YOL
Kendine yorma herşeyi ..
Kendi için güzel, iyi …
Zorlamadan mesafeyi,
Yolları sıkmadan yürü !
Hükmü mü var boyun, enin ?
ıçten açıksa yelkenin
Yollar içindedir senin …
Yollara çıkmadan yürü !
Hiç kıyılır mı basmağa
Laleye, güle, zambağa …
Öyle hafifle, toprağa
Gölge bırakmadan yürü !
Sormadan Aslı semtini
Doldur ışıkla testini ..
Yen bu güreşte kendini ;
El seni yıkmadan yürü !
Bir şakadır sıcak, soğuk …
Köprü yıkık ve yol bozuk
Olsa da, ey garip çocuk,
Sen - yine - bıkmadan yürü !
Ellere örtü gömleğin ..
Gölge kuşan, güneş giyin ..
Kuytularında isteğin
şimşeği çakmadan yürü !
Ufka düşen karaltıda
Bir gibidir yapıyla dağ ..
Çevre karanlık olsa da
Lambanı yakmadan yürü !
Uyku ne uykusuzluğa ?
Korku ne korkusuzluğa ?
Artık, alış susuzluğa ;
Artık, acıkmadan yürü !
Söyle : yerin ne Asya’da ?
Kaldı kalıntın ortada ..
Bekleyenin yok arkada ..
Arkana bakmadan yürü !
Yolcu kıyar mı basmağa
Laleye, gülle zambağa ..
Öyle hafifle, toprağa
Gölge bırakmadan yürü !
( Kubbe-i Hadra )