Giriş yapmadınız.

1

20.08.2004, 19:03

sevdaya dair

Ey Sevgili kaçırma benden gözlerinin ışığını
Bir bakış almalıyım onlardan sevgine dair,
Kutlu bir aşkın girdabında bocalayan şu gönlüme
Yetmez mi bu elem keder,ızdırap
Bir sevgi günlüğünde yazılanlardır bu sözler
Sevgiliye özlem duyan bir bekleyişin adıdır
Fırtınalı bir günde sevdaya açılan
alabora olmuş bir yelkenini adıdır bu sevda .
hani derler ya tayfalar denizin ortasında
kara göründü kara göründü diyerekten,
benim karam senin gözlerin oldu.

Dünyayı yıkmak için bir gerekçedir sensizlik
Senden başka yok , yok beni anlayacak
Sensiz yolculuğumun sonunda sen yoksan ,
Varacağım liman ölüm olsun.
Bu bir özlemdir okyanuslar ortasında kalandan
Yalnızlık zincirinin kırmaya çalışmaktır yapmaya çalıştığım
Sen ve ben yok , biz olmalıyız bu fırtınada.
Mecnun öpmüş bir köpeğin gözlerinden
Sormuşlar neden yaptın bunun diye,
Bu köpek Leylanın diyarından gelmiş
Olabilir ki, gözleri onu görmüştür demiş.

Bu bir sevdanın yüreklere çalan kor alevidir
Ansızın yakalayan ,kıskıvrak kaplayan bir sevda yangınıdır
Ufukta görünen bir geminin dümenidir bekleyişim
Bir hayat özlemidir sevgiliye uzanan ellerim
Utanma,kızma bana, esaretim gönlünedir
cesaretim sensizliğindendir.
Denize silueti düşen ay gibidir gönlümdeki yerin
Yinede istemezsen bu gönlümü
Yüreğine kurduğum köprüyü yıkmam
Kıvrılırım dünyanın bir kenarına
Kelimelerde kaybolur , giderim meçhule ….


Bu şiir benim için çok önemli olan bir kişiye yazılmıştır.

2

21.08.2004, 21:12

selamun aleykum kardeşim
gerçekten güzel :)



Üstad Murteza Mutahhari'nin Bilinmeyen simasıyla Hz Ali (r.a) adlı kitabından alıntıdır;
Farsça şiir söyleyen şairler, aşkı "iksir" olarak tanımlamışlardır. Kimyagerler, tabiatta bir maddeyi başka bir maddeye çevirme kabiliyeti taşıyan "iksir" veya "kimya" adlı bir maddenin varlığına inanmış ve asırlarca bu maddeyi arayıp durmuşlardır. şairler "Değişim ve dönüşüm gücüne sahip olan gerçek iksir sevgi ve samimi aşktır; çünkü aşk, nitelikleri değiştirebilecek güce sahiptir." dediler.
Aşk mutlak iksirdir, kimyanın özelliğini taşır, yani maddelerin yapısını değiştirir, insanlar da bir tür maddedir zaten. Gönlü gönül eden aşktır, aşk olmasa gönül de bir avuç topraktır.

Dertsiz gönül, gönül değildir zaten
Bezgin insanlarda aşk arama sen!


Allah'ım! Yanıp yakılan bir bağır ver bana
Bağrımda bir yürek: Sürekli yana kavrula!


Aşk ve sevginin en belirgin özelliklerinden biri güç ve enerji taşımasıdır. Sevgi, güç ve enerji verir insana, korkağı cesurlaştırır.

Ana tavuk, bunun en çarpıcı örneğidir. Bir kümes tavuğunu düşünün. Pısırık, bezgin ve ürkektir; gün boyunca kanatlarını toplayıp sırtına verir, bir solucan bulabilmek için aranır, en küçük bir sesten bile ürker, ödü patlayacak gibi olur, küçük bir bebekten bile kaçar. Ama aynı tavuk civciv çıkarıp da annelik sevgisi bağrına dolunca değişiverir; kanatlarını açıp yere doğru gererek savunmaya hazırlanır, savaşa girmekten çekinmez, sesi bile daha gürleşir, adımları kararlılaşır, vakurlaşır. Daha önce bir tehlike sezdiğinde telaşla firar ederken, bu kez tehlike sezdiğinde hemen saldırıya hazırlanır, korkusuzca saldırır.
Korkak bir tavuğa bile böylesine güç ve cesaret veren şey, sevgi ve aşktan başkası değildir.
Sevgi ve aşk tembeli çalışkan, hantalı atılgan ve hatta aptalı zekileştirir.
Bekar oldukları sürece kendi şahıslarıyla ilgili meseleler dışında hiçbir şeyle yakından ilgilenmeyen bir delikanlıyla genç kız, evlendikleri zaman değişmekte ve sıcak aile yuvasında ilk kez kendilerinin bir başkası karşısında sorumlu olduklarını hissetmektedirler. Giderek isteklerin sahası genişlemekte, hele çocuk sahibi olduklarında bu çift büsbütün değişivermektedir. Mesela eğer delikanlı tembel ve pısırıksa, çalışkan ve inanılmaz derecede hareketli oluvermektedir; baba evinde yatağından erken kalkmaya bile üşenen genç kız, beşikteki bebeğinin ağlama sesini duyar duymaz uyanıp onunla ilgilenivermektedir!
Gevşeklik, üşenme ve pısırıklığı giderip, gençleri böylesine enerjik kılan ve fedakarlığa iten bu güç, hangi güçtür sahi?! Sevgi ve aşk değil midir bu değişimi yaratan?
Cimriyi eli açık; sabırsızı sabırlı ve tahammüllü insana dönüştüren güç, aşktan başkası değildir.
Sabahtan akşama kendi kursağını düşünüp toprağı gagalayan bencil ve korkak bir tavuğu, yiyecek bir şey bulur bulmaz civcivlerini çağırıp onlara yediren cesur ve savaşçı bir mahluka dönüştüren güç, annelik sevgisi ve ana aşkından başka bir şey midir?
Düne kadar tembel ve şımarık olan genç bir kızı minik bebeği karşısında çalışkan, enerjik ve fedakar bir anneye dönüştürüp çocuğu uğruna zahmetlere katlanma gücü veren şey sevgi ve tutku değil midir?
Sevgi ve aşk öyle bir güçtür ki gevşeklik, bencillik ve şiddeti yok edip şefkat ve fedakarlığa dönüştürür, kabalığı giderip duygusallığı getirir, sorumluluk ve birliktelik aşılar, ayrılığı gayrılığı yok eder, hırçınlık ve bunalıma son verir, insanın bütün güçlerini organize ve seferber eder, kısacası sevgi ve aşk, köklü değişiklikler yaratma gücüne sahiptir.

Çiçekten aldı bunca marifeti bülbül
Yoksa o gagada ne gezerdi bunca gazel?!

Gülün bülbül üzerindeki bu olumlu tesiri dıştan içe yönelik olsa da, aslında sevgi ve ilginin gücünden başka bir nedeni yoktur bunun:

Mecnun, durup dururken Mecnun olmadı ya!
Leyla'nın aşkı çekip götürdü onu yıldızlara

Mevlana der ki "şems'e olan sevgimi anlatsam anarşi çıkar; kan dökülür."

(kitabı bulup okursanız sevinirim)
Selam ile

3

21.08.2004, 21:17

Okunacak kitaplar sırasına kaydediyorum kardeş , sırası geldiğinde okuyacağımdan emin olablilirsin.

Murteza Mutahhariye selam ve saygılarımla.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir