mahiyet olarakmı sıfat olarakmı? soruyu şöyle düzelteyim Allah zatıylamı isimleriylemi varlıkların yanındadır?
ınsanın, câmiiyeti ve şecere-i kâinatın en münevver meyvesi olduğundan, bütün kâinatta cilveleri tezâhür eden Esmâ-i Hüsnâyı birden âyine-i ruhunda gösterebilmesi cihetiyle, Cenâb-ı Hak,
tecellî-i Zâtıyla ve Esmâ-i Hüsnânın âzamî mertebede nev-i insanın mânen en âzam bir ferdine tecellî-i âzam tezâhür eder (Sözler, s:517)
Meselâ, -1-, bir padişahın çok isimleri içinde "kumandan" ismi çok mütedâhil dairelerde tezâhür eder. Serasker daire-i külliyesinden tut, müşiriyet ve ferikiyet, tâ yüzbaşı, tâ onbaşıya kadar geniş ve dar, küllî ve cüz'î dairelerde de zuhur ve tecellîsi vardır. şimdi, bir nefer hizmet-i askeriyesinde onbaşı makamında tezâhür eden cüz'î kumandanlık noktasını mercî tutar, kumandan-ı âzamına şu cüz'î cilve-i ismiyle temas eder ve münâsebettar olur. Eğer asıl ismiyle temas etmek, onunla o ünvan ile görüşmek istese, onbaşılıktan tâ serasker mertebe-i külliyesine çıkmak lâzım gelir. Demek, padişah, o nefere ismiyle, hükmüyle kanunuyla ve ilmiyle, telefonuyla ve tedbîriyle ve eğer o padişah, evliyâ-i abdâliyeden nurânî olsa,
bizzat huzuruyla gayet yakındır; hiçbir şey mâni olup, hâil olamaz. (16.Söz, s:182)