Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

28.07.2006, 12:07

sihirli diyetler yerine doğru beslenmeyi öğrenelim

Sihirli Diyetler Yerine Dogru Beslenmeyi Öğrenelim...
Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Türkiye’de de obezite (aşırı şişmanlık) hastalığı giderek yaygınlaşıyor.

Teknolojinin gelişmesiyle daha hareketsiz bir yaşam, bununla birlikte vücudun harcayamayacağı kadar çok yeme ve fast food (ayakta hızlı yemek), gıda tüketiminin artması bu durumun başlıca sebepleri. şişmanlık, beraberinde birçok hastalığı da getirdiği için modern dünyanın en önemli sorunlarından biri artık. Beslenme uzmanları obez olmamak için düzenli ve dengeli beslenmeyi, aktif, hareketli bir hayat sürmeyi öneriyor öncelikle. Uzmanlar sağlıklı beslenme için ‘Akdeniz tipi’ denilen bol sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeyi tavsiye ediyor.

ıstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ıç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görevli beslenme uzmanı Dr. Zeynep Koç, obeziteyi vücutta fazla yağın birikmesi şeklinde tanımlıyor. şişmanlıkla fazla kilolu olmayı ayırmak gerektiğini belirten Zeynep Koç, “Bazı insanların kas yapısı gelişmiştir. Kilosu fazladır; ama ona şişman diyemeyiz. Mesela Japonların ünlü sumo güreşçilerinde kas vardır, yağ yoktur. şişmanlık vücuttaki yağ dokusunun artması demektir.” diyor.

Uzmanlar şişmanlığı iki tipe ayırıyor: Elma tipi denilen karın bölgesinde yağ biriken şişmanlık en tehlikeli olanı. Bu tip şişman kişilerin kalp damar hastalıklarına yakalanma riski çok daha fazla. Armut tipi denilen şişmanlık ise basen bölgesinde yağların birikmesidir. Kadınlarda daha çok görülen bu tip yağlanmanın hastalık açısından çok fazla riski yok. Dr. Zeynep Koç, şişmanlığı estetik bir kaygıdan ziyade artık kronik bir hastalık olarak tanımlamak gerektiğini vurguluyor. Bu yüzden tedavisinin ömür boyu devam etmesi gerekiyor. Nasıl diyabetik (şeker hastalığı olan) bir kişi ömür boyu yaşam tarzına dikkat etmek zorunda ise şişman olan kişi de yaşam tarzına, beslenme şekline ömür boyu dikkat etmeli. Bu yüzden 3-5 haftalık, birkaç aylık sihirli diyetlere kalkışmamak, tedavi için beslenme düzenini tamamen değiştirmek en doğrusu.

şişmanlık, başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere birçok ağır hastalığı beraberinde getiriyor. Kötü diyabet denilen şeker hastalığının oluşma riski şişman kişilerde oldukça yüksek oranda görülüyor. şişmanlık kanser oluşturabiliyor, depresyona sebep olabiliyor, kadın hastalıkları oluşabiliyor. Eklem hastalıkları, artritler, bel fıtıkları şişman kişilerde daha çok görülüyor. Hormonal bozuklular, kadınlarda âdet bozuklukları gibi çok fazla hastalığa şişmanlık sebep oluyor. Son yıllarda dünya ile birlikte Türkiye’de de obez sayısı arttı. Kadınların yüzde 30’unda, erkeklerin yüzde 20’sinde şişmanlık görülüyor. Bunun çok yüksek bir oran olduğuna dikkat çeken Zeynep Koç, bu durumun sebeplerini şöyle anlatıyor: “Bugünkü yaşam şekilleri insanları hareketsizliğe yönlendiriyor. Pek çok aleti sadece parmaklarımızla kullanarak birçok işimizi yapıyoruz. Eskiden çamaşır bulaşık makinesi yoktu. Bu işler elde yapılıyordu. Eskiden bağ-bahçe işleriyle uğraşanların sayısı daha fazla idi. Üreten bir toplumdan tüketen bir toplum haline dönüştük. şehirleşme oranı da arttı ve şehirde bu tür işler yok. Her yere araçla gidildiği için uzun yürüyüşler yapmak gerekmiyor. Obezitenin oluşmasında en önemli sebeplerden biri hareketsizlik. ıkincisi yanlış beslenme. Ekonomik duruma bağlı olarak fast food tarzı beslenmeye yönelme arttı. Başka bir neden de genetik olabilir. Ailede şişman kişi varsa diğerlerinde de olabilir. Hormonal bozukluklara bağlı olarak da şişmanlık gelişebilir.”

şişmanlamamak için...

Normal bir insan şişmanlamamak için ne yapmalı? Öncelikle dengeli ve doğru beslenmenin nasıl olacağını bilmek lazım. Eğitim ailede başlıyor. Anne sütü ile birlikte çocuklarda damak tadı gelişiyor. Bebek 6 aylıktan sonra çeşitli ek gıdalara geçilince yemek zevki ve kültürünü öğreniyor. Daha sonraki dönemlerde çocuk ailede gördüğü ile gelişiyor ve öğrendiği alışkanlıklarını devam ettiriyor. Düzgün ve dengeli beslenmeyi çocuğa öğretmek lazım. Ailenin verdiği eğitim okulda ve çevrede de desteklenmeli. Ebeveynler de dengeli beslenerek çocuklara örnek olmalı. Yaşam tarzını belirlemeli. ‘Haftada belli zamanları kendime ayırıp aktivite yapacağım’ diye karar vermeli ve uygulamalı. Bunlar, yürüyüş yapmak, spor salonuna gitmek, evde bazı aktiviteler yapmak olabilir. En azından işten eve gelirken iki durak önce inip biraz yürüyüş yapmak hayatınızda çok şey değiştirecektir. Daha şişmanlık oluşmadan sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturulursa şişmanlığın önüne geçilebilir.

Bunlardan uzak durun

En başta yağlı yiyeceklerden sakınmalı. Çünkü vücudumuzda zaten bir miktar yağ var. Bir de görünmez yağlar dediğimiz et, peynir, süt, yoğurt, tavuk ile bir miktar doymuş yağ alıyoruz. Yemeklere de bir miktar zeytinyağı ve çiçek yağı koyunca yağ ihtiyacımızı gidermiş olacağız. Özellikle yağda kızartma ve kavurmalardan uzak durulmalı. Yemekleri haşlama, ızgara, fırın ve tencere yemekleri şeklinde yapalım. Salam, sucuk, sosis gibi çok yağlı şarküteri ürünlerini kullanmayalım. Sebze ve meyveye çok ağırlık verilmeli. Günde 5-6 porsiyon alınmalı.

Sihirli diyetlerden ümidinizi kesin

şişman kişilerin yaptığı en büyük yanlışlardan biri medyada sürekli öne çıkarılan, kulaktan kulağa yayılan bir hafta, 10 gün veya en uzunu bir ay süren sihirli diyetleri yapmaya kalkışmak. Bunlardan birini uygulayarak belki kilo verilebilir. Çünkü aldığınız kalori, yaktığınız kaloriye eşitse kilonuz değişmez. Aldığınız kaloriyi sabit tutup harcadığınız kaloriyi artırdığınız zaman veya aldığınız kaloriyi azalttığınız takdirde kilo verirsiniz. Ama diyet süresi bitip de eski alışkanlıklara döndüğünüz zaman verilen kilonun daha fazlası geri alınıyor. ‘Verdiğim kiloda sabit kalırım, yeter ki bir kere vereyim’ diyenler ise hiç de öyle olmadığını bilmeli. Çünkü çok sınırlı gıdalarla yapılan böyle bir diyeti vaktinden daha uzun süre devam ettirmek hem mümkün değil hem de sağlıklı değil. Verilen süre bitip yiyecekler çeşitlendiği zaman da verilen kiloların geri gelmesi kaçınılmaz. Çünkü, bu diyetlerle vücuttaki yağlar aynen yerinde dururken kas dokusu eriyor. Zayıflamak için en iyi yöntem daha uzun süreli hedefler koyarak, hayat boyu doğru ve her besinden dengeli beslenmeyi amaç haline getirmektir.

Sofradaki çeşitleri azaltın, tabakları küçültün

şişmanlıktan kurtulmanın ve sağlıklı beslenmenin bir irade meselesi olduğunu ifade eden Zeynep Koç, yeme isteğini kontrol edebilmek için sofradaki yemek çeşitlerini azaltmayı, tabakları küçültmeyi öneriyor: “Öğünlerimizde çeşit çok fazla. Geleneksel yemeklerimize ve kültürel özelliklerimize de sahip çıkmamız lazım; ama bunu yaparken porsiyon miktarlarını çok iyi ayarlamalıyız. Eskiden yağlı yemekler yeniyormuş evet ama kişi aynı zamanda birçok aktivitede bulunuyormuş. Günümüzde bu yok. Öğünlerde mümkün olduğu kadar porsiyon miktarı azaltılmalı. Akdeniz beslenme piramidindeki düzen uygulanır, dengeli ve az beslenilirse ihtiyacımız zaten karşılanır. Sofralarımızda salatalara, yeşil yapraklı sebzelere çok ağırlık verelim. Domates, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, Brüksel lahanası, karnabahar, lahana, yeşil soğan, sarımsak, ceviz, badem; magnezyum ve çinko gibi antioksidan maddeleri içerirler.”

Beyaz ekmek-kepekli ekmek

Beyaz ekmek, buğdayın tamamen arındırılmış şekli, tamamen nişastası kalmış oluyor. Bembeyaz daha lezzetli geliyor bize; ama tamamen nişasta almış oluyoruz. Halbuki buğdayda B vitaminleri var ve çok iyi bir protein içeriyor. Yüzde 8 kadar protein var. Beyaz ekmek yiyince bunlardan mahrum kalıyoruz. Buğday unundan yapılmış, buğdayın tam kendisinden yapılmış ekmekleri tüketelim. Asıl esmer ekmek faydalıdır.

Akdeniz beslenme piramidi

Dr. Zeynep Koç, en sağlıklı beslenme şekli olarak Akdeniz beslenme piramidini öneriyor. Bu piramidin en altında en geniş yeri kaplayan tahıllar yer alıyor. Tahıllar B vitaminlerini içeriyor. Bunun üstünde sebze ve meyveler yer alıyor. Bunlardan günde 5-6 porsiyon yenirse vücuda gerekli vitamin ve mineraller alınmış olacaktır. Akdeniz beslenme tarzında mutlaka zeytinyağı vardır.



Ailem Dergisi/Zaman

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir