REMıZ
Arkadaş! Nefiste öyle dehşetli bir nokta ve açılmaz bir ukde var ki, zıtları birbirinden tevlid eder. Ve aleyhte olan herbirşeyi lehte zanneder. Meselâ, güneşin eli sana yetişir, ziyasıyla başını okşar. Fakat, senin elin ona yetişemez. Ve senin keyfin üzerine hareket etmez. Demek, şemsin sana karşı iki ciheti vardır: biri kurb, diğeri bu'd. Eğer senin ondan baîd olduğun cihetle "O bana tesir edemez" ve onun sana karîb olduğu cihetle "Ona tesir edebilirim" desen, cehlini ilân etmiş olursun.
Kezâlik, Hâlıkla nefis arasında da bir kurb ve bu'd vardır. Kurb Hâlıkındır, bu'd nefsindir. Eğer nefis uzaklığı cihetiyle enâniyetle Hâlıka bakıp "Bana tesir edemez" diye bir ahmaklıkta bulunursa, dalâlete düşer. Ve keza, nefis mükâfatı gördüğü zaman "Keşke ben de öyle yapaydım, böyle olaydım" der. Mücâzâtın şiddetini de gördüğü vakit, teâmî ve inkârla kendisini tesellî eder.
Ey ahmak nokta-i sevda! Hâlıkın ef'âli sana nâzır değildir. Ancak Ona bakar. Kâinatı senin hendesen üzerine yapmış değildir. Ve seni hilkat-i âlemde şahit tutmamıştır. ımam-ı Rabbânî'nin (r.a.) dediği gibi: "Melikin atiyelerini, ancak matiyyeleri taşıyabilir."
konunun geçtiğim remiz de nefsin içinde bulunduğu ahvaller belirtilmiş.
ve bunlardan sıyrılmanın akılla olmadığı,iradi olarak nefsinin önüne perde çekme arzusunda olanlara Yüce Allah ın istikamet vereceği ve zaten kainatı yaratırkende Rabbimizin bizim nazarlarımıza ve fikrimize danışmadığı dolayısı ilede huzurdaki yerimizi bilmemiz gerektiği işaret ediliyor.
iradi arzusu ile günahlardan sakınmaya çalışan ve heva ve heveslerinden Rabbinin rızası için uzak durma arzusunda olanlara Yüce Allah yardım ediyor ve istikamette tutuyor.ve bu çevirmeden sonra Esmai-ılahinin tecellilerini gösterme Malikül Mülk olan Allah ın atiyelerini(hediyelerini) taşıma liyakatine eriyor. elbette buda tekbaşına şahsi liyakatten değil, niyeti halis olanlara Rablerinin yardım etmesi ile oluyor.
ben de bunu anladım..
bereket böyle birşey.Rabbim tamamını idrak etmeyi nasip etsin..
Amin.Amin.Amin..