani'nin ismini de zikretmiştir. (Tarihçe-i Hayat, s. 39, 59)

Efgani'nin önemle üzerinde durduğu milliyet konusuna Bediüzzaman Hazretleri de değinerek, milli kimliklerin korunmasında dinlerin rolüne değinmiştir.

Hilafet konusunda da benzer fikirleri taşırlar. Efgani, gerçek halifeliğin dört halife döneminde uygulandığını, halifelerin, akıl ve fazilet sahibi olup idari ehliyete sahip olmaları gerektiğini söyler. Bu makama en uygun olan şahsın getirilebilmesi için ümmetin katılımının sağlanması gerekir. Bediüzzaman Hazretleri, Hz. Hasan'ın (ra) altı aylık halifeliğini de hesaba katarak, bundan sonra halifeliğin mecrasının değiştiğini ifade eder. Bu ilk halifelerin bir bakıma reis-i cumhur olduklarına dikkat çeker. "Hulefa-i Raşidîn hem halife, hem reis-i cumhur idiler. Sıdkîk-ı Ekber (r.a.) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler." (Beyanat ve Tenvirler. s. 275)

Ellidokuz yıllık bir ömür boyanca bir çok faaliyetin içinde bulunup dünya çapında bir şöhrete ulaşan Efgani'nin görüşlerinden ve eserlerinden çok, yaşantısı tartışma konusu olmuş ve çok sert eleştirilere maruz kalmıştır. Kişiliği de önemli olmakla beraber hala fikirleri net olarak anlaşılmayı beklemektedir. Ama, ıttihad-ı ıslam konusunda fikir ve eylemlerinde samimi olduğu aşikardır.

kaynak

bence hislerimizle kalkıp ağır ifadeler sallamadan önce biraz araştırmak lazım...