Giriş yapmadınız.

1

09.04.2005, 08:44

Osmanli´dan inciler

Ağaca Asılan Zekat Parası

Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını

Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:

"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..

Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını.......



ıçi Yivli Toplar

Yavuz Sultan Selim Han'ın Ridaniye Savaşı'nda, ileri görüşlü babası Sultan II Bayezid' ın icadı olan "içi yivli topları kullanarak büyük başarılar elde ettiğini..

Bugün ise bizlerin hala II Bayezid'in bu büyük icadını tarih kitaplarımızda: "Yivli top 1868 de Almanlar tarafından icad edildi" diye okutma gafletini göstererek ecdadımızın kemiklerini sızlattığımızı..



ınsanlığın En Muhteşem Harikası

Osmanlı içtimai yapısı üzerine uzman olan Erlanyen Üniversitesi profesörlerinden Hutterrohta :

"Osmanlı Devleti, geniş topraklarını ve üzerindeki çeşitli kavimleri, Topkapı Sarayı'ndan mükemmel bir şekilde idare ediyordu. O saray da batıdaki en mütevazi bir derebeyinin sarayı kadar bile büyük değildi. Bu nasıl oluyordu?" diye sorulduğunda, Profesör Hutterroht'un:

"Sırrını çözebilmiş değilim. 16. asırda Filistin'in sosyal yapısı üzerinde çalışırken öyle kayıtlar gördüm ki hayretler içinde kaldım. Osmanlı, üç yıl sonra bir köyden geçecek askeri birliğin öyle yemeğinden sonra yiyeceği üzümün nereden geleceğini planlamıştı. Herhalde Osmanlı, devlet olarak insanlığın en muhteşem harikasıdır" diye cevap verdiğini...



Abdülhamid Han'ın ıstihbarat Gücü

Batılı emperyalist güçlerin, Ermenileri piyon olarak kullanıp kışkırtarak Anadolu'da karışıklıklar çıkardığı günlerde, ıngiliz Büyükelçisi'nin Sultan Abdülhamid'e gelip, küstahça: "Daha ne kadar Ermeni öldüreceksiniz?" diye sorma cüretini göstermesi üzerine, Ulu Hakan'ın keskin bakışlarını elçinin üzerine dikerek:

"Filan gün, filan saatte Karadeniz'in filan noktasına yaklaşıp, karaya Ermenileri Türklere karşı silahlandırmak için şu kadar sandık malzeme çıkaran ve komitacılara teslim eden ıngiliz gemisinde, Türk başına kaç silah bulunuyorsa tam o kadar Ermeni öldüreceğiz. " cevabını verdiğini...Sultan Abdülhamid'in bu muazzam istihbarat gücü karşısında ıngiliz elçisinin dehşete kapılarak aptallaştığını...



Pis Kokusundan Dolayı Kovulan Elçi

Veli lakaplı II. Bayezid'in padişahlığı döneminde ıstanbul'a, Moskova kralının elçisi sıfatıyla Mihail Plachtneef isimli birinin geldiğini . . .

Bu adamın, insanı istifra ettirecek kadar pis kokmasından dolayı yıkanması için hamama götürüldüğünde, bu keferenin hayatında hiç hamam görmemiş olup yıkanmak ve çamaşır değiştirmek adetine aşina olmadığı ve kimse ile görüştürülmeden pisliğinden dolayı ıstanbul'dan kovulduğunu...

BıLıYORMUYDUNUZ ?
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

2

09.04.2005, 12:34

Alıntı

Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını.......

Hayert doğrusu.şimdi bu mümkün müdür acaba?ınsanlar nasıl bu kadar bozulabildi anlamıyorum...

Alıntı

Bugün ise bizlerin hala II Bayezid'in bu büyük icadını tarih kitaplarımızda: "Yivli top 1868 de Almanlar tarafından icad edildi" diye okutma gafletini göstererek ecdadımızın kemiklerini sızlattığımızı..

ınsan yaşadıkça neler duyuyor.Geçte olsa artık gerçeği biliyoruz..ALLAH RAZI OLSUN ....Hayırla...

Mesajlar: 80

Konum: britanya (galler bolgesinden)

Meslek: saglikci

Hobiler: okumak kamp; yazmak, seheyat etmek, muzik & ilahi ve benzeri dinlemek ve en onemlisi dinime olan sonsuz lgi ve istek.

  • Özel mesaj gönder

3

01.02.2006, 16:47

Allah razi olsun Tek kelimeyle sahane olmus

4

15.03.2006, 13:16

Osmanli döneminde cuma namazi vakti esnaflar vs. dükkanlarini acik birakipta öylece cuma'ya gitiklerini kim biliyor ?

5

31.01.2007, 18:07

Bediüzzaman, Emirdağı'nda ikamet ederken istediği 50 tane Zülfikar mecmuasını, Hasan Kurt´un sırtında 45 kilometre taşıdığını biliyor muydunuz?

Buyrun kendi dilinden dinleyelim:

Hasan Kurt: "Bediüzzaman, Emirdağı'nda ikamet ederken 50 tane Zülfikar mecmuası istemiş. Hüsrev Ağabey risaleleri postaneden gönderirdi. Postaneye yeni atanan müdür, "Osmanlıca ne gelirse sevk etmeyin. Hemen imha edin." diye emir vermiş. Postanede çalışan bir arkadaş durumu Hüsrev Ağabey'e iletmiş. Yanına gittiğimde meseleyi bana aktararak "Eğirdir'de Ali Savlak isminde bir ağabeyimiz var, risaleleri oraya göndermek istiyorum." dedi. "Benim kabadayı bir atım var, onun heybesine risaleleri doldurur götürürüz." dedim. Hüsrev Ağabey, "Evvela tedbirli olacağız. Jandarma veya bekçi görse atın üzerinde bir şey taşındığını, hesap soruyor. Sen bunları sırtında götüreceksin Eğirdir'e." dedi. 50 kitap; bir tanesi 1,5 kilo geliyor, 40-45 kilometre Isparta ile Eğirdir arası. Normalde onu taşıyamazsın; ama Allah öyle bir inayet veriyor ki, idam olacakmışsın, hapse girecekmişsin hiç aklına bile gelmiyor. Yola çıkarken "Bunları götürürken asfalta çıkmayacaksın. Dağ-taş ne gelirse asfalta 100 metreden fazla yaklaşmayacaksın." diye tembihte de bulundu. Sırtıma yükledim kitapları, sanki 5 kilo gibi geldi. O zaman 30'lu yaşlardayım. Yükü hiç hissetmedim; ama omuzlarımda terden köpük çıkmış. Isparta'dan sabah 8'de yola çıktım, akşam namazında Eğirdir'e vardım."
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

6

13.11.2007, 03:34

ahhh..kimlerin hakları var üzerimizde..iman kuvveti.. :oops:

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir