Ahval-i garip
Ahval-i Garip
ıhrak-ı burudetle küle döndüm
şah damarımdan nahaber
baidliğin firarisiyim
karibliğin echel-i zalimi
yok olmak mıdır vuslat
var olmak yoksa hiç kavuşmamak mı
ne varsa yağmalansın
öylece müflis kalmaklığım
ilticaya yol eder beni
dizlerimin üstüne yığılırım
ayaz çöllerimde
asay-ı musa kametinde
ma-i zülal bulurum
hızır ilyas olur mekan-ı harabem
nar ile yanarım nur-u tebeddüle
vaad edilmiş mağfirete
azami zillet ile mütezellil
avuçlarımı açarım
umuttan tuyurlar konar dualarıma
arşa niyet neye kısmet salarım
karanlık gecelerin
müz-iç dalgalarında
yunustan beter
hut'un yuttuğu adamım ben
şecere-i yaktinden muaf
fırtınanın kırık tahtasıyım
rad'dan kulağının tıkayan benim
havl ve kuvvetine nezir olayım
"ata ile sav-dursun infaz-ı kaza"
muhkem kalesinin önündeyim hakikatin
hacaletli yüzümle perişan
-o herşeye yakın
-sen herşeyden ona yakın...
surlar dibindeyim-ey resul
avucunda şakıyan taş olmak için...
gayr alemlerine inbisat eden ruh-u pakin için
tut cürümkar ellerimi...
ümmeti ümmeti dediğin gibi
menfi müsbet mazhariyetimi
şefkat hullene sarıp
alil bir uzuv mariz bir asır gibi
malik-ül mülk-i sultan-ı zişana
tahiyyat ver beni
o ki ! vermek istemeseydi
istemek vermezdi...
Allah razı olsun kardeşim
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...
Amin Ecmain Selam ve dua ile ınşaalah