HAZRETINIZE BURADAN AYRILIK SÖYLEMIşTIM
Çekilip nûr-u hidâyet yine zindân odacak;
Yine firkat, yine hasret, yine hüsrân olacak.
Yine sen, yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm;
Çünkü hicrân dolu kalbim yine hicrân olacak.
"Yine göç var" diye, Mecnûn’a haber verme sakın.
Yine mâtem, yine zâri, yine efgan olacak.
Açılan ol gül-ü Tevhid, sararıp solsa gerek;
Kapanıp Kâbe-i irfan, yine vîrân olacak.
Haber aldım ki, yarın yâd olacakmış bize yâr;
Ne büyük yâre ki, kimler buna dermân olacak?
Bu büyük derd-i elemden kimeşekvâ edeyim?
Işiten nâlemi, hep ben gibi nâlân olacak.
O, şifâbahş olan envârını sen çeksen eğer,
Bana kim nur verecek, kim bana Lokmân olacak?
Temiz pâk nefsin, âb-ı hayatı bu çölün;
Onu dûr etme ki, her ferd ona reyyân olacak.
Hele ol nur-u şerifın kime değmişse eğer,
Küçücük zerre de olsa, meh-i taban olacak.
Lütufkâr, o keremkâr eli öptükçe benim,
Bu küçük kalb-i hazînim yine handân olacak.
Bâb-ı feyzinden ırak olmayı aslâ çekemem,
Dahi nezrim bu ki, canım sana kurbân olacak.
Nazarın erse garip başıma, ey nûr-u Hudâ!
Bugün artık bu hakîr bende de ummân olacak.
Bu anâsır, yüzüne her ne kadar çekse hicab,
Yine haksın; buna şâhit yine Kur’ân olacak.
Kab-ı Kavseyn’den alıp dersim bildim ki ayân,
O güzel nûr-u bedî’, mânevî sultan olacak.
Sakınıp, Feyzi-i bîçareye bahs açma bugün;
Yeni baştan yine şeydâ, yine giryân olacak.
........................
Bîçare talebeniz
Hasan Feyzi