ALı ÜNAL
Merhum üstad Necip Fazıl Kısakürek, konfer anslar ında anlatırdı: Bir Almany a-Fransa savaşında Fransa ordula rı imha edilir, fakat Fransa cephes inden halâ tek-tük ateş edilme ktedir . Beri taraft an Alman komuta n seslen ir: "Teslim ol! Fransa bitmiştir!" Ateş eden Fransız asker cevap verir: "Ben varsam, Fransa vardır."
Tarihi n dönüm noktal arında hep bir insan vardır. "Dünyayı yerind en oynata cak destek noktası"nı bulmuş bir insan. Kalbi bütün insanlığı kucakl ayacak ölçüde geniş, yeryüzünde 'halife' olmanın ve Cenab-ı Allah'a kulluğun manâsını müdrik ve Allah'ın tayin buyurd uğu istika mette davran an bu insan, ya Hz. Nuh (as) gibi, Hz. Hud, Hz. Salih, Hz. şuayb ve Hz. Lût (Allah'ın selâmı hepsin in üzerine olsun) gibi, inşa edilec ek bir gelece k adına ümit verece k ölçüde halkı tarafından kabul görmez ve netice de halkı helâk olup giderk en, etrafındaki inanmış birkaç insanl a bir başka diyara hicret eder. Ya da, Hz. ıbrahim (as) gibi hicret üstüne hicret le her tarafa geleceğin tohuml arını eker. Veya Hz. Musa (as) gibi, firavnî bir idaren in altında asırlarca ezilen bir halkı "kıpkızıl bir deniz"den kurtul uş sahili ne ulaştırır ve Firavu nla ordula rı o denizd e boğulurken, halkına tarihi n en azamet li bir hakimi yetini n (mülk-ü azim) yollarını döşer. Veya Hz. ısa (as) gibi ölü bedenl ere hayat üfleyen bir ruh olur ve "dirilt tiği" bir avuç insan, tek silah atmada n devrin, belki de bütün devirl erin en güçlü bir impara torluğunu dize getiri r. Ya da, Hz. Muhamm ed (sas) gibi, kendis i kâinatın aklı, getird iği Kitap ise ruhudu r ve öyle bir manâ taşımaktadır ki, kulluğu kâinatın yaratılmasına, risale ti ise Âhiret'in, ebedî hayatın yaratılmasına sebept ir. O da, çok kısa bir zaman içinde akılları, kalble ri fethed er ve dünyayı değiştirir. Bu insanın mutlak a bir peygam ber olması şart değildir. Peygam ber veya peygam ber vârisi, Allah'ın tayin buyurd uğu çizgide kulluğunu, yeryüzü halife liğini icra eden tek bir insan varsa Allah, hadise leri o insana göre yönlendirir. Türkiye 1946'da şeflik döneminden çok partil i sistem e geçerken zahirî iki sebept en biri Sovyet Rusya'nın tehdid i karşısında NATO'ya girmem iz, diğeri ise muvaza alı bir hareke t, bir strate ji olarak, Celal Bayar'ın tesbit iyle, şeflik döneminde Anadol u'da birikm iş görülen bir "sel"i sistem e zarar vermed en akıtacak kanall ar açmaktı. Ama asıl sebep ise, çeyrek asırdır Anadol u toprağına yepyen i tohuml ar atma adına ortaya konan destan sı fedakârlıklara Kader elinin uzattığı lütuftu.
Firavu n'un işkenceleri altında inleye n halkı, Hz. Musa'ya "Sen gelmed en önce de hep işkenceler altındaydık; sen geldik ten sonra da hep işkenceler altındayız" der. Bu serzen işle birlik te Hz. Musa'nın cevabı, tarihi n en önemli yönlerinden ve dinami klerin den birine işaret etmekt edir: "Ne malûm, belki Allah düşmanınızı helâk eder, onların sahip olduğuna sizi vâris kılar ve bir de o zaman ne yapaca ksınız, nasıl davran acaksınız ona bakar." (A'raf Sûresi, 129) Hep böyle oldu. Çeyrek asırlık fedakârlığın ardından gelen ortam yumuşamasındaki muvaza ayı bazılarının kavray amamas ından kaynak lanan davranışlar ve bu yumuşamanın halk çoğunluğunda sebep olduğu affolm az gevşemeler, Kader'in fetvasıyla Türkiye'yi, Türkiye "demokr asi"sini çıkmaz sokakl ar alanına itti. En son girdiğimiz sürece görünüşte sebep olan bir gece operas yonunu -yapanlar ve kendil erine bildir ilenle r dışında- bir dakika öncesinden acaba kaç kişi tahmin ediyor du?
Neyi musibe t biliyo rsak, bundan kimsey i suçlamanın manâsı yoktur . "Başınıza gelen her musibe t, bizzat elleri nizle kazandıklarınız (yaptıklarınız, işledikleriniz) sebebi yledir . Bununl a birlik te Allah, bunların da pek çoğundan geçiverir." (şura Suresi, 30) Her ortam yumuşamasının getird iği affolm az zihnî, kalbî ve yaşayıştaki kaymal ar, elbett e netice sini verece ktir; istiğfar ve sâlih aksiyo n da müsbet anlamd a netice sini verdiği gibi.
Türkiye'nin yakın ve uzak yarınını hepimi zin işlediği salih (en geniş anlamıyla Sünnet-i seniyy e çizgisinde yapıcı, tamir edici) veya bu çizgiye ters fâsit (bozgun cu) davranışlarımız, tavırlarımız belirl eyecek .
23 Temmuz 2007, Pazart esi