Halihazır zamanı geniş istikbal ile mubadele edenler kazanır
Bu konularda aceleci olmamak gerektiğini, Bediüzzaman Hazretleri Sunuhat adlı eserinin "Rüyada bir hitabe" başlıklı makalesinde "Pek cüzi ve mütehavvil ve mahdut olan hali, geniş istikbal ile mubadele eden kazanır." (mütehavvil=değişken, mubadele etmek= değiştirmek, yerine koymak) diyerek vurguluyor...içinde bulunduğumuz, geçici olan kısa zaman diliminde uğradığımız felaketler bizleri yanıltabilir..geleceği görerek hareket etmemiz bizlere öneriliyor...geleceği anlamak içinde,gayb aleminden bizlere haber veren,gizli hadiseleri gün ışığına çıkartan Kuran,hadis ve Tefsir kaynaklarını çok iyi incelememiz ve hadiseleri makul olarak sabır ve tevekkülle değerlendirmemiz gerekmektedir...
Evet ayet ve hadisler gelecek yıllarında cephenin oldukça genişleyeceğinden bahsediyor ve bizleri bir olmamız ,barbarlara karşı direnmemiz konusunda uyarıyorlar..Aşağıdaki hadisler bunu açık bir şekilde vurguluyor...
“Beni Abbas’ın değirmeni döndüğü zaman,bayrak sahipleri atlarını şam’da zeytin ağaçlarına bağladığı zaman ve bu ordu ile Allah’ın “Esheb ve ailesini” yok ettiği zaman, onlardan kaçacak ve saklanacak kimsenin kalmadığı zaman, Caferiler ve Abbasiler düştüğünde ,”Ciğer yiyen oğulları(Süfyani) şam minberine oturduğunda , Berberi kavmi de şam’a geldiği zaman , işte bu Mehdi’nin çıkış alametidir.”
(Naim Bin Hammad)
"Zevra'da bir savaş olur.Zevra doğuda nehirler arasında bulunan ve ümmetimin en şerlilerinin yaşadığı bir şehirdir.zalimler hep orada otururlar....
Süfyani üçyüz altmış süvarisi ile şam'a varır ve bir ay içinde otuzbin kişi onlara iltihak eder.Süfyani daha sonra ordusunu Irak'a gönderir ve Zevrada yüz bin kişiyi öldürür.Nihayet Kufe'ye varırve onları esir ederek bir ordu daha hazırlarve onu Medine'ye gönderir.Ancak bu arada doğuda başlarında şuayb bin Salih Temimi'nin bulunduğu bir ordu toplanır ve düşmanlarını yok ederek Kufe'li esirleri kurtarır."
" Süfyani Kufeye girer ve üç günlük bir işgalden sonra altmış bin kişiyi öldürür.Burada on sekiz gece kalır.Kufenin mallarının hepsini paylaştırır.....Sonra Kufe havalisinden kendilerine "Usub" adı verilen bir cemaat çıkarki silahları azdır.Onların arasında Süfyani'nin arkadaşlarını farketmiş olan bir kısım Basralılar da bulunur.Böylece onlar Kufe halkından esir bulunanları Süfyani'nin elinden kurtarırlar ve ardından siyah bayraklı ordu beyat için Mehdi'ye gelir."
"Süfyani ,Kufe ve Basra'ya girdikten sonra ordularını etrafa gönderir....Haşimi bir gencin komuta ettiği ,siyah bayraklı bir ordu çıkar.Ve Allah bu ordunun işlerini kolaylaştırır.Sonra Horasan sınırında onların lehinde bir olay olur.Bu haşimi karayolu ile ilerler ve şuayp Bin Salih Temimi'nin komutasındaki bir başka ordu ile birleşerek,Estahir kapısındaki savaştan sonra Mehdi ile buluşurlar...Bu savaşlar atlarının ayaklarını kanlar içinde bırakacak kadar şiddetli olur.Yine Allahü Teala ,başında Ben-i Adiyyden bir adamın olduğu ve Sicistan'dan gelen bir orduya da yardım edecektir..ve Ahvaz'da kendilerine "Usub" denilen hepsi de Kufe ve Basralı bir topluluk çıkıp Kufe'li esirleri kurtaracaklardır."
"Bu ordu(şuayb ve Haşimi) Estahir kapısında Süfyani ile karşılaşır.Büyük bir savaş olur.Neticede siyah bayraklılar galip gelir ve Süfyaninin ordusu hezimete uğrar.Süfyani kuvvetleri kaçar."
"şuayb Bin Salih Temimi ,Süfyaninin ordusunu yenerek Beyt'ül Makdis'e iner.Mehdi'nin saltanatını hazırlar."
(Naim Bin Hammad)
Değişik zamanlarda Nurani bir gözle geleceği gören Peygamber Efendimiz (SAV) tarafından rivayet edilen Hadisler de değişik önemli olaylara dikkat çekilmektedir...
Ben-i Abbasın değirmenin dönmesi Irakta savaşların başladığını göstermektedir.Burada ilginç olanı bayrak sahiplerinin şam’da zeytin ağaçlarına atlarını bağlamasıdırki..şam bu gün sadece Suriyeyi değil özellikle Anadoluyu ve Anadolunun ekonomik,ticari kalbi ve manevi kıblesi olan ıstanbulu işaret etmektedir..yani önce Anadolu'da enerjisini ve desteğini Barbar imparatorluğundan alan birileri darbe veya hileli bir seçim yaptırılarak iktidara getirtilir...bu iktidar Anadolu da barbar imparatorluğunu temsil etmekte ve emirlerini harfiyen gizli veya açık olarak yerine getirmekte ve 360 kişilik kurmay heyeti bulunmaktadır...bir ay içerisinde otuz bin kişilik bürokrasi ordusu,medya ordusu,ilim adamları,bazı hocalar,sermaye kesimi ve özellikle hortumcular taifesi bu iktidara tabi olur...
Caferiler -ıran ve Abbasiler -Irak düşüyor...Barbar imparatorluğu Suriyeyi ve Anadoluyu işgal ediyor..ıktidara kendi uşaklarını getiriyorlar...Bağdatta yüzbin ,Kufede altmış bin kişi asker sivil katlediliyorki bu gün tahmini açıklanan rakamlar da bu civardadır..daha sonra Barbar imparatorluğu Mekke ve Medine üzerine ,yani Suudi Arabistan'a bir ordu gönderiyor ve Hicaz’ı işgal ediyor...
Mısır,Libya cezayir gibi ülkelerdeki Müslüman gönüllüler barbarlarla Savaşmak üzere Suriye 'ye gelmeye başlarlar..ki bu gün Kahirede cihat etmek üzere binlerce gönüllü sıraya girmiştir..
Ve barbar imparatorluğunun zulmüne karşı direnen ve savaşan ordu ,şuayp Bin Salih Temimi ve Haşimi gencin komutasında barbar imparatorluğunu büyük bir hezimet uğratıyorlar...ısraili yıkarak Kudüs'ü alıp Mehdinin hükümetini hazırlıyorlar..
Burada bizlerin hangi safta olduğumuz çok önem kazanıyor..insanlığı yok etmeye çalışan ve korku dehşet salan barbarların mı yanındayız..Yoksa ıslam dünyasına ve tüm insanlığa huzur,barış ve adalet getirecek Mehdiyyet hareketinin mi yanındayız..
Evet önümüzdeki günler, kimin hangi safta olduğunu belirleyen günler olacaktır...
Bu gün bu manzaradan ibret ve ders alamayanlar, almak istemeyenler, Devlet mülkü üzerinde sorumsuzca barbar imparatorluğunun desteği ile oturanlar....o koltuklar bir süre sonra size diken, ateşten gömlek olur ,maşalık göreviniz bittiğinde bir kenara paçavra gibi atılıverilirsiniz...
Size sundukları bir kaç milyar dolar sadece bir havuçtur ve kurulan tuzağın habercisidir...hala anlamadınız ve anlamak istemiyorsunuz...ben tekrar etmekten usandım, siz anlamamaktan usanmadınız...efendiler.. mülk tehlikede devlet, ülke mülkü....Türkiye gizli,sinsi ve hain bir işgal planı ile karşı karşıya...Ankaradaki büyükelçileri kanalı ile duyurmaya çalıştılar..”Türkiye içine kapanmış, her an ıslam dünyasına yönelebilirmiş..bunun çok tehlikeli sonuçları olurmuş”...iste size ABD müdahalesi ve işgali için hain ve sinsi bir neden..ister darbe yaptırtarak ,isterse IMF veya Dünya Bankası ile kıskaca alarak yakın bir zamanda Türkiye ile ilgili planlarını uygulamaya sokacaklarından hiç şüpheniz olmasın...Powell ‘ın gelişi ile Kerkük ve Musula Peşmergelerin ve ABD lilerin girmesi karşılığında bir milyar dolarlık hibeyi vereceklerini duyurdular ve sizi kalın bir zincirle bağlayıp gittiler… sonuçta birileri de Kerkük ve Musula girdiler.. çok merak ediyorum nutuk atanları...yarın hangi oldu bittilere göz yumacaklar, ülkenin hangi köşesini, limanını, üssünü barbarlara kiralayacaklar..tıpkı Moğol barbarlarıda böyle idi..önce srtatejik ortaklık kurarlar ,dostluğunuzu kazanırlar,sonra ağır silahları ve orduları geldiğinde sizin tüm topraklarınızı, imkanlarınızı üslerinizi isterler, karşı çıkarsanız işgal ederek imha ederlerdi...tıpkı Cafer Hoca ile Danişmend Hacip gibi işbirlikçilerinin uyanıp halkı cihada davet ettiklerinde ,barbarların onları sinsi bir okla vurarak yok ettikleri gibi..Anadolu Selçukluları tarihte, Moğollarla malesef yeterli mücadele edemediği için yıkılıp tarihe karışmıştır..
Anadolu’nun ve ıstanbul’un ahirzamanda işgal edileceğinden ve Mehdinin komutasında ıstanbulun yeniden fethedileceğinden bahseden bir sürü hadisler mevcut..merak edenler açıp okuyabilir....yani Türkiyenin mülkiyeti işgalcilerin eline bir türlü geçecek...ve milli bir direnişle geri alınacak...
Buradan Türk milletini uyarıyorum..düşmanımız hemen yanıbaşımızda katliam yaparken aklından aynısını bizlere uygulamayı geçirmektedir..içeride ve dışarıdaki hainlere, satılmışlara, iki yüzlülere karşı bir olalım, direnelim..mülk gittikten sonra geri almak çok zordur..işte Irak, işte Filistin, işte Azerbaycan-Karabağ örnekleri gözümüzün önünde duruyor..
Ümitvar olunuz! ıstikbalde en yüksek gür seda ıslam’ın sedası olacaktır!!!
Bu arada Amerikan uşağı bazı medya kesimi ile sermaye ,piyasa kesimi ve yarım akıllı siyasetçiler tarafından Bağdat hüsranı sürekli olarak ıslam Dünyasının aleyhine işlenerek, insanlarımız büyük bir yeis ve ümitsizliğe düşürülmektedir...elbette ıslamın hüsranına duygusal tepki göstermekte haklıyız..ancak gelecek zamanı, geçmiş ve hazır zamanla birlikte geniş olarak düşünmediğimiz ve doğru olarak yorumlamadığımız sürece, ümitsizlik bizleri sürekli moral bozukluğuna ve manen yıkıma sürükleyecektir.. ki bu durum emperyalistlerin en çok arzuladığı ,onların lehine bizleri esir edecek dehşetli bir zaaf durumudur...
Tam yüz yıl önce şam’da bütün ıslam dünyasının hazır ve gelecek kuşaklarına hutbe okuyan aziz ve mualla bir ruha ,nurani bir gaybi göze sahip olan,Mehdi-i Azam Bediüzzaman Hazretleri sanki bu günki içine düştüğümüz,hasaret ,üzüntü ve yeisleri görerek şam hutbesinde bu konuyu vurgulamış;
"Yeis en dehşetli bir hastalıktır ki: Alem-i ıslam'ın kalbine girmiş....o yeistirki, yüksek ahlakımızı öldürmüş, menfaat-ı umumiyeyi bırakıp, menfaati şahsiyeye nazarımızı hasrettirmiş. Hem o yeistir ki kuvve-i maneviyemizi kırmış.....Yeis milletlerin seretan denilen en dehşetli hastalığıdır...korkak, aşağı ve acizlerin şenidir, bahaneleridir."
Ümitsizliğe düşerek ,her şeyi kaybettik havasına girmek insanların zalimlere olan direncini kırmakta zayıf insanları ise mücadeleden vazgeçirmektedir...halbuki bu ortamda geleceği hissederek, sezerek, görerek, gerçek galibiyet ve sonucun ileride alınacağını bilerek hareket edilmesi durumunda ,hiç bir hadise bizim maneviyatımızı bozamaz, tam aksine bizi mücadeleye,hizmete ve direnmeye sevk eder....
Yine aynı şam Hutbesinde Bediüzzaman Hazretleri bizlere yakın bir zamanda gerçekleşecek önemli küresel değişim ve yenilenmelerden bahsederek moral ve ümit veriyor...
"ıstikbalin kıtalarında hakiki ve manevi hakim olacak ve beşeri dünyevi ve uhrevi saadete sevk edecek yalnız ıslamiyettir ve ıslamiyete inkilab etmiş, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak ısevilerin hakiki dinidir ki Kuran'a tabi olur ittifak eder...
ınşallah istikbaldeki ıslamiyetin kuvvetiyle medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulhu umumiyi de temin edecek."
Sunuhat adlı eserinde ise gelecekle ilgili bizlere çok önemli müjdeleri habr veriyor ;
"şark husumeti ıslam inkişafını boğuyordu, zail oldu ve olmalı. Garb husumeti ,ıslamın ittihadına ,uhuvvetin inkişafına en müessir sebeptir, baki kalmalı....
Ümitvar olunuz ,şu istikbal inkilabı içinde ,en yüksek gür seda ıslamın sadası olacaktır!."
Evet günümüz insanı basit bir mağlubiyet veya başarısızlıkta dahi hemen silahını teslim ediyor, mücadeleden hemen vazgeçiyor...Bizlere yakışanı ise akıllıca davranmak, olayları doğru okumak, dünyaya korku ve dehşet salan Barbar imparatorluğunun muazzam askeri gücüne ve istila hareketine bakarak ,aldanarak onun tuzağına düşmemek dir..
Tarih, gücünün zirvesinde iken ummadığı bir an ve şekilde tepetaklak olan imparatorluklar ve devletler ile doludur..bu konuda Kuran,Hadis ve tefsir kaynaklarında bizlere yeterli müjdeler ve ikazlar yapılmış..araştırıp incelediğimizde ,moralimizi bozacak yerde sabır ve tevekkülle davranmamız mümkündür...
Kıştan sonra baharın gelmesi gibi," Böyle bir cemaat-i azime içindeki mukaddes kuvveti tehyic edecek ve uyandıracak hadisat-ı azime vücuda geliyor...elbette o kuvvet-i azimedeki bir hamiyet-i aliye feveran edecek .." diyor ahirzamanın en büyük Müfessiri , Müceddi ve Mehdisi....
"Tehyic" ve " Feveran" kelimelerinin taşıdığı ; heyecanlandırma , coşturma, ayağa kaldırma, maddi ve manevi fışkırma anlamlarının gerçekleşeceği bir inkılabın henüz başlangıcındayız...Tüm insanlık ve ıslam dünyası uyanmış ve barbarlığa ,zorbalığa ve zulme karşı gizlice direnmeye başlamış...
"Mehdinin askerleri tekbir getirdiği zaman Rumiye'nin duvarları yerle bir olacaktır" diyen Hazreti Peygamber(ASM) bizlere Roma'nın yani Avrupa ve Amerikanın da yakın bir zaman süresinde fethedileceğini, dünya hakimiyetinin sağlanacağını haber veriyor.
" Fethi ikmal edecektir " müjdesinde ise bütün insani sistemlerin teker teker yıkılacağı,tüm insanlığın huzur ,barış ve adaletinin sağlanacağı,ve Mehdinin fethettiği tüm ülke halklarının sevgisini kazanacağı ima ediliyor..
Daha önce de kısmen belirttiğimiz üzere, saflardaki ayrılık giderek daha da belirginleşiyor....ilerde karşılaşacağımız süprizler asla bizlerin moralini bozmasın...verilen müjdeler yavaş yavaş gerçekleşiyor...
Bizlere akıl ve sabır ver Rabbim..bize Alperenlerin , Mücahit Gazilerin, Hizmet Erlerinin, Kudsilerin fetihten fethe koşacağı, dünyaya ve insanlığa adalet ve huzur ve barış sunacağı, masum ve garibanların korunacağı ve zalimlere, katillere yaptıklarının hesaplarının sorulacağı aydınlık günler ve nurlu sabahlar ihsan eyle...Amin...
Selam ve saygılarımla......