Giriş yapmadınız.

1

10.05.2006, 11:38

bırak biçare feryadı

Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl.
Zîrâ feryad belâ ender, hatâ ender belâdır; bil.

Belâ vereni buldunsa, atâ ender, safâ ender belâdır, bil.
Bırak feryâdı, şükür kıl; mânend-i belâbîl demâ keyfinden güler hep gül mül.

Ger bulmazsan, bütün dünya cefâ ender, fenâ ender hebâdır; bil.
Cihan dolu belâ başında varken, ne bağırırsın küçük bir belâdan; gel, tevekkül kıl.

Tevekkül ile, belâ yüzünde gül; tâ o da gülsün.
O, güldükçe küçülür; eder tebeddül.

Bil, ey hodgâm! Bu dünyada saadet, terk-i dünyada.
Hudâbîn isen, O kâfidir; bıraksan da, bütün eşya lehinde.

Ger hodbîn isen, helâkettir; ne yaparsan, bütün eşya aleyhinde.
Demek terki gerektir, her iki halde bu dünyada.

Terki demek, Hudâ mülkü, Onun izni, Onun nâmiyle bakmakta;
Ticaret istiyorsan ger, şu fânî ömrünü bâkîye tebdilde.

Eğer nefsine tâlip isen, çürüktür, hem temelsiz de;
Eğer âfâkı ister isen, fenâ damgası üstünde.

Demek değmez ki, alınsa; çürük maldır hep bu çarşıda.
Öyle ise geç; iyi mallar dizilmiş arkasında. Bediüzzaman

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

10.05.2006, 12:29

Allah razı olsun...

Alıntı

Demek değmez ki, alınsa; çürük maldır hep bu çarşıda.
Öyle ise geç; iyi mallar dizilmiş arkasında.


hakiki saadet kabrin arkasındadır...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir