Giriş yapmadınız.

syasin

Acemi

  • "syasin" bir erkek
  • Konuyu başlatan "syasin"

Mesajlar: 35

Konum: istanbul

Meslek: Risale-i Nur iman Kurtarır

Hobiler: kitab

  • Özel mesaj gönder

1

30.01.2010, 23:43

Lasiyyema Muhammed Mustafaya Medhu Sena

Sana sözlerin en güzeli milyon selat ve selamlarımızı sunuyoruz zat-ı aleyhisselam

Elfü elfi selatun ve Elfü elfi salamun aleyke ya resulallah,

Elfü elfi selatun ve Elfü elfi salamun aleyke ya nebiyyallah,

Elfü elfi selatun ve Elfü elfi salamun aleyke ya emine vahyillah,

Esselatu vesselamu aleyke ya seyyidel evveline vel ahiriyn.

El hamdüllillahi heze min fazli rabbi Ebeden daimen


Ey kainatın tılsımı muğlakını çözen,

Ey Enenin mahiyetini tüm mevcudata bildiren,

Ey seçkin habibin Muhammed Mustafa yı bize ikram eden,

Biz pür kusurları o seçkin habibin ve kulun hürmetine mağfirete erenlerden eyle

Darda kalanların duasına icabet eden dava-i kuranda cümlemizi muaffak eyle. (amin)


Rabbimizi bize tarif eden, küllî manada üç muarrif var ezeliyyattan,

Kitab-ı kâinattır ki bak ne muazzam, o zat-ı akdesi tanıtıyor lisan-ı hal ve kal dan.

Kitab-ı kebîrin âyet-i kübrâsı olan Hâtemü'l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmdır

O zatı, Kur'ân-ı Azîmüşşan ile bizlere tanıtan dillere destandır zat-ı ehaddan..


Hâtemü'l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımalıyız dinlemeliyiz.

İşte o zaman, hayvaniyetten çıkar insanı ekmel oluruz biz.

O bürhanın şahs-ı manevisine temaşa et bir bak,

O tefekkürü ilahiden feyiz al, vücudunu sahib-i hakikiye sat.


Müminlerin mescidi olmuş kainat, o Resulü Zişan ile,

Ehli imana önder olmuş lutfu Yezdan ile,

Bütün nevi beşere hutbe-i ezeliye yi okuyan mübarek kalb-i dil ile,

Haykırıyor tüm mevcudata, ey insan hayvanlıktan kurtul diye.


Enbiyalardan evliyaya uzanan silsile-i mübarekeler,

O nurani şecerelerin kaynağı o nebi hürmetine südur ederler,

Tüm insanlığın eminleri, o zatın sıdkına mucizatlarına işaret ederler,

Kimin haddine düşmüş ki o yüksek hakikate el ederler.


Öyle bir Ahmed dir ki Lâ ilâhe illâllah der, dâvâ eder

Bütün geçmiş ve gelecek hakikatperest zatlar evet doğru dedin

sadakte vebilhakkı natakte derler.

Tevrat İncil ve Zebur-u mukaddeseler yüzlerce tahrifata bedel,

Yinede Muhammedür Resullullah son nebidir, sarılın o zat-ı mübarekeye derler.


Ey alemlerin rahmeti son Muhammed nebiyi-i muhterem,

Kuran-ı kerimden gayri ne var ki, seni layıkıyla medhu sena eden.

Cevvi semadan arş-ı alaya kesiretün melek-i ruhaniyatı ins ve cin,

Cümle mevcudatı, harika-i sanat.Zat-ı akdesin sana ikram-ı nurundan.


Ya ahi Gel saadet asrına hayal perdesini yırtıp gidelim,

Son nebi Muhammed Mustafa yı vazife başında görelim.

O an kendimizdeki kıymeti tefekkür edelim,

Kainatın fihristesi olan beşeriyatı ahsen-i takvimden seyredelim.

syasin

Acemi

  • "syasin" bir erkek
  • Konuyu başlatan "syasin"

Mesajlar: 35

Konum: istanbul

Meslek: Risale-i Nur iman Kurtarır

Hobiler: kitab

  • Özel mesaj gönder

2

30.01.2010, 23:44

İşte bak güzelliği dillere destan gönüllere ayan,
Sözleri hikmet dolu mümtaz kavl-i leyin bir şahsiyet,
Gözlerinde fıtri bir sürme bakmaya kat’a doyamaz cemalperest bu ne feraset,
Fakat ümmi, elinde muciznüma bir beyan, işte bu ne ekber bir hakikat-ı şeceat.

Bir aleyhisselatü vesselamdır ki Muhammed nebi,
Onu manayı harfiyle anlamayanlar göremez asla manayı ismi,
İşte o yüksek hakikata çekerler puslu bir perde,
İşte o perdeyi yırttı kuranın mucizesi Risalet-i Ahmediyye nerde?

Milyon afaki deliller o zat-ı nebiyyi muhteremi tasdik ederler.
Nihayetsiz enfüsi bürhanı natıklar onun zatına şems gibi sikke-i ehadiyeti gösterirler.
Hem onun kuvveti imanını gösteren zühd ,takva ve ubudiyet-i mutlaka,
Ahlakı hamidedeki yüzyirmisekizbin enbiya o Muhammed nebinin zatına içtima etmişler.

Ve keza tarih-i hayatına ibretle bir bak,
Göreceksin kemal-i metaneti, kemali ciddiyet ve kemal-i vusku,
Yeşil yapraklar, revnakdar çiçekler, taze meyveler, ağaçların hayattarlığına delildir,
Ayni misal ile 15 asırdır şeriat-ı Ahmedi kainata hakimdir onun nuruna ne büyük delildir.

Şimdi gel ey zat-ı Muhammedi merak eden zat,
Şu muhit asrımızdan hayalatla soyunacağız,
Bu mülevves libastan tecerrüd edip seyyal olan zaman bahrine dalacağız.
Yüze yüze bütün asırlar ve dehirleri aşıp,
Yemyeşil gül-i gülistan olan asrı saadete kavuşacağız.

Bast-ı zaman, anı seyyale ile o nebiye kavuşmak onu vazife başında temaşa etmek muradımız
Eğer merakın şiddetli ise cezire-i zamaniyede ki Medine-i şehba libasına bürüneceğiz.
Ta ki merkez-i risalet-i nurun kutbunu velev hayalen olsun vazifesi başında ziyaret edeceğiz.
işte o zaman insan olup tahkiki imanı elde edeceğiz biz.

İşte asırları aşıp kızgın kumlara basıp asrı saadete kavuştuk,
Şimdi gör bak nazarına ilk ilişen şua nedir.
İşte bak bak o Muhammed Mustafa aleyhisselam nebidir.
Raik bir hüsnü siret içinde, faik bir hüsnü surette mümtaz bir şahsı nebevidir.

O nurdan elleriyle kuranı mucizül beyanı tutmuş,dava-i kelimetullah diyor,
Lisanında hakim bir hitabla hutbe-i ezeliyeyi haykırıyor,
Mevcudatın yaratılış gayesini bildiriyor,
Bizlere ebedi bir saadeti müjdeliyor.

Sorulunca o mümtaz şahıs Muhammed aleyhisselama,
Anam babam feda olsun sana,
İşte mübarek dillerinden inci inci dökülüveriyor o kudsi hadis,
“Ben müjdeleyici olarak geldim alemlere hiç şüpesiz”.
Ey Allahın elçisi kul Muhammed nebi,
Anlat bize hakikatları, o elindeki muciz-i numa kuran-ı hakim ne ki?
Mevcudatta pek cesim bir işten söz ediyor büyük bir haber veriyor,
Kainatın sırrı- hikmetini tılsımı muğlakını feth ve keşfediyor

Dinleyin bakın! bizlere kendini akıl zannedenlerin cevaplayamadığı ,
Üç suali müşkileyi bahsedip izah ediyor.

-2-

Nesin,nerden geliyor nereye gitmektesin?
Ey insan o zat-ı Muhammedi dinle bak neyi bildiriyor,
Legad halaknel insane fi ahseni takvim,kuran-ı mübarekeyi okuyor
İman ile insansın,kulluğa gönderildin, sanatkarına döndürüleceksin diyor.


O zat-ı nurani öyle bir hitap ediyor ki ezelden ebediyyete,
Beşerin kışını bahar, gecesini nehar ediyor.
Bu hakikat uğruna nice canlar feda oluyor,
Sanma ki hepsi yokluğa gidiyor hayır onlar ebedi sevgiliye kavuşuyor.

Ey ümmetini ziyade seven Resul-i Zişan,
Var mı senden başka bizi hakka ulaştıran,
Öyle bir deva-i ilahi getirdin ki bize, dünyamız senin nurundan,
Nazar-ı dalaletle abus iken, günlerimiz kabus iken ,
Getirdiğin kuran ile messeret-i bahş olmuş kainat huzura gark olmuş hitabından.

Ey son Muhammed nebiyyi aleyhisselatu vesselam,
Lisan-ı mübarekendeki o yüksek nur-u kuran-ı mucizül beyan,
Serseri tesadüften ve kör kuvvetten ve sağır tabiattan
Kainatı abesiyetten dehşetten dinsiz filozofların safsatasından kurtardı ebeden daimen,

İlem eyyühel aziz! kainat kadar kebir Muhammed aleyhisselamın ümmetiyiz biz.
O zat-ı muhtaremi ne için tanımıyorsunuz? kim oluyorsunuz siz?
O zat-ı aleyhisselamı tanımayan olur ancak yetim ve kimsesiz.
Yoksa yok, susunuz ey kendini akıl zanneden hodgam nefis ,
Siz susun konuşsun kainattaki tüm ayet-i kübralar Muhammed(a.s)ın nuruyuz biz.

Şimdi ey arkadaş gel dikkat et nazarını cevir dönüp dönüp temaşa et bir bak,
Geçmişin kabri kebir iken, istikbalin zülümatlı karanlık iken,bastığın şu dünya telli diken,
Küre-i arz boşlukda divane gibi ecram-ı semaviyeler ile meczubane döner iken,
Tek o zat-ı Muhammed-i Arabi aleyhisselamdır ,
Beşerin ve kainatın nazarlarına mana-i hakikat bayrağını diken
Lailahe illallah dava-i İslam eden.

Ey insanlığa, o Muhammed Mustafa aleyhisselamı tanımakla girecek olan kişi,
Sual etsen o kainatın kemalatını ilim ile keşfeden hangi kişi,
Alacaksın bir değil hadsiz cevap, bizim yaratılış hikmetimizi bildiren zat o kişi,
Onu tanıdınsa, küre-i arz atom olup patlasa başımıza, yok ziyan bu ALLAH’ın(c.c) işi.

Uzun hakikatları, kıssalarımız ile anladıysan o zatın risalet-i cihetiylede bak,
O bir bürhan-ı hak,bir sirac-ı hakikat bir şemsi hidayet bir vesile-i saadet göreceksin,
İşte o zaman ya Resulallah deyip sahabe-i ikram gibi kendinden geçeceksin,
O nu geç tanıdığına bin pişman olup Rabbim aff diyeceksin.
Rabbim hiç olmasa cemalini rüyamda bir kere görsem diye göz yaşları dökeceksin.

Gel Resul-i erkemi tanımakta geç kalan yetim ve kimsesiz insan!
Muhammed aleyhisselama şahsiyeti ve zatı cihetiyle baksan,
Gönlünde oluşan büyük bir aşkla gözlerinden çağlayan akan yaşla,
Onu muhabbet-i Rahmaniyenin misali Rahmeti Rabbaniyenin timsali,
Hakikat-ı insaniyenin şerefi,şecere-i hilkat meyvelerinin en nuranisi göreceksin.

syasin

Acemi

  • "syasin" bir erkek
  • Konuyu başlatan "syasin"

Mesajlar: 35

Konum: istanbul

Meslek: Risale-i Nur iman Kurtarır

Hobiler: kitab

  • Özel mesaj gönder

3

30.01.2010, 23:46


Mahmud-u Erkemi tanıyanları davasına koşanları,

Lailalahe illallah hakikatı için dünya ve ahiretini tüm ruhunu feda edenleri,

Münafıkın ve müşrik-i kafir zümresine kılıçlarını ilim ile çekenleri,

Düşmanlarına dahi igra bismirabbikellezi halak diye hitab edenleri göreceksin.


Sonra anlayacaksın ki boş ve abes olan bu dünya aslında hoş bir rüya imiş,

Uyanınca kabri kebirden, Cenabı haktan sana: dünya oyun ve oyalanmaca denilmiş.

Mizan kurulmuş, sırat derilmiş,

Mahkeme-i kübradan bir ses:hadi ey beşer hesabınız dürülmüş.


Bilhassa merak ediyorsan bu zat-ı aleyhisselamı harekete geçiren güç nedir?

Onun muharriki yalnız kuvve-i kudsiyedir Allahu azze vecelle tek bir,Allahu ekber dir.

Ve asrı saadette cezire-i vasiadaki icraatları Muhammed nebinindir.

Bu vahşi kavimde canavar ruhları alayı iliyine çıkarıp bizlere mürşid kılan kimdir?


Bu acip sahralarda adetlerine son derece mutaassıb,

Hem husumetlerinde çok inatçı ve taassub,

Kızlarını diri diri defneden babalar çok ceberut,

O zatı aleyhisselam ise tüm bu vahşetgah-ı zemini rahmet ile süpüren bir bulut.


Ya Nebiyyallah sen öyle bir muhabbet-i ilahisin ki,

Tüm bu harikalar mucizeler senin cebrin ile değil,

Kalp, sır, ruh ve gönüllere hitap eden ve o hitabullahdan südur eden fethindir.

Mübarek olsun sana ey nebi bu 15 asır sonraki ümmetinin sesidir.


Esma-i ilahinin övgüleri ve hikmetlerini ve bize bakan illetlerini anlatan zat-ı Muhammed,

Ey haktan kainata gelen mübarek taç,

Bak halimize perişan, alem senden gelecek şefaate ebediyen muhtaç,

Ne olur ya Muhammed nebi sana koşuyoruz yeter artık sensizlik, döndük sana kollarını aç.


Şimdi gel o zat-ı aleyhisselamı bir nebze anlayan arkadaş,

O zat-ı Ahmedinin sadece bir eline nazar et bir bak.

Avucundaki taşlar onu zikir ve tesbih ediyor,

Attığı bir avuç toprak düşmanlarının gözlerine top gülle oluyor,

Aynı elden kemal-i şefkat ile aç ordusuna ab-ı hayat sunuyor,

Kamer tek parmağının işaretiyle şak edip iki parça oluyor,

O mübarek eller hastalara ve yaralılara bir ilaç ve merhem oluyor,


İşte bir tek eli ve parmakları böyle bir mücizatla iş etse,

O zat-ı aleyhisselamın Cenab-ı Hak katında ne kadar makbul bir abd olduğunu

Yeter artık insanlık derk etse,

Firavuniyetten çıkıp ahseni takvime vuslata erse.


Zamanın harikasının ifadesi ile bizde ilan ederiz hem meydan okuruz.

Ceziret-ül arabı asrı saadeti görmeyenleri gözlerine sokuyoruz,

Hadi hakkı tanımayanlar kendilerini tecrübe edip bir baksınlar,

Yüz bin feylesofu alıp gitsinler,o zatın bir senede yaptığını yüz senede yapabilirler mi?

Yoksa bıraksın bu cahilane safsatalarını sussunlar Muhammed aleyhisselama tabi olsunlar.



-4-


Ey aklı başına gelmiş İslamiyet’te taklidi imanı bırakıp, tahkiki imana girmiş arkadaş.

Şimdi daha da dikkat et anlatılan ve dillendirilecek olan hakikatlara,

O Muhammed-i Arabi aleyhisselamın eşsiz hal-i tavırlarına,

Bir derya-i hikmet bir bahr-i umman bir tevhidi Rahman görürsün.


Ey Muhammed aleyhisselam o hitabetin ne kadar muazzam,

Ulaştırdıkların öyle bir istikbalden haber veriyor ki,

Dünyevi istikbal ona nisbeten menfaatsiz bir katre serabından başka ne ki,

Çünkü sen ebedi bir saadet-i cenneti ve ilahi Rahmeti müjdeledin

Fani ve yalan, ölümle biten, dünyevi lezzetler ne ki.


Ey Resul Muhammed-i nebi

Biz yaratılış gayemizden gafil olanlara,

Rabb-ül aleminin bizden ne istediğini haber veriyorsun,

Zikir, fikir, şükür sizin kurtuluş vesikanız diyorsun.


Ya Resulallah ne dir bildir bize bu üç tılsımı.

Başta Bismillah Zikirdir, Ahirde Elhamdülillah Şükürdür,

Ortada nimetlerin illet ve hikmetini derk etmek Fikirdir,

İşte ey ümmet-i Muhammed(a.s) Allah’ın sizden istedikleridir.


Dinleyin bakın her bir tahavvülat- ı zerrat dillenmiş haykırıyor isyan ediyor,

Hasaretler olsun dallin guruhuna ve yazıklar olsun ekser insanların belahetine,

Nasıl kör ve sağır olmuşsunuz ki bu zat-ı zilacaibin ahbarına ehemmiyet vermezsiniz,

İşte bu vurdum duymazlık ve tevbesizliğiniz hasebiyle cehennemdir ancak ebedi kalacak yeriniz.


Ya nebiyyallah sen üzülme ümmetin gaflete dalmış diye,

Bizler tek de kalsak, tüm dünya haktan yüz çevirse de,

Dünyayı ve mafihayı terk edip ruhu canımızı feda edip, yoluna bin baş veririz kesilse de.

Çünkü sen saadet-i ebediyenin sebeb-i husulü ve vesile-i vüsulüsün.


Asrı saadette benimle gezen yol arkadaşım,

Gel ! şu zat-ı mübarekeye namaz da iken nazar et bir bak,

Emin-ül Muhammed aleyhisselamı miraç da gör.

Tüm hakka vuslatı dileyenleri, ümmete örnek gör.


Aman ya Rabbi öyle bir namaz kılıyor ki Ahmed-i mahmud-u yasin,

Sanki asrın mihrabına imam durmuş, efazıl-ı beni adem arkasında saf tutmuş,

Belki küre-i arz arkasında iştirak edip Allahümme amin diyerek icab olunmuş.

Alem dahi kendi lisanı mahsusalarıyla esma-i ilahinin tecellileriyle duasının husulünü buyurmuş.


Ahmed-i Mustafa’nın namazda tarz-ı tazarruatına bak ne muazzam,

Şiddetli bir iştirak ile kebir bir iftikar ile hazin-i mahbubiyet içerisinde,

Ümmetinin hüznü ile mutazırrane yalvarıyor kainatı dahi ağlatıyor,

O maksadın husulü ile mevcudat abesiyyetten kurtulup terakki ediyor.


Hazreti Aişe annemiz dahi Resullah’ın namazı hiç bitmeyecek sanıyor.

Bu namaz biter mi hiç?

Resullah matlubunu semi, kerim, kadir, rahim, basir olan alim den Allah(c.c)tan istiyor.

Rabbül alemin ise en gizli bir haceti en gizli bir tazarruyu işitip lebbeyk diyor.

syasin

Acemi

  • "syasin" bir erkek
  • Konuyu başlatan "syasin"

Mesajlar: 35

Konum: istanbul

Meslek: Risale-i Nur iman Kurtarır

Hobiler: kitab

  • Özel mesaj gönder

4

30.01.2010, 23:48


O nebiyyallah duasında ne istiyor,
O zat-ı Zişefaat beka istiyor,lika istiyor,cennet istiyor rıza-i bari istiyor.
Haşa bunları sadece nefsine istemiyor ümmetine, beşeriyete istiyor yalvarıyor,
O öyle bir Allah tır ki , sevgili elçisi Muhammed aleyhisselamın duasına elbet icabet ediyor.

Böyle bir Resul-ü zişanı bize sadece uhud, bedir, hendekle,
O savaşçı idi diyerek tanıtanların kulakları çınlasın,
Resullah da ki engin şefkati temaşa edip baksın,
Ondaki mübarekliği göremeyen ebedi sukutta kalsın.

Ey benimle şu seyahat-i acibede refakat eden arkadaşım,
Gördüklerin ve işittiklerin sana kafidir.
Muhammed aleyhisselatu vesselamın zat-ı zihavarıkını, acaib i icraatını
Dekaik-i ahvalini ve garib-i, şuunatını , ihata etmek imkansızdır.

Bu saadet asrında yüz sene kalsak yinede doyumsuzdur.
Öyle ise geri dönelim dönerken asır asır temaşa edip o zatın nurundan feyizler içelim.
Görüyor musun bak her asırda o zatı Muhammed-i nin asrı saadetinden feyiz alıp yeşillenenleri,
Meyve misal, seyitler, evliyalar, kutup ve gavslar bu asırda bile bediüzzaman lar yetiştirenleri.

İşte ey benimle asrı saadette ceziretül arabda bir nebze temaşa eden arkadaş,
Sözler mısralar sendedir anlat şimdi o gönlünden Resullah için çağlayan hıçkırıklar.

Ey ahir zaman peygamberi Muhammed nebi
Seni övmek benim gibi pür kusurun haddine mi?
Seni ancak Rabbim över o seni layıkıyla sever,
Ümmetinin günahı kesir, şefaatini bekler.

Bu kadar şefkat-i rahmetin olduğu halde,
Senden gafil, kabirde, haşirde, mizanda ne yüzle şefaat diler,
Haykırıyorum ümmetin olarak, seni ancak Rabbine feda olanlar bilirler,
Sana yazılan dize dize mısraları anlayanlar gözlerinden yaş akıtanlar,
İşte bu zamanda sırran tenevverete uyanlar seni gerçekten anarlar ruhu canını hak yoluna adarlar.

Övmem seni, övemem seni,
Övülmeye layık yalnız Allah, bilirim kuranı kerimi,
Lakin bitmeyen bir değer görüyorum sende,
Bu değer haktan sana bir vazife-i ilahiyye,
Alemlere rahmetsin ey zat- muhammediyye.

Evvel günden ahir güne yol gözüküyor,
Önümüzde kabr-i kebire çetin bir hesap gözüküyor,
Senden ayrılık beni değil, her şeyimizi yakıyor,
Ya Nebiyyallah imdadımıza yetiş, ahir zamanda dünya sekerata giriyor.

Cemalinde tecessüm etmiş eşsiz ferasetin,
Ruhu canından vahiy olunmuş sevdiğin,
Ne sırlar saklı sende bilinecek elbet hakka erdiğimizde,
Bizi de götür zat-a aleyhisselam, maneviyyat deryasına gittiğinde.



-6-
Som soğuk olacak öldüğümde fani bedenim,
Sımsıcak olacak hesap sual edilince nefsim,
Kan ter akacak haşirde nebilerle beraber dirildiğim,
Ya Resulallah şefaatin haktır seninde nazdar evlatların vardır,
Ahsen söyleyen söz ol bize o gün, müjdelerin müjdesi sende haktır..

Nur sakalında milyon melekler,
Nur cemalinde seni severler,
Tebessümünden celaline kadar hakka ererler,
Evliyalar kutup gavslar seni bildirirler,
Sultanı Nebi aleyhisselamsın bu fakirler senden şefaat dilerler..

Nice taife-i hayvanat zikrediyorlar Hakk-ı Tealayı,
Hepsi hadsiz lisan ile gösteriyorlar Resulü zişanı,
Resullah dan habersiz, gafil kafalara her bir zerrat tokmak oluyor,
Artık yeter bu kadar nevm bize Allah azzenin hitabı kuran bize rehber oluyor,
Elbet o zatı Muhammed aleyhisselam bize mürşidi ekber olyor.

Netice-i kelam nasıl sevgimi anlatsam sana kifayetsiz kalıyor ya Nebiyyallah,
Dilde lisanım kalp de hicranım bu sevgimi sana ifade edemiyor ya Resulallah,
Bir ömür senle olsam bana yetmiyor,gönül senden vaz geçemiyor ya habiballah,
Sultanı nebisin kainat ilan ediyor bu çaresiz ümmetin senden şefaatini bekliyor.

En güzel salat selam sana olsun
Ey Allahın seçkin habibi ,
Ey Allahın vahyül emini,
Muhammed aleyhisselatu vesselam.


El baki hüvel baki

-2003-

S.Yasin AKDENİZ
.


LUGAT

1. Lasiyyema :özellikle
2. tılsım : gizli sır, şifre.
3. Muğlak: kapalı, anlaşılması zor.
4. Enenin :ben ‘in
5. Habibin:dostun
6. pür kusurları:çok kusurlu
7. mağfiret: Allahın affı
8. icabet: cevap verme.
9. Muaffak:başarmak
10. küllî manada :geniş mana
11. muarrif : tanıtıcı. -7-
12. Ezeliyyat: başlangıcı olmama.
13. Kitab-ı kâinattır:evren kitabı
14. Muazzam: pek büyük.
15. zat-ı akdesi: en mukaddes.zat
16. lisan-ı hal ve kal dan.:hal dili ağız dili
17. Kitab-ı kebîrin âyet-i kübrâsı:evren kitabının büyük ayeti
18. ehad: "bir, tek, benzersiz" olan Allah.
19. Ekmel: en mükemmel.
20. bürhan :delil
21. temaşa: seyretme.
22. Tefekkür: fikretme, düşünme.
23. nevi beşere: insan cinsi, insanlık.
24. silsile-i mübarekeler:mübarek nesil
25. hutbe-i ezeliye:başlangıcı olamayan bir hitap
26. hakikatperest: hakikata pek düşkün.
27. medhu sena:övülmek
28. Cevvi semadan :atmosfer gökyüzü
29. arş-ı alaya: ilâhî kudret ve saltanatın tecelli yeri.
30. Kesir:çok
31. mevcudatı :varolan herşey
32. ins:insan
33. harika-i sanat.:sanat harikası
34. Zat-ı akdes: en mukaddes. zat
35. Ya ahi:ey kardeşim
36. Fihristesi: kitabın konularını gösteren liste.
37. beşeriyatı : insan.lık
38. ahsen:en güzel
39. mümtaz : seçkin, üstün. kavl-i leyin
40. cemalperest :güzelliğe düşkün
41. feraset: anlayış.
42. Ümmi:okuma yazması olmayan
43. Beyan:ilan
44. ekber :en büyük
45. şecaat. :yiğitlik, öfke duygusunun normal derecesi.
46. manayı harfiyle:harfi mana
47. manayı ismi:ismi mana
48. afaki: dışımızda olanlar.
49. enfüsi : nefisle ilgili, insanlarının kendi iç âlemlerine ait.
50. bürhanı natık: konuşan.delil
51. sikke-i ehadiyeti:birlik mühürü
52. tarih-i hayatına:hayat tarihi
53. kemal-i metaneti: dayanıklılık. olgunluk, erginlik, tamlık.
54. kemali ciddiyet :ciddi olgunluk
55. revnakdar: parlak, taze, hoş.
56. şeriat: din, ilâhî kanunlar, Allahın emirleri ve yasakları.
57. Hayalatla:hayal ile
58. mülevves libastan: kirli, pis, bulaşık.elbise
59. tecerrüd: soyutlanma, ayrılma.
60. Seyyal: akan, akıcı.
61. Bahri:deniz
62. Bast-ı zaman: zamanın genişlemesi, az zamanda normalden fazla yaşama.
63. anı seyyale:bir anda
64. cezire: ada, yarımada.
65. asrı saadete:saadet huzur asrı -8-
66. şua: ışın, ışık teli.
67. Raik : sade.
68. siret :insanın mânevî hâli, ahlâkı.
69. faik : üstün.
70. Mümtaz: seçkin, üstün
71. Cesim: iri, kocaman.
72. Legad halaknel insane fi ahseni takvim:insanı en güzel en yüksek makamda yarattık
73. ezelden ebediyete:başlangıcı olmayandan sonu olmayana
74. nehar: gündüz.
75. Nazar-ı dalaletle : sapkınlık, islâmdan ayrılma, şaşkınlık.bakışla
76. Abus: somurtan, surat asan.
77. messeret-i bahş: bağış, verme.
78. Gark: batma, boğulma.
79. Safsatasından: uydurma, aldatıcı mantık oyunları
80. İlem eyyühel aziz:bil ki aziz dostum
81. Hodgam: kendini beğenmiş, bencil.
82. kabri kebir:büyük kabir
83. Küre-i arz:dünya
84. Divane:deli
85. ecram-ı semaviyeler: semadaki cansız varlıklar
86. meczubane:delicene, akılsızcasına
87. dava-i İslam:İslam davası
88. risalet-i cihetiyle:peygamberlik yönü ile
89. bürhan-ı hak:gerçek delil
90. sirac-ı hakikat:hakikat lambası
91. vesile-i saadet:saadet mutluluk sebebi
92. timsali: sembol, model.
93. Misal:örnek
94. şecere-i hilkat:yaratılış şeceresi kaynağı
95. nur:aydınlık Allahın isimlerinden bir esması
96. igra bismirabbikellezi halak:oku yaratan Rabbin adıyla oku
97. sırat.ahiretteki köprü
98. Mizan: terazi, tartı, ölçü
99. Mahkeme-i kübradan:büyük mahkeme Allahın mahkemesi
100. kuvve-i kudsiye:kudsi kuvvet
101. cezire-i vasia: geniş ada
102. alayı iliyine:en üstün makam
103. mürşid:irşad eden
104. mutaassıb: kendi tarafını aşırı tutan.
105. Muharriki: hareket ettiren.
106. Taassub: şiddetli taraftarlık.
107. Ceberut: zorla her istediğini yaptırabilme kudreti.
108. muhabbet-i ilahisin:Allaha olan muhabbet
109. hitabullahdan :Allahın hitabı
110. sudûr: çıkma, gelme
111. Esma-i ilahi:Allahın isimleri
112. Nebze: azıcık miktar.
113. Abd:kul
114. Derk: anlama, kavrama.
115. Firavuniyetten:firavunluk yani ilahlık iddia eden
116. Ahseni:en güzel
117. Vuslata:kavuşma
118. Ceziret-ül arabı:arap yarım adası
119. tahkiki iman:hakiki iman -9-
120. derya-i hikmet:hikmet denizi
121. tevhid:Allahdan başka ilah yoktur.
122. Muazzam: pek büyük.
123. İstikbal:gelecek
124. Nisbet:kıyaslama
125. katre : damla.
126. Serap:hayal
127. saadet-i cennet:cennet mutluluğu
128. Fani:geçici boş
129. Vesika:pasaport
130. Gaflet: olup biteni sezmeme, kul olduğunu unutma hâli.
131. saadet-i ebediyenin:sonsuz mutluluk sevinç
132. sebeb-i husulü: olma, oluş sebebi
133. vesile-i vüsulü: kavuşma, erişme, ulaşma.sebebi vesilesi
134. iştirak:katılmak
135. icab: lüzum, gerek.
136. İftikar: fakirliğini bilip gösterme.
137. hazin-i mahbubiyet: hüzünlü, üzüntü verici. sevilirlik.
138. Semi: işitici.
139. Kerim: kerem sahibi.
140. Kadir:her şeye gücü yeten
141. Rahim: merhametli, acıyan.
142. Basir:gören
143. Alim:her şeyi bilen
144. Hacet:zorunlu ihtiyaç
145. Tazarru:istek dua
146. Lebbeyk:buyur
147. Zişefaat:şefaat eden
148. Sukut: düşme, alçalma.
149. seyahat-i acibede:garip seyahat gezme
150. refakat: eşlik etme, arkadaşlık.
151. acaib i icraatını:hayret garip işler
152. Dekaik-i ahvalini : halindeki incelikler
153. garib-i, şuunat: garip işler, hâller.
154. Bediüzzaman: zamanın harikası ve en mükemmeli
155. Kesir:çok pek çok
156. Haşir:öldükten sonra diriliş
157. sırran tenevverete:sırlı gizli bir şekilde
158. sekerat:ölüm anı
159. nazdar:nazlı
160. Ahsen:en güzel söz
161. taife-i hayvanat:hayvanlar
162. nevm:uyku
163. ekber:en büyük
164. Netice-i kelam:son söz
165. El baki hüvel baki.baki olan Allah dır.



Bu konuyu değerlendir