Kur'ân'ın herbir âyeti, birer necm-i sâkıp gibi, i'câz ve hidâyet nurunu neşr ile küfrün zulümâtını nasıl dağıttığını görmek, zevk etmek istersen, kendini o asr-ı câhiliyette ve o sahrâ-i bedeviyette farz et ki, herşey zulmet-i cehil ve gaflet altında perde-i cümûd ve tabiata sarılmış olduğu bir anda, birden, Kur'ân'ın lisân-ı ulviyesinden
[img:386:41]http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/sozl1/b624.gif[/img]
gibi âyetleri işit, bak. O ölmüş veya yatmış mevcudât-ı âlem [img]http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/sozl1/b625.gif [/img] sadâsıyla işitenlerin zihninde nasıl diriliyorlar, hüşyâr oluyorlar, kıyam edip zikir ediyor
Evet, o zamandan beri nurunu neşreden ve mürûr-u zaman ile ulûm-u müteârife hükmüne geçen ve sâir neyyirât-ı ıslâmiye ile parlayan ve Kur'ân'ın güneşiyle gündüz rengini alan bir vaziyet ile; yahut sathî ve basit bir perde-i ülfet ile baksan, elbette herbir âyetin ne kadar tatlı bir zemzeme-i i'câz içinde, ne çeşit zulümâtı dağıttığını hakkıyla göremezsin ve birçok envâ-ı i'câzı içinde, bu nev-i i'câzını zevk edemezsin."
Cin süresi'nin iniş sebebine bakın derim.
ıniş sebebinin nakillerine bakarsanız. Genellikle cahiliye döneminde insanlar daha üstün oldukları halde (hak katında yaradılışça) cinlere tehelikeli yerlere gelince sığınırlarmış... Bu çok büyük bir cehalettir. şu misal ile belki o zaman ı tehayül edemezsenizde tehayülüne yanaşırsınız.
.......................................................
Soruda belirtildiği gibi, cahiliye devrindeki insanlar yolculuklarında bir vadiye uğradıkları zaman, oranın emiri, reisi olarak düşündükleri cinlere sığınıyorlardı.
“Bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler”(Cin, 72/6) mealindeki ayette bu gerçeğe işaret edilmiştir.
ıslam döneminde, Hz. Peygamber (a.s.m), insanlarını cinlere değil, Allah’a sığınmalarını emretmiştir. Kaynaklarda, belli bir dua yerine, “Allah’a sığınma” ifadesine yer verilmiştir. (bk. Taberî, ıbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri).
Zayıf bir rivayete göre, ıbn Abbas şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (a.s.m) şöyle buyurdu: - Sizden bir kimse, yalnızlıktan gelen bir korkuya kapılırsa veya cinlerin bulunduğu(nu düşündüğünüz) bir mekâna uğrarsa şu duayı okusun:
“EUZU Bı KELıMATıLLAHı’T-TAMMATı’L-LETÎ LA YUCAVıZUHA BıRRUN VELA FACıRUN MıN şERRı MA YELıCU Fı’L-ARDı VE MA YAHRUCU MıNHA VE MA YENZıLU MıNE’S-SEMAı VE MA YARUCU FıHA VE MıN FıTENı’N-NEHARı VE MıN TAVARıKI’L-LEYLı ıLLA TARıKAN YATRUKU Bı HAYR”(bK. Alusî, ilgili ayetin tefsiri).
Tercümesi; “Ne bir iyi ne de kötü kimsenin önüne geçemeyeceği o tastamam kelimelerle; yerin / toprağın altına giren, yerin / toprağın altından çıkan, gökten inen (misal lut kavmi yağmur yağacağını sandığı bulutlardan helak oldular), göğe çıkanların, gündüz fitnelerinin ve –hayır / iyilik ile gelenler dışında- geceleri ortaya çıkanların şerrinden Allah’a sığınırım”
Selam ve dua ile...
Sorularla ıslamiyet Editör
-------------------------------------
Özetle kur an ve sürelerinin iniş sebebini öğrenirseniz o zamana daha fazla gidebilirsiniz.Diğer soruların cevabı fazlası ile verilmiş.