Giriş yapmadınız.

1

12.03.2009, 09:22

Bir Bediüzzaman Klasiği

Yeni Asya Gazetesi’nin kırkıncı yılı münasebetiyle ,



BıR B E D ı Ü Z Z A M A N KLASığı



Burada düşünmek
Burada konuşmak
Burada yazmak
Burada yaşamak yasaktı…..

Ufuklar, alaca
Simalar mahzun
Vicdan kaskatı

Burada bilmek,yasaktı
Burada gülmek, yasaktı
Hatta….
Burada ölmek…
Evet evet…
Burada ölmek.. yasaktı...
Burada, mezar bulmak…yasaktı.!

Evliyalar diyarı..bir memleket
Sultanlar şehri ıstanbul.
Kıt’alara hükmeden
Osman’ın oğulları
Dedem Ertuğrul’un torunları….
Nebiyy-i Zişan’ın kutlu müjdesine mazhar
Feth-i Fatih’in yiğit evlatları.
Eski tebalarının hegemonyasında
ınim inim ,inliyorlardı şimdi.
Bir iksir..Bir çözüm…Bir öneri…
Ne derseniz deyin.
Bir reçete lazımdı.

Birşeyler yapmak gerekti.
Geç mi kalınmıştı…
Geç mi duyulmuştu??
Geç mi olmuştu.
Payitaht çökerdi…Ama..
Ama bu halkı…
Mutlaka bu halkı kurtarmak gerekti.
Öyle ya..
ınsanı yaşatacaksın ki. Devlet yaşasın.
Osman Oğulları yaşayacaktı.
Kurtuluşun reçetesi,
Bediüzzamanca bir
Münazarat yazılacaktı..!

Dünya kaynıyor,
Beşer şaşkın..
Manevi bir buhran…Sanki kıyamet,
Sanki toz duman.
Vatan telaşı,
Bayrak telaşı,
ıstiklaliyet… Ve…
ıttihad-ı ıslam endişesi….

Bir elinde Kur’an, bir elinde Kılınç,
Doğunun sarp dağlarında,
Moskof’la vuruşurken.
Yaz Molla Habib..!
Bu gavurun gülleleri bizi öldürmez.
Görev verildi bize,
Kılıçlarımız düşmanı ezerken
Tebliğimiz coşacak…
Savaşın ortasında,
ışarat’ul i’caz yazılacak.

Hayatı özümsemek,
Dünyayı ötelemek,
Vahdete ulaşmak adına.
Ruhun kemale ermesi için…
Allah Said’i yoklayacaktı…
Said’i deneyecekti.
Belki bunun için.. Bir uzlet
Bir inziva..Bir riyazet,
Ve bir esaret..!

Sibirya’da esirdi,
Sibirya’da esarette,
Riyaset tecelli edecekti..!

Hakkın hatırı alidir,
Hiçbir hatıra feda edilmez.
Allah’a secde eden başlar,
Nikola’ya eğilmez…!

Kosturma’da geçen ,esaret akşamlarında,
Volga’nın ,nazlı nazlı akışında ,sen vardın.
Rusya’nın kızıl akşamlarında,
Anadolu hasretiyle yanardın..
Karanlık gecelerde ,
Kurduğun zikir halkalarında…
ımam-ı Rabbani’ler…..Gavs-ı Geylani’ler vardı.
Resul ü Zişan’dan aldığın müjdeyle tutuşurdun…

Vakit dardı….Vakit kısaydı… Vakit Ahirzamandı..
ı’la’yı Kelimetullah yolunda, yapılacak çok şey vardı.
Bin yıldır rahnelenmiş, darbelenmiş, kanatılmış
ıslam’ın kal’ası,
Kur’an’ı yok etmeye yönelmiş,
Lord Gürzon belası.

Ruhunda volkanlar patlarken,
Yüreğinde ıslam’ın sancısı…
Alem-i ıslam’a inen darbeleri,
En önce ruhunda hissediyordu.
Volga’nın derin sularını
Meleklerin kollarında geçiyordu.

Dersaadet’te çalışır
şark’ta tatbik ederdi.
Sıkıldıkça ıstanbul’da , hemşehrilerine dönerdi.
ısterdi ki onların
Zihni melekeleri gelişsin.
şarkın saf, iffetli çocukları
Medreset’üz Zehra’da eğitilsin.

Anlamadılar O’nu
Anlamadılar bir türlü.
Yahut , anlamak istemediler.

Ve bir gün,
Karışmıştı ıstanbul,
Kararmıştı Ankara.
Bu sebeble olsa gerek
Dönmüştü
Gitmişti Van’a.

Ama…ama ,
O’nu bir şaki
Bir haydut
Bir serseri
Gibi yolladılar sürgüne.

Ah Vatan…. Ah Anadolu….

Burada olsunda
Neresi olursa olsundu.
Zira ; O , Anadolu’nun
Anadolu O’nundu.

Manevi alemden
Yeni bir ilham geliyordu,
Anadolu’nun göbeğinde
Risale-i Nur doğuyordu.

ısparta’nın gözetleme evleri
Afyon’un soğuk hücreli, hapishaneleri…
Aratır olmuştu, adeta O’na, Rusya’daki
Esaret günlerini…

şakır şakır buz tutardı parmaklık.
Yer buza keserdi, tavan buz olur.
Yatak buz olur..Yorgan buz olur.
Direnmek ne mümkün,
Dayanmak ne zor..!
Birde yemekteki zehir….Ah zehir…
Bu kaçıncı zehir

Aşı yapıyoruz derler…
Hastalık icad ederler
Zehir şırınga ederler…
Ah kolum ….
Omuz başlarım…!

Dayanılmaz sancılar..
Dayanılmaz acılar..
Yaş ilerler, vücut zayıflar.
Soğuklara dayan….
Hücrelere dayan…
Zehirlere dayan…
Dayan Said’im , Allah seninle..!
Dayan Said’im , Allah sabredenlerle..!

Aylarca, yıllarca hasretiyle
Yanıp tutuştuğu
Vatan…Vatan bu muydu?

Kaçıralım gel seni, Mısır’a
Mekke’ye…Hicaz’a.
Nereye istersen…..

Yok….Yok….
Ben oralarda olsam bile
Oralarda doğsam bile,
Buraya gelmem lazımdı.
Benim…Benim burada olmam lazımdı.

O severdi…Savaşın ortasını…
O severdi, ateşin korunu.
O severdi oyunun zorunu
Küfür nerede şiddetliyse O,
Orada olmalıydı.
O burada kalmalıydı.

Varsın yerim zindan olsun
Varsın yerim mahpus olsun.
Bu milletin , ıman’ını selamette görürsem
Cehennem alevleri,
Bana gül, gülistan olsun…!

O’nun gibi seven oldu mu, bu memleketi
Sevebildi mi kimse O’nun gibi….?
Sevebildik mi O’nun gibi??

Ebu Zer gibi işkencelere katlandı
Ekmeksiz Yaşardı ama , Hürriyetsiz Yaşamazdı..’

Küfrün karşısında dimdik
Ayaktaydı.
Gün olur;
Bir sözle nemrut’u yakar.
Yasaklara beş para kıymet vermez.
Bu Sarık Bu Başla Birlikte Çıkar…’

Firavun kahroldu… Nemrut kudurdu…!
Anadolu’dan doğan güneş ,
Asrın Bedii’si…Risale-i Nur’du…!
Bu dava Hak’tır..!
Bu dava baki kalacaktır…!
Emin olun.
En yüksek gür sada ,
O’nun sadası ,
ıslam’ın sadası olacaktır…!


Atilla Yılmaz

Kahramanmaraş

2

12.03.2009, 14:05

Sizi tebrik ediyorum. daha çok katılımlarınızı ve istifadeye medar görüşlerinizi burada serdetmenizi bekliyoruz.
bekleniyorsunuz.

Maraşlı ali yaşara benden selam söylermisiniz

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

3

13.03.2009, 14:35


Harika bir siirdi.. masaAllah.. Su gibi okudum..

Allah razi olsun... kaleminize bereket...

"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

4

13.03.2009, 14:42

dua

Dualarınızı bekleriz.
Allah ım sizlerdende razı olsun.

5

13.03.2009, 15:15

şiir dinletisi

videolar kısmında aynı şiirin tarafımdan seslendirilişi var..üstadı anma programında okumuştum kahramanmaraş'ta tenkidleriniz beni sevindirir..selam ve dualarımla

6

16.03.2009, 10:45

güzelmis

Allah razi olsun.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir