Giriş yapmadınız.

duygu

Profesyonel

  • "duygu" bir kadın
  • Konuyu başlatan "duygu"

Mesajlar: 966

Konum: istanbul

Meslek: ev hanımı

Hobiler: hat ve ebru sanatı, tasarım, araştırmak ve farklılık.ney çalmak

  • Özel mesaj gönder

1

08.09.2007, 10:29

yeni kapının hikayesi

4. Murat devri. Padisah tarafindan, mey (sarap), afyon ve fal bakmak yasaklanmis. Istanbul'da bütün meyhaneler ve keshaneler "underground" takilmaya baslamis. 4. Murat bi gece, tebdil-i kiyafet Istanbul'a indiginde, karsiya geçmeye karar verip bi sandal kiralamis.

Sandalci müsterisinin sultan oldugunu bilmiyomus tabii. Bi ara, sandalin yanindan sarkan bi ipi çekmis. Ipin ucunda bi testi! Sultan, "Ne var o testinin içinde?" diye sormus. Sandalci "Ne olacak, mey iste" diye gülerek müsterisine ikram etmis. Her ne kadar yasaklamis olsa da, 4. Murat'in alkolle arasinin iyi oldugu bilinir. Ikrami kabul etmis ama yine de, "Mey yasak. Hünkarimiz görse kafani vurdurtur diye korkmuyo musun?" diye sormaktan da geri kalmamis. Sandalci da haliyle, "Yahu hünkar ner'den görecek bizi denizin ortasinda" demis.

Aradan biraz zaman geçmis. Sandalci bu kez de, teknenin tahtalarindan birini kaldirip aradan afyon çikarmis ve nargilesine atarak körüklemeye baslamis.

Gönlü zengin adam, hemen müsterisine de ikram etmis. Sultan yine kabul etmis ama yasagi gene hatirlatmis. Sandalci ayni sekilde, "Kim görecek ki bizi denizin ortasinda" demis. Biraz daha vakit geçmis. Bizim sandalci cebinden fal taslarini çikarmis. Hünkara, "Ver 5 akçe de falina bakayim" demis. Fal 4. Murat'in en kizdigi seymis, ama "Hadi biraz daha sabredeyim" diye düsünüp, "Bak bari" demis.

Fal taslarini elinde çalkalayip atan sandalci, "Efendi, sorunu sor bakalim" demis. 4. Murat, "Hünkar su anda nerededir?" diye sormus. Sandalci taslara bakip "Hünkar su an denizdedir" demis. 4. Murat güya endiselenmis havalarina girip, "Sakin yakinimizda bi yerde olmasin" diye sormus sandalciya ve tekrar iyice bakmasini söylemis. Sandalci taslara tekrar bakmis ve birden, 4. Murat'in ayaklarina kapanip, "Affet beni hünkarim " diye yalvarmaya baslamis. Kiyiya dönene kadar yalvarmaya devam etmis. Padisah dayanamayip, "Sana bi soru sorucam. Eger bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu aninda vurduracam" demis. Sandalci sevinçle, "Padisahim çok yasa" demis ve merakla soruyu beklemeye baslamis.

4. Murat, sandalciya, "Dönüste Istanbul'a hangi kapidan giricem?" diye sormus. Tabii sandalci hemen itiraz etmis, "Hünkarim, simdi ben hangi kapiyi söylesem, siz baska kapidan girersiniz. Affiniza siginarak, gireceginiz kapiyi bi kagida yazsam ve size versem; kapidan geçtikten sonra okusaniz olur mu?" demis. Hünkar basini "Olur" anlaminda sallayinca, sandalci tahminini yazip kagidi vermis.

4.Murat kagidi alir almaz, daha bakmadan, yanindaki fedaisine, "Hemen boynunu vur su kafirin" emrini vermis. Sonra da, "Surlara yeni bir kapi açila! Istanbul'a oradan giricem" demis çevresindekilere. Kapi 5-10 dakikada açilip, padisah ve erkani sehre girmis. 4. Murat bi ara, sandalcinin kagida hangi kapiyi yazdigini merak etmis. Kendinden çok eminmis, laf olsun diye cebindeki kagida bakmis. Ama okuyunca hayretler içinde kalmis. Sandalci kagida sunlari yazmismis: "Hünkarim, yeni kapiniz vatana millete hayirli ugurlu olsun"

O gün bugündür de iste o kapi, "Yenikapi" olarak aniliyormus.
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen, Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar sus
...

2

10.09.2007, 13:48

Re: yeni kapının hikayesi

Alıntı sahibi ""duygu""

Her ne kadar yasaklamis olsa da, 4. Murat'in alkolle arasinin iyi oldugu bilinir.


ben buraya takıldım...ve küçük bir arama yaparak bu cümlenin buraya yakışmadığı kanaatindeyim...bu hikaye başka sitelerdede var aynı şekilde.. insanlara böyle deklare edilmesi çok üzücü...

ıslâma gönül vermiş, onu ayakta tutmak için canını, malını, bütün varlığını sebil etmiş bir milletti. Onların tek ideâli, tek düşüncesi vardı; o da ıslâmı muhtaç gönüllere ve iklimlere ulaştırmak, bir Peygamber vazifesi olan tebliği en mükemmel şekilde yapmaktı.

ışte bu ruhu ve yüksek ideâli temsil eden Osmanlıyı ve onun temsilcisi durumunda olan padişahları kötü göstermek, şeref ve itibarlarını zedelemek için birtakım sinsî ve açık faaliyetler yapılmaktadır. Bilhassa yabancı tarihçiler ve seyyahlar tarafından kaleme alınan eserlerde bu çeşit itham ve kötülemeleri her zaman bulmak mümkündür.

Bu itham ve suçlamalar cumhuriyete kadar pek itibar görmüyordu. Çünkü halk padişahın nasıl bir şahsiyete sahip olduğunu, nasıl bir yaşayış içinde bulunduğunu biliyor, görüyor ve haber alıyordu. Fakat ne zaman ki Osmanlı, devrini tamamlayıp bir “tarih” olmaya yüz tuttu, işte ondan sonra haklarında söylenmedik kalmadı. Bilhassa cumhuriyet döneminde ortaya atılan birtakım yakıştırma ve ithamlar resmî tarihçiler tarafından kaleme alınınca mesele tamamen çığırından çıktı. Hakikat tersyüz oldu.

Daha çok iki padişah hakkında “içki içtiklerine” dair itham yapılmaktadır: Yıldırım Bayezid ve Dördüncü Murad. Başta yabancı tarihçiler olmak üzere bazı yerli tarihçiler de Yıldırım Bayezid'in Sırp Prensesi olan hanımı Olivera tarafından içkiye alıştırıldığı iddia edilir. Umûmiyetle, o sıralar Anadolu halkını Yıldırım'dan soğutmak için Anadolu Beyleri tarafından çıkarılan bu söylentiler, şeyh Hâmid Aksarayî'nin de kulağına gitmiş olmalı ki, Yıldırım, Bursa'da yaptırdığı Ulu Camii gezdirip nasıl bulduğunu sorduğunda, şeyh, “ıyidir, lâkin dört köşesinde dört meyhane eksiktir” diyerek acı bir üslûpla Padişahı ikaz etmiştir.

Bu kısa vak'a da gösteriyor ki, padişahlar başta şeyhülislâm olmak üzere devrin ulemâ ve meşâyihinin murakabesi altındaydı.

Ayrıca 13 yıllık padişahlığı döneminde Yıldırım'ın keyfe ve eğlenceye vakit bulması da imkânsızdı. Ömrü fetihlerde, savaşlarda ve devamlı askerin içinde geçmiş olan bir insanın, hele Allah için cihada çıkıp ıslâmın yayılması maksadıyla canını dişine alan bir sultanın dininin haram saydığı bir şeyi yapması düşünülebilir mi?

Aynı yakıştırmalar 4. Murad için de yapılır. Bilindiği gibi 4. Murad Bağdat fâtihiydi. ıran'dan gelen karışıklıkları def ederek ıslâm birliğini kurma gayesi için çalışan bir padişahtı. şiîler onu Müslümanların gözünden düşürmek için “ıçki içti,” “Afyon kullandı” gibi iftiralarda bulunmuşlardır. Bunun da aslı-esası yoktur.

Kaynak: Mehmed Paksu Çağın Getirdiği Sorular


şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

duygu

Profesyonel

  • "duygu" bir kadın
  • Konuyu başlatan "duygu"

Mesajlar: 966

Konum: istanbul

Meslek: ev hanımı

Hobiler: hat ve ebru sanatı, tasarım, araştırmak ve farklılık.ney çalmak

  • Özel mesaj gönder

3

10.09.2007, 15:31

sağol ablacım bak gördünmü eger sen dikkat etmeseydin.bizlerde yanlış idrak edecektik az kalsın rabbim senden razı olsun...h.z allah cümlemize mevzunun ehemmiyetini idrak etmeyi nasip etsin.(amin)selametle..
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen, Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar sus
...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir