Muhabbet Fedâileri

1- Bacım o Musa a.s. ile ilgili bilgiye nereden kavuştuğunu yazsın,
2- Toprağın peygamberlerin aleyhimüsselâm cesetlerini yemeyip, çürütmemesini kendine nasıl mesned yapıyor, ben bunu kabul etmiyorum, kendince uydurduğu (ona oluşturdu diye iletin, kuyruğuna basılmış it gibi kızışmasın) kaidelere göre nasıl böyle ictihadlar yapıyor, bundan da ötesi nasıl tekfir ediyor koca bir cemaati?

Hem ona Hz.Yunus aleyhisselâm'ın misalini sor, kavmi onu dinlemedi, o da kavmini bıraktı gitti, Allah da onu balığa yutturdu, o da balığın karnında la ilahe illa ente subhaneke inni küntü minezzalimin duasını etti, sonra Allah onu oradan kurtardı. şimdi ne diyecek acaba, peygambere hayvanat musallat olmaz mı? Halbuki bu ayetle sabit bir kıssa. Hem Hz.Yusuf aleyhisselâma bir baksın, Hz.Yusuf a.s. yaptığı tebliğattan çok, güzelliği ve başına gelenler, sonra sabrı, tevekkülü ve kurtuluşuyla ünlüdür. Kur'an'da Hz.Yusuf'un ağzından, beni müslüman vefat ettir, ey dünyada ve ahirette velim, beni salihler arasına dahil eyle, şeklindeki dualardan ve onun başkalarının rüyalarını tabir eden sözleri ve bir kısım başka sözlerinden başka ne söz duymuş, şunu sorayım, Hz.Yusuf aleyhisselâm'ın, Kur'an'da, insanlara tebliğ ettiğine dair bir tek ayet gösterebilir mi bana?

Demek ki, onun nebi olmasının bilinmesi, Kur'an'da onun insanlara nasihatte, tebliğde bulunduğunun görülmemesinde bile, peygamberlik vazifesini yerine getirdiğini ifade edebiliyor.

Bir şeyin, Kur'an'da alenen beyan edilmemiş olması, o şeyin olmadığı veya olamayacağı manasına gelmez. O şeyin olmadığına, olamayacağına dair bir beyan, bir ayet var ise, bu o zaman geçerlidir. Hz.Eyyub hakkında Kur'an'da fazla tafsilat yoktur, ama allame arkadaş, kendi zannınca bir farz, bir iman kaidesi oluşturmuş, buna muhalif olanı kafir görüyor.

Yaptığı kıyaslar ilimden son derece uzak, yaptığı tekfir son derece insafsız, hadisleri böyle kullanması da son derece çirkin.

Alıntı sahibi ""insirah""

2. lemalar da Eyyub aleyhisselam hakkında kurt çıktığı yazılmış. Bu kesinlikle doğru değildir

s.a.

ınsan bi Allah u Alem der...

Buradaki kardeşin niyeti çok çok ihlaslı olsa bisefer 'kardeş ben böyle biliyorum olayı, fakat risalelerde böyle yazılmış, sizce bir terslik yok mu, yada benim anladığımdan farklı bir anlam mı var, yardımcı olurmusunuz' der... Ama 'kesinlikle doğru değil sen de objektif bak' diyor... Amaç doğruyu bulmak değil, kendi doğrusuna çekmek... buda herhalde ihlaslı bir dawranış olmasa gerek... Allah-u Alem...

Hem peygamberde kurt olmaz demek Allah'ın işine karışmak olmuyor mu... Allah istediğini yapar... Onun yaptığı her şeyde bir hikmet vardır... O hikmeti arayacağımıza gidipte o öyle olamaz demek ne kadar mantıklı...

Hem hadi dediği doğru olsa ve Üstad'ın o kadar doğru yaptığı şeyin arasından yanlışını bulsa, diğer tarafa gidince bu bundan mükafat mı bekliyor, 'aferin sana Bediüzzaman ın yanlışnı buldun, kimse bunu düşünememişti' diyeceklerini mi bekliyor : )

Neyse herkesin bir hissesi var ya, herhalde kardeşin hissesi zarar etmiş : )

insirah abla Allah sana kolaylık ve sabır verir inşaAllah

muhabbetle

Değerli iman mücahiti kardeşim, cevapların güzel oluyor. ıthamını ustaca ona yönlendirmişsin. Biraz kızsada ihlaslı ise utanacak ve panik yapacaktır. Bu tür insanlara kendi kaynaklarını ustaca ve nazara vermeden kullanman doğru olur. Ama onun kaynakları ile delil getirmen güzel olabilir. Sen şimdi onun değer verdiği adamları ustaca öğren derim. Kendi doğrularını savunman zor olduğu zaman onu yanlışlarını ön plan çıkarmak her zaman işe yarar bir taktik olmuştur. Lakin bu yanlışları soru tarzında, dostane bir uslupla söylemek uygun olur.
Haddimi aştıysam helal et kardeşim...

ışi yokuşa sürüyor

1- Peygamberlerin cesetleri çürür demedik, peygamberler de hastanalabilir dedik, bunu idrak etmesini beklerdim.

2- Biz zaten Peygamberler tebliğ yapmaz demedik, yapar dedik, yapsa bile, yaptığı ve konuşmaları Kur'an'da geçmeyebilir dedik, zira çok Peygamber aleyhimüsselâm ismi geçmiş ama kiminin kendi halklarıyla konuşmaları geçmemiş.

3- Peygamberlerin tiksindirici hastalıklara düşmeyeceklerini gösteren delili nedir, ayet ve hadisleri, varsa kıyas ve icmayı lütfen rica edelim.

4- Said Nursi, o hastalığa yakalandığını iddia ediyorsa, mutlaka bunu bir hadis gibi bir kaynağa istinad ederek söylemiştir, Abdulkadir Badıllı abinin Risale-i Nur'un Kudsi kaynakları adlı eserinde, risalede geçen ayet, hadisler, Arabî metinler gibi şeylerin kaynakları detaylı belirtilmiş verilmiştir,

Ayrıca, bütün nurcuları tekfir etmemiş diyerek, bir kısım Nurcuları tekfir etmiş olduğunu gösterdi.

Demek tekfir etti, %100 bariz delili var, eğer var ise, niye direk bizimle paylaşmıyor?

5- Hadis ilminden fikri yoksa, lütfen bize bildirsin, kendisiyle daha fazla uğraşmayalım. Tirmizi'de, sahih olmayan hadisler de kendisine gösterilebilir. Hadis alimleri incelemiştir, birbirlerine muhalif beyanda da bulunmuştur, kimisi bir hadis için benim metoduma göre sahihtir der, kimisi kabul etmez, mevzudur der, sahih mevzu ne, Buhari ve Müslim'deki hadisleri dahi tenkid eden alimler var, kendisinin bundan haberi var mı? şimdi bu alimler, hadisleri, senetlerini ve doğruluklarını inceledikleri için kafir mi oldular?

En büyük alimler bile, muhalif hükümler vermiş olabiliyor.

6- Eklenmişse madem kim eklemiş, niye zann üzere konuşuyor?
Acaba bilmiyor mu, Bediüzzaman hayattayken matbaa ile çoğaltıldı ve tashihten geçti? ılla hayattaki Üstad'ı bizzat görmüş talebelik etmiş abilerden biriyle temasa geçip, Üstad'ın tashihinden geçmiş orjinal risalelerin taranmış resimlerini buraya mı aktaracağız? Badıllı abide çok orjinal nüsha var, ama işi gücü yok yaşlı adamı, bunun için mi rahatsız edeceğiz?

ıddialar çok, ama kanıt yok!

Alıntı sahibi ""insirah""

şUNU YAZMIş

Evet peygamberler hastalığa düşebilirler ama insanların nefret edeceği bir hastalığa düşmezler. Yani tiksindirici hastalıklara düşmezler. Eyyub aleyhisselamın hastalığı 18 sene sürmüştür. Bu da hadisle sabittir. peygamberlerin sıfatlarını biliyorsan bunun iftira olduğune hemen anlarsın.

Bismihi subhanehü

Hazreti Eyyub (a.s.) öyle siddetli bir hastaliga kapildigi icin Kuran´da yer almaktadir ve bu siddetli hastaligada sabrettigi icin. Elbette bu bahis "Musibetlerin en büyügü peygamberlere gelir" manasindaki Hadisi Serif mealinin dogru oldugunu ortaya cikariyor.

Dolayisiyla böyle bir hastaligi ancak Peygamber ceker ve buda Eyyub (a.s.). Zira bir Peygamberden baskasi böyle siddetli bir hastaliga dayanmasi mümkün degildir. Insanlar ise siddetli hastaliklardan nefret eder. Eger Ehli kesif insanlar kitaplarlarinda bu "Kurt" meselesini anlatiyorsa bunda bir bildikleri oldugu icindir. Bediüzzaman tek kisi degildir bundan bahseden, belki yüzler velayet sahibi insanlardir. Iste benim delilim budur. Zira kuranin hükmüyle 4 sahit yetiyorsa bukadar sahit, Kuranin hükmüyle yeterlidir.

El baki hüvel baki

Alıntı

ımam Tirmizi'nin kitabına bakabilirsiniz çok araştırma yapıyorsanız. Sünen'i tirmizi'ye bakınız o zaman.

Böyle komedi görülmüş şey midir? Yahu bu adamın Tirmizî'nin süneninde kaç bin tane hadis var haberi var mı?

Üstelik hadis diye bahsettiği sadece Peygamberlerin cesetlerinin çürümediği. Bu hadisi, nasıl Peygamberler aleyhimüsselâma envai çeşit hastalık musallat olmaz sözüne delil yapıyor?

Yok başka bir hadis varsa, hangi babda, hangi fasıldaki hadis, numarası ne, biliyorsa Arapçası, bilmiyorsa Türkçesi ne, Allah aşkına söylesin!

Bu arkadaş hangi cemaatin mensubu?

Yoksa Türkiye gazetesinin internete saçtığı kitapları okuyarak mı bu hale geldi?

Nato mermer, nato kafa, ha söyle, ha söyle!
(Ha mermer, ha kafa, ister söyle, ister söyleme!)

Niyeti bozuk adamla uğraşılmaz, sürekli yeni mazeret üretir.


ıki bedevi varmış, sırt üstü yatmışlar, dinleniyorlarmış bir gölgelikte. Sonra, ilerideki dağın önünde bir karaltı görmüşler. Biri demiş "Bence o karga", diğeri demiş "Bence keçi." , bir münakaşadır gitmiş..."Keçi" "Karga" "Keçi" "Karga"
Biraz sonra o gölge uçup gidince haksız durumdaki bedevi demiş: "Uçsa da keçi, uçmasa da keçi."

ınşirah Kardeşim, hizmet şevkin gerçekten Nurlar adına çok sevindirici. Evet Kardeşim, çalışmak bize düşmüş, zafer ise Allah'a aittir. Biz istediğimiz kişiyi hidayete erdiremeyiz. Bu ancak Allah'ın lütfüdur. Zaten, Rabbim bizim çalışmamıza ,arzumuza göre bu dini ihya edecek, gerisi boş. Onları korkutsanda korkutmasanda, ıspat etsende etmesende onlar için müsavidir. Onlar imana gelmezler. En kötüsü de "onlar Allah'a ve ahiret gününe inandık derler", lakin; gereği gibi değil.

Bu çalışmandan geriye kalan şirket-i maneviye eklenmiş sevaplardır. Bu da bize yeter. Sen üstüne düşenin en güzelini yaptın.

Selam dua ve muhabbetle ile

Taassubun ucunun olmadığını ve din hamiyeti adı altında ahmaklığın da ne kadar büyük olduğunu,

Haricilerin, Hz.Ali r.a. 'yi hakem meselesinden ötürü, "Allah'ın kitabıyla hükmetmedin" diyerek şehid etmelerini öğrendikten sonra kavramıştım.

Hz.Osman'ı r.a. da uyduruk sebepten şehid ettiler.

Halbuki bu iki zat, cennetle müjdelenen 10 kişi içinde, 2 si halife, ama karşılarındakiler de -sözde- müslüman, ve bu adamlar Kur'an ile hükmederek bu iki güzide şahsın katlini vacip görüyorlar, vesselâm.

O allame-yi kübra bunu okursa, ne demek istediğimi anlar.