Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

19.10.2010, 07:52

Statüko, özgürlük talebine direnemez

Statüko, özgürlük talebine direnemez



Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç: “Gelişime karşı çıkan, çağın
nabzını tutamayan, statükonun kibirli mensupları artık halkı ikna
edemiyor. Anayasaların ve AYM üyelerinin toplumun istekleri karşısında
kayıtsız kalması düşünülemez. Biz vereceğimiz kararlarla bu alanları
genişletip insanca yaşama arzusuna destek vermek zorundayız.”

DEVLET HERKESİ KUCAKLAMALI
“Özgürlük ve demokrasinin tadına varmış insanları susturmak ancak zorba
devletlerin işidir. Devletin görevi yükselen bu sesleri susturmak değil,
farklı sesleri ahenkli hale getirerek maskeli ve iki yüzlü bir ahlâkın
oluşmasını engellemektir. Irkı, rengi ne olursa olsun, inansın
inanmasın, insan onuruna sahip herkesi devlet kucaklamak zorundadır.”
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, tüm toplumlarda özgürlük,
demokrasi ve daha çok hukuk isteklerine ilişkin güçlü sesler
yükseldiğini belirterek, ‘’Buna cevap veremeyenler yıkılıp gitmektedir.
Değişime karşı çıkan, çağın nabzını tutamayan statükonun kibirli
mensupları artık halkı ikna edememektedir’’ dedi.

Kılıç, Anayasa Mahkemesi üyeliğine Sayıştay kontenjanından
seçilen Hicabi Dursun ile Türkiye Barolar Birliği kontenjanından seçilen
Celal Mümtaz Akıncı’nın yemin töreninde yaptığı konuşmada, bireyin
doğuştan ve sadece insan olmasından dolayı sahip olduğu temel hak ve
özgürlüklerini korumanın Anayasa Mahkemesinin asli görevi olduğunu ifade
etti. Anayasa yargısının özünün ırk, renk ve inancı ne olursa olsun,
insan olma ortak paydasına sahip herkesin var olan onurunu yükseltmeyi
gerektirdiğini belirten Kılıç, bu görevi başarıyla yürütebilmenin ancak
adil ve tarafsız kalmayı becerebilen yargıçların varlığıyla mümkün
olduğunu vurguladı.

‘’Anayasa yargısı hak ve özgürlüklerin güvencesidir’’ diyen Kılıç, şunları söyledi:

‘’Bu yargı, gücü elinde bulunduranlara ölçülü ve makul olmayı
öğretir, güçlüleri hukukun içine çekerek bireyi koruma altına alır.
Çoğulcu, katılımcı, insan onuru ve hukukun üstünlüğü temeline oturan,
dinsel ve etnik dogmalardan arınmış, değişime açık, toplumun
değerleriyle bütünleşmiş, farklılıkları uzlaştıran anayasalar bir
toplumun hayat sigortasıdır. Tüm toplumlarda özgürlük, demokrasi ve daha
çok hukuk isteklerine ilişkin güçlü sesler yükselmekte, buna cevap
veremeyenler yıkılıp gitmektedir. Değişime karşı çıkan, çağın nabzını
tutamayan statükonun kibirli mensupları artık halkı ikna edememektedir.
Anayasaların ve anayasa mahkemeleri üyelerinin toplumun bu istekleri
karşısında kayıtsız kalması düşünülemez. Bizler, vereceğimiz kararlarla
bu alanları genişleterek insanca yaşama arzusuna destek vermek
zorundayız. Zira, özgürlük ve demokrasinin tadına varmış insanları
susturabilmek, ancak zorba devletlerin işi olmuştur. Devletin asıl
görevi, yükselen bu sesleri susturmak değil, farklı sesleri ahenkli hale
getirerek, maskeli ve ikiyüzlü bir ahlâkın oluşmasına engel olmaktır.
Irkı ve rengi ne olursa olsun, inansın inanmasın, insan olma onuruna
sahip herkesi devlet kucaklamak zorundadır. Hukuk dışı yollarla bu
isteklere karşı koyan devletlerin, güç ve itibar kaybetmekten başka bir
kazancı olmayacaktır.’’

‘’DEMOKRATİK SİSTEM

TEHDİTLE KORUNMAZ’’

Haşim Kılıç, güçlü devletin ‘’kendini koruma hakkı’’ anlayışının
arkasına gizlenerek bireylerin hak ve özgürlüklerini yok etme
girişiminin ‘’meşrû müdafa’’ zeminine de oturtulamayacağını, devletle
birey arasındaki güç dengesizliğinin buna asla izin vermeyeceğini
söyledi. Özgürlük, demokrasi, sevgi ve barış temeli yerine, otoriter
devlet anlayışının düşman üretmekten başka bir sonuç doğurmayacağını
ifade eden Kılıç, ‘’Demokratik sistemi meydan okuyarak, halkı tehdit
ederek koruma imkânı da yoktur’’ diye konuştu.

DEMOKRATİK

ÜLKELER, GÜCÜNÜ

ÖZGÜRLÜKTEN ALIYOR

Demokratİk ülkelerin, gücünü daima özgürlüklerden aldığını
hatırlatan Kılıç, ‘’Devleti güçlü, ancak özgürlüklerini doya doya
yaşamamaktan dolayı halkı mutsuz olan bir ülkenin varlığının
anlamsızlığı açıktır. Bu mutsuzluğun toplumsal bir öfkeye dönüşmesi de
kaçınılmazdır’’ görüşünü ifade etti. Demokrasi ve özgürlüklerin artık
evrensel olduğunu hatırlatan Kılıç, bu değerleri derinleştirmek,
kökleşmesine katkıda bulunmak ve tehditler karşısında savunmanın Anayasa
Mahkemelerinin temel görevi olduğunu vurguladı.

BAŞKALARININ

ÖZGÜRLÜĞÜ DE ÖNEMLİ

Bu evrensel değerlerin tüm insanlığın gönül birliğini ve
bütünlüğünü sağlayacak etki ve öneme sahip olduğunu dile getiren Anayasa
Başkanı Kılıç, şöyle devam etti: ‘’Uygarlıkları çatıştırarak değil,
onları buluşturarak birlikteliğimizi kurabiliriz. Farklılıkları
değiştirmeye, dönüştürmeye veya kendimize benzetmeye çalışmadığımız
sürece bu hedefi yakalamak hayal değildir. ‘Kendi özgürlüklerimiz ne
kadar önemli ise başkalarının özgürlükleri de o kadar önemlidir’
duyarlılığı ve ve bilinci, toplumsal çatışmayı önleyecek yegane
formüldür. Bu bağlamda her ülke kendi gerçekleri ile dünya gerçeklerini
örtüştürmek zorundadır. Düşmanca duygulardan, öfkeden, kinden arınmış,
barışın ve sevginin hakim olduğu bir dünyayı gelecek kuşaklara teslim
etmek istiyorsak, herkesin hayat tarzına, düşüncesine,inancına,
farklılığına ve varlığına saygı göstererek, insanlık onurunu yüceltmek,
korumak ve kollamak zorundayız. Zira, tüm dünyada eksik ya da fazla
hayata geçirilen tüm hak ve özgürlüklerin üzerini kazıdığınız zaman
altından insanlık onuru çıkar. Bunu korumak ve kollamak ise başta
anayasa mahkemeleri olmak üzere herkesin değişmez bir görevidir.’’





19.10.2010











"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir