Giriş yapmadınız.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

21

14.03.2005, 21:13

selamın Aleykum kardeşler

bizabilerle ders yaparken bir hadise dayanarak ustad ın 2116 veya 2125 tarihini cıkarttıgını soylemişlerdi tam aklımda kalmadı ama isterseniz tekrar sorabilirim yerini de ogrenirim
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

22

14.03.2005, 23:46

alkan_unal kardeşin aradığı yer şu adresteki olabilir.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

23

15.03.2005, 17:55

--Bir zaman Benî-ısrail âlimlerinden bir kısmı huzur-u Peygamberî'de surelerin başlarındaki ³l³Q´[´Z³6 ö³v³7!ö gibi mukattaat-ı hurufiyeyi işittikleri vakit, hesab-ı cifrî ile dediler: "Ya Muhammed! Senin ümmetinin müddeti azdır." Onlara mukabil dedi: "Az değil." Sair surelerin başlarındaki mukattaatı okudu ve ferman etti: "Daha var." Onlar sustular. (şualar s.712)

--Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm bazı hadîslerle ümmet-i Muhammediyenin (A.S.M.) ömrünün binbeşyüz seneyi pek geçmeyeceğini söylüyor. O zamana kadar da ümmet-i Muhammediyenin (A.S.M.) ve dünyanın hayatında mühim tesir yapacak büyük tarih hâdiselerini, "Kıyamet alâmetleri" diye haber veriyor. (şualar.ahmed feyzi'nin müdafaası)

hem kastamonu lahikasında bununla ilgili birkaç mektup var.
Hazırlanınınz! Başka daimi bir memlekete gideceksiniz.öyle bir memleket ki bu memleket ona nisbeten bir zindan hükmündedir.

24

15.03.2005, 23:00

evet abdülkadir kardeşin verdiği yerde o tarihler geçiyor

25

16.03.2005, 07:50

Sorularla ıslamiyet'e sordum, cevap geldi;

Alıntı

Kıyametin akşam vakti kopacağına dair hadis var mıdır, varsa senedi ve sıhhati nedir? Ben şöyle bir hadis buldum : Ebu Hüreyre'den rivayet edilen başka bir hadiste de: ".....Bir de kıyamet Cum'a günü kopacaktır." buyurulmuştur. (Müslim, Cumua, 5)

Değerli kardeşim! Peygamber efendimiz ( a.s.m ) “Biz şu anda ikindi vaktindeyiz. Kıyamet akşam vakti Kopacaktır” diye buyurmaktadır. Bunun hakikati ise şöyledir.

Gün, sene, insan ve kainat birbirini hatırlatır, birbirinin numunesidir.

Mesela, gün, sabah vakti doğarken, sene bahar vaktinde, insan ana rahminde, kainat ise 6 günlük yaratılış safhasından 1. gününde doğmaktadır.

Günün öğle zamanı ise, senenin yaz ortası, insan ömrünün gençliği, kainatında ınsanın yaratılmasının vaktini hatırlatır.

ıkndi vakti, yazın son demlerini, ihtiyarlık vaktini, ve ahirzaman Peygamberi ( a.s.m )nin dünyaya teşriflerini hatırlatır.

Akşam vakti, güzü, insanın ölümünü, kainatın tahribi olan kıyameti andırır.

Bundan dolayı, kıyametin akşam vaktinde kopması, günün akşam vakti olarak değilde, kainatın akşam vakti olarak anlaşılması gerekir.

Semavat ve arzın 6 günde halk edilmesini 6 devir olarak anlıyoruz.

ınsan anne karnında 6 safhada yaratıldığı, dünyada ve berzahda 6 dönem geçirdiği gibi, 1 gün de 6 dönem ve devir geçirerek diğer güne geçiyor. Hatta her şeyin doğumu, kemali, ihtiyarlığı, ölümü, berzahı, unutulması gibi 6 devir geçirdiğini söylemek mümkündür.

Semavat ve arzın 6 günde halk edilmesine gelince:
ılk yaratılış 1. gün ve devir.
Hz. Adem’in yaratılışı 2. gün ve devir.
Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamın gönderilmesi 3. ve gün devir.
Dünyanın kıyamet başlangıcındaki harabiyeti 4. gün ve devir.
Bu imtihan dünyasının kıyamet ile bütün bütün kapanması 5. gün ve devir.
Dünyanın kıyametinden haşir sabahına kadar geçen dönem ise 6. gün ve devir.

Demek ki 6 gün kainatın ilk doğuşundan ve yaratılışından, haşir sabahına kadar geçen zaman, devir ve dönemi içine almaktadır.

Bütün zamanlar haftalık bir saat gibi düşünülürse bu saatin 6 günü bu alemde geçiyor. 7. günü ise haşrin baharından sonsuza kadar gidecektir.

ışte Cuma günü kıyametin kopması da kainatın altıncı devri ve dönemi demektir.

Selam ve dua ile...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

26

16.03.2005, 09:06

devirler yoruma açık olsa da cevap fena değil.

fakat yine de üzerinde tartışmak lazım.

saygılar

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

27

16.03.2005, 12:52

Selamın Aleykum

ya gerçekten o hadis cok farklı manalarda taşıyabilir...mesela dünyada insan hayatı 5 devir oolabilir ve biz sonuncusu ve en şanslısıyız aklımda bole birşeyler kaldı...yani biz akşam ehli oluruz bu şekilde...Lâ ya’lemu’l-ğaybe illâllah...

kardeşler eğer ustadın tahmini doğru cıkarsa herkes rahatlasın kıyamet başımıza patlamıcak :lol: :lol: :roll:
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

mihmandar

Orta Düzey

Mesajlar: 260

Konum: ANKARA

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

28

16.03.2005, 14:23

Alıntı

Bundan dolayı, kıyametin akşam vaktinde kopması, günün akşam vakti olarak değilde, kainatın akşam vakti olarak anlaşılması gerekir.

Ben de buna benzer şekilde düşünüyordum. Tevafuk etmiş..

Alıntı

Peygamber efendimiz ( a.s.m ) “Biz şu anda ikindi vaktindeyiz. Kıyamet akşam vakti Kopacaktır” diye buyurmaktadır.


Bu hadis, mananın bu şekilde olduğunu açıkca gösteriyor. Keşke kaynak ta verseydiler. Teşekkürler @Abdulkadir Said kardeş.

29

16.03.2005, 14:37

Meselâ fecir zamanı-tulûa kadar-evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı mâdere düştüğü âvânına, hem semâvât ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuûnât-ı ılâhiyeyi ihtar eder.

Zuhr zamanı ise yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline, hem ömr-ü dünyadaki hilkat-i insan devrine benzer ve işaret eder. Ve onlardaki tecelliyât-ı rahmeti ve füyüzât-ı ni’meti hatırlatır.

Asr zamanı ise güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem âhirzaman Peygamberinin (Aleyhissalâtü Vesselâm) Asr-ı Saadetine benzer. Ve onlardaki şuûnât-ı ılâhiyeyi ve in’âmât-ı Rahmâniyeyi ihtar eder.

Mağrib (akşam) zamanı ise, güz mevsiminin âhirinde pekçok mahlûkatın gurûbunu, hem insanın vefâtını, hem dünyanın Kıyâmet ibtidâsındaki harâbiyetini ihtar ile, tecelliyât-ı Celâliyeyi ifham ve beşeri gaflet uykusundan uyandırır, ikaz eder.

ışâ vakti ise, âlem-i zulümât, nehar âleminin bütün âsârını siyah kefeni ile setretmesini, hem kışın beyaz kefeni ile ölmüş yerin yüzünü örtmesini, hem vefât etmiş insanın bakıye-i âsârı dahi vefât edip nisyan perdesi altına girmesini, hem bu dâr-ı imtihan olan dünyanın bütün bütün kapanmasını ihtar ile, Kahhâr-ı Zülcelâlin celâlli tasarrufâtını ilân eder.

Gece vakti ise hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı ifham ile, ruh-u beşer rahmet-i Rahmâna ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Ve gecede teheccüd ise, kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, ikaz eder. Ve bütün bu inkılâbât içinde, Cenâb-ı Mün’im-i Hakikinin nihayetsiz ni’metlerini ihtar ile, ne derece hamd ve senâya müstehak olduğunu ilân eder.

ıkinci sabah ise, sabah-ı haşri ihtar eder. Evet, şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı ne kadar mâkul ve lâzım ve kat’î ise, haşrin sabahı da, berzahın baharı da o kat’iyettedir.

Demek bu beş vaktin herbiri, bir mühim inkılâb başında olduğu ve büyük inkılâbları ihtar ettiği gibi, kudret-i Samedâniyenin tasarrufât-ı azîme-i yevmiyesinin işaretiyle hem senevî, hem asrî, hem dehrî Kudretin mu’cizâtını ve Rahmetin hedâyâsını hatırlatır. Demek asıl vazife-i fıtrat ve esâs-ı ubûdiyet ve kat’î borç olan farz namaz, şu vakitlerde lâyıktır ve ensebdir.


9.Söz, s. 46, Yeni Asya Neşriyat
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

30

16.03.2005, 15:55

abdülkadir kardeşim;

allah razı olsun. çok güzel bir nakil oldu.

kıyametin akşam vakti olması hususndaki hadisi Hz.Üstad açıklamış.

bu noktada Risale-i Nurun önemli bir özelliği ortaya çıkıyor.

zamanında Risale-i Nurdan (Mesnevi-i nuriye olsa gerek) bir arap aliminin eline geçmiş. O alim zat kitabı okuyunca "Bu eser ayet ve hadis mealleri ile dolu" demiş.

onun gibi Risale-i Nur baştan aşağıya ya hadis meali, ya ayet meali, veya ayet ve hadis tefsiri ile doludur. Eğer dikkatli bakılsa bir çok müşkil meselenenin Nurlarda halledilmiş olduğu görülür.

saygılar

31

16.03.2005, 16:23

cümlemizden abi,

bi nakil daha yapayım o zaman,

Son şahitler, Cilt 3, "Salih Özcan" bahsi

"Ali Ekber şah'ın Üstadı ziyareti"

"O sıralarda Türkiye'ye Pakistan Maarif Nâzır Vekili Seyyid Ali Ekber şah gelmişti. Cihan Palas Otelinde kalıyordu. Tevfik ıleri, misafirin Üstadı ziyaret etmek istediğini, bizim alâkadar olmamızı, ancak kimsenin duymamasını söyledi.

"1952 yılında idi. Mehmed Gemalmaz'la birlikte misafiri de alıp Emirdağ'a gittik ve bir otele indik. Üstadın acele bizi beklediğini bildirdiler. 'Hemen gelsinler' demiş. Beraberce gittik. Üstad, Ali Ekber şah için bir sandalye istedi. Hamza Emek hemen bir sandalye tedarik edip geldi. Üstad, 'Seyyid Salih tercümanlık yapsın' diyerek benim tercümanlık yapmamı emretti. Konuşmasında, Risale-i Nur hareketini ve hizmetlerini, ıslâm dünyasının durmunu anlattı. Ben tercüme ediyordum. Ancak mevzu gittikçe derinleşiyordu. Öyle bir noktaya geldi ki, ben tercüme etmekte güçlük çekmeye başladım, hattâ işin içinden çıkamaz oldum. Bu sırada Üstad iki dizinin üzerine doğruldu ve çok fasih bir Arapça ile konuşmaya başladı. Ben öylesine fasih ve beliğ bir Arapça konuşma dinlemedim.

"Seyyid Ali Ekber şah, 'Beni talebeliğe kabul eder misiniz?' dedi. Üstad ona, 'Seni yirmi senelik kardaşlığa kabul ediyorum' cevabını verdi. Üstadı Pakistan'a davet etti. Orada kendi emrine her türlü imkân, rayo istasyonu ve matbaa tahsisi edebileceklerini söyledi. Üstad buna karşılık şöyle cevap verdi:

"Kardaşım, Ali Ekber şah! Bu hizmetleri göğüs göğüse yapmak icap ediyor. Siperin arkasında hizmet olmaz. Esas hastalık burada başladı. Ben Mekke'de de olsam buraya gelirdim. Asıl hizmet buradadır, cephe buradadır.'

"Üstad Hazretleri Ali Ekber'e eserlerinden verdi. Osman Çalışkan ve Dr. Tahir Barçın'la birlikte Üstadın yanından ayrıldık.



"Ali Ekber şah'ı uğurlama"

"Seyyid Ali Ekber şah, Üstadı ziyaretten son derece memnun olmuştu. Devamlı olarak, bu ziyaret imkânını bahşettiği için Allah'a hamdediyordu. O geceyi beraberce otelde geçirdik. Üstad hakkındaki kanaatlerini sordum. 'Bu zat sırf Kur'ân'dan konuşuyor. Bu kadar fasih ve beliğ olarak Kur'ân lisanını konuşan sadece bu zatı gördüm' diye cevap verdi.

"Sabahleyin Üstadın yanına gittim. Bana, 'Keçeli, keçeli! Bu zatın devlet adamı olduğunu söylemedin. Görüşmemiz yeter' deyince ben çok üzüldüm. Adam, Üstadı tekrar ziyaret etmek istiyordu. Üstad kabul edemeyeceğini söyleyince, 'Eyvah, bir daha göremeyecek miyim?' diye ağlamaya başladı.

"Emirdağ'dan otobüsle ayrılacağımız sırada, bir de baktık ki, Üstad onu uğurlamaya gelmiş. Otobüste yan yana oturdular. Yedi-sekiz kilometre kadar beraberce gittiler. Ali Ekber tekrar görüşebilmekten dolayı çok memnundu. 'Allah'a şükür, sizi bir daha gördüm' diye seviniyordu.

"Ayrıcalıkları sırada Üstada bir kese altın vermek istedi. Ayrıca bir de ipek kumaş takdim etmek istiyordu. Altının hizmetlerde kullanılmasını, kumaşın da Nur talebelerinin ayaklarının altına serilmesini arzu ediyordu. Üstad uygun bir lisanla kabul edemeyeceğini bildirdi.

"Ali Ekber'i uğurladıktan sonra Zübeyir Ağabey çıkageldi. Üstad Zübeyir Ağabeye hitaben, 'Bir veziri yolcu ettik, başka bir veziri karşıladık' diye iltifatta bulundu.

"Ali Ekber şah, ülkesine döndükten sonra Üstadla alakalı çok sitayişkâr konuşmalar yapmıştı. El-Cumhuriyet gazetesinde de, 'Risale-i Nur, Kur'ân'ın tercümanıdır' diye yazdı.

"O sırada Üstada, Pakistan Dostluk Cemiyetini kurtarmak istediğimizi söyledik. 'Beis yok, kurun' dedi.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

32

17.03.2005, 21:31

allah razı olsun, güzel bir hatırayı bize hatırlattın.

bu hatıra içinde mühim hakikatler gizli.

Üstad Hz.lerinin de işaret buyurduğu gibi Risale-i Nur hizmetleri Üstad zh.lerinden sonra Zübeyr abi cephesinden devam etmiş. Zübeyr abi hüvesi hüvesine hizmeti devam ettirmiş. ondan sonra da bu sır Yeni Asyaya geçmiş.
bu gün hizmet hüvesi hüvesine Yeni Asya tarfından yürütülüyor.

33

17.03.2005, 21:40

amin ecmain.
şöyle denildiğini duymuştum:
"Zübeyr abi hizmetle ilgili meselelerin, düsturların sonraki nesil talebelere aktarılmasında önemli rol oynuyordu, Ahmed Feyzi abi ise bu meşrebin ilmi derinlik isteyen kısmıyla ilgiliydi, diğer abilerin de kendine has özellikleri vardı ve hakeza..."
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

34

06.03.2007, 06:55


Allah razı olsun!
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

SpyOmur

Acemi

Mesajlar: 25

Konum: TARSUS

Meslek: makına Teknisyeni ögrencisi

Hobiler: Bilgisayar/internet/kitap/ insanın kalben tatmin edecek diniyönden herşey ilgili alanımdır

  • Özel mesaj gönder

35

10.03.2007, 20:31

Alıntı sahibi ""mihmandar""

Kıyametin akşam vakti kopacağına dair bir hadis işitmiştim.. Bu hadisin tam metnini bilen varmı?

cuma günü akşam namazından sonra olacağını işitmiştim bende..
Akşam ezanı ondan hızlı okunuyormuş
Yanlızlıklar Rıhtımında

36

10.03.2007, 20:59

Değerli kardeşim sorunun tam cevabını bilemiyorum ,ancak akli bir cevap verebilirim.
Önce Alıntı yaptığınız Mihmandar adlı kardeşin sorusuna cevap lazım. Gerçi cevap verilmiş ancak bende bir şey yazma heveslisiyim :D

Ramazan ayında iftar saatini beklerken tv'yi açmışındır. ıllere göre iftar vakitini veririr ve hepsi farklıdır. Mesele , Diyarbakır ıstanbula göre yaklaşık bir saat erken iftar ediyor. ıftar etmişse demek orda akşam olmuştur. Oysa bizde heniz ikindi vaktidir. Kerahet dahi girilmemiştir.
şimdi, kıyamet Diyerbakıra göre mi akşam vakti kopacak yoksa ıstanbula göre mi?
Sanırım çelişkiyi anladın

ışte , bu bir hadis değildir. Eskide enlem-boylam meselelerini ve zaman farklarını tam idrak edememiş bazı hocaların Hadisten tevilleridir. ıltibas etmişler.
Ben öyle bir hadisin var olduğunu duymuştum. Tam bilemiyorum ,ama "Kıyametin akşam vaktini hatırlatması ile alakalı olması lazımdı. Hem Üstad dahi Risalede bu yönde açılım yapmış.

Aynı mantık Cuma Akşam vakit, sözü içinde söyliyebiliriz. Meslela bizde Cuma iken bazı ülkelerde Cumartesidir yada Perşembedir. Yani, ben tahmin ediyorum burda da kasıt kıyametin Cuma toplantısına benzetilmesi ile alakalı olabilir
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

37

14.03.2007, 10:58

bende birşey yazayım dedim;

kıyamet mehdi gibi konularda bir çizgi olmalı ve orta yolda bulunmalı...

gefletteki insanların ve imansızların en çok takıldığı konuların başında gelir kıyamet...hep o güne yaklaştık , ha oldu ha olacak şeklinde tedirginlikler ve söylemler...

burada bir nükte var elbette;

sanki hepsi yaşayıp kıyamete ulaşacak ve o dehşetli sarsıntıları yaşayıp ekstra azap çekecek...

ölüm her insanın kıyametidir,buna hazırlanan kıyamete de hazır olur....
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

YaMusaB

Stajyer

Mesajlar: 154

Konum: KaFKasYa

Meslek: TaleBe

  • Özel mesaj gönder

38

14.03.2007, 11:25

'ıhdinas sıratal mustakim'in ebced hesabı ile ilgili birşeyler duymuştum, bilgisi olan abiler var ise bizimle paylaşsın inşaAllah

Mesajlar: 11

Konum: Ankara

Meslek: teknisyen

Hobiler: dini konularda araştırma

  • Özel mesaj gönder

39

18.03.2007, 14:55

kıyamet

Allah razı olsun hepinizden çok güzel açıklamışınız.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir